Korsan kitap almayın

Doğan HIZLAN

Türkiye Yayıncılar Birliği ile bazı tanınmış yazarların bir arada yaptığı basın toplantısında korsan kitaplar konusunda verilen bilgiler ve rakamlar ürperticiydi.

Korsan kitap, hem yayıncıyı hem de yazarı zarara uğratan, hukuk dışı bir durumdur.

Ne yazık ki adalet mekanizması da bu konuya yabancı. Kararın alınmasından uygulanmasına kadar geçen süreçte, atı alan Üsküdar'ı aşıyor. Polis, matbaa basmaktan korkuyor.

Tarihi filmler dışında, korsanlığın her türlüsünden nefret ederim.

Aşağıda sunacağım rakamlar, işin vahim boyutunu yeterince ortaya koyuyor.

Dokuz yayınevinin vekilleri, Kadıköy ve Sahaflar Çarşısı'na yaptıkları baskında; Orhan Pamuk'un romanı Beyaz Kale'den 117 adet, Ahmed Arif'in Hasretinden Prangalar Eskittim'den 465 adet, Gaarder'in Sofi'nin Dünyası'ndan 77 adet korsan basılmış kitaba el koymuşlar.

Pan Yayınları yetkilileri bir ihbar üzerine gittikleri matbaada, 2500 adet kitabın basıldığını görünce şaşırmışlar.

Korsan kitaplar Türkiye'nin değişik şehirlerindeki matbaalarda basılıyormuş.

* * *

Korsan yayıncılığa karşı şimdiye kadar ne yapılmış?

İki yıl önceki toplantılarda alınan kararlar, yayınevlerinin ilgisizliği yüzünden uygulanamamış. Açılacak davalar için fon oluşturulmak üzere gereken para bile verilmemiş.

Şimdi Türkiye Yayıncılar Birliği'nin denetiminde bir fon oluşturulmuş. Buna karşılık, korsan yayıncıların da bir fon oluşturdukları iddası var ortada.

Önemli bir yayıncı, illegal piyasa, legal piyasayı yakaladı diyor.

Geçen hafta, Kadıköy'de bir kitapçının önünde kurulan korsan tezgahta satılan bir kitap bestseller olurken, dükkanda tek adet bile satılmıyormuş.

Şu anda İstanbul'da bilinen korsan kitapların pazarlandığı tezgah sayısı 120.

Anadolu'dan buraya göç eden işsizler ordusu için korsan yayıncılık bir sektör. Asıl korsanlar, yakalanamadığı için de, caddelerde tezgah açanlar toplanıyor. Onlar da, elimde irsaliye makbuzu var, diye itiraz etmekteymişler.

Korsan tezgahlarda kitap yüzde 50 indirimle satılıyor. Önceleri alttan alan korsanlar şimdi dikleniyorlarmış...

İşin bir başka üzücü cephesi daha var:

Yayıncılar en çok bile bile bu korsan kitapları alanlardan yakınıyorlar. Hatta bazı okurlar, 'içi aynı değil mi, neden fazla para ödeyeyim. Siz bilerek okurdan fazla para talep ediyorsunuz' diyorlarmış.

Oysa içleri bazan farklı çıkıyormuş, Orhan Pamuk'un romanını okurken içinden Reşat Nuri Güntekin'in romanından bir forma çıkıyormuş.

Neyse şimdi Korsan Yayıncılıkla Mücadele Kampanyası başlatıldı...

* * *

Yayıncıların durumu gerçekten zor. Bir yandan kitaplarını basıp basıp satan korsan yayıncılarla uğraşacaklar, bir yandan da korsan okurlarla.

Tam Türkiye'ye özgü bir çelişki.