Kolonoskopiden korkmayın, utanmayın

Kalın bağırsak kanseri en sık görülen tümörlerden biridir. "Kolon kanseri" olarak da bilinen bu tümörlerin nedeni çoğu kez bağırsakta önceden mevcut olan "polip" isimli yapılardır.

Bağırsak duvarından kaynaklanan ve bağırsağın iç yüzeyine doğru büyüyen polipler bazen mantar veya karnabahar şeklinde, bazen de saplı oluşumlardır. Genelde belirti vermezler ama kanamaya, tuvalete çıkma alışkanlığında değişmeye, karın ağrılarına neden olabilirler. Polipler özellikle 50 yaşını geçen insanlarda ve daha çok sigara kullanan, düşük lifli, bol yağlı beslenen kilolu kişilerde görülürler. Bazı ailelerde genetik olarak polip oluşumuna daha sık rastlanmaktadır. Poliplerin bazı tiplerinde kanser riski çok daha yüksektir. Bu tipleri tedavi edilmezse çok genç yaşlarda kansere dönüşebilmektedir.

KİMLERİN RİSKİ DAHA FAZLA

Kalın bağırsak kanserinin polipler dışında da hazırlayıcı nedenleri vardır. Uzmanlar iltihabi bağırsak hastalığı (Crohn hastalığı, Ülseratif kolit) olanlarda riskin arttığını belirtiyorlar. Ayrıca bazı ailelerde kolon kanserine rastlama sıklığının daha sık olduğu biliniyor. Genel olarak fazla miktarda alkol kullanan, sigara içen, kilo fazlalığı sorunu yaşayan, hareketsiz bir hayat tarzı olan ve egzersizden uzak bir yaşam sürenlerde risk artıyor. Beslenme tarzı da kalın bağırsak riskini etkiliyor. Düşük yağlı beslenen, sebze, meyve, tahıl ve bakliyat gibi posadan zengin besinleri bol yiyenlerde risk belirgin olarak azalıyor.

SANALI DA VAR

Aile hikayesi olanlarda genetik araştırmalar önem kazanıyor. Genetik araştırmalar dışında düzenli olarak yapılan kolonoskopik incelemeler de güvenli bir tarama aracı olarak kabul ediliyor. Çoğu insan kolonoskopik inceleme yaptırmaktan veya benzeri testlere girmekten utanıyor. Bunun son derece yanlış ve bilinçsiz bir yaklaşım olduğunu bilmelisiniz. Kolonoskopi dışında gaytada gizli kan tarama testi de faydalıdır. Radyolojik yöntemler eskisi kadar çok sık kullanılmıyor. Ancak son zamanlarda kullanıma giren "sanal kolonoskopi" gibi yeni teknolojiler ümit veriyor.

Bu son test emniyetli, rahat ve kolay uygulanabilirliği nedeni ile ilgi çekiyor. Bu testte 2-3 dakikalık bir sürede bilgisayarlı tomografi ile kalın bağırsaklar ayrıntılı bir şekilde inceleniyor. Yani doktorunuz kalın bağırsağınızın içine girmeden her bölümünü radyolojik olarak inceleme imkanını buluyor. Bununla birlikte klasik kolonoskopi hálá güvenilir teşhis ve tarama özelliğini koruyor. Kalın bağırsak kanseri özellikle orta yaşlardan sonra sağlığı önemli ölçüde etkileyen ve tehlikeli sonuçlar doğurabilen bir tümördür. Belirli aralıklarda kolonoskopi yaptırmak bu tümöre yol açacak olan riskli poliplere daha erken müdahale etmeye veya oluşmuş tümörleri başlangıç döneminde yakalamaya olanak tanır. Bu nedenle kolonoskopiden korkmayın ve kolonoskopi yaptırmaktan utanmayın!

DİYET GÜNLÜĞÜ

Sorularınız için: Tel: (0212) 236 73 00

Bayramda yapabileceğim hafif bir börek tarifi verebilir misiniz?

Mercimekli pırtık böreği

(1 dilimi 200 kalori)

Malzemeler:


n 3 adet yufka

n 2 su bardağı yeşil mercimek

n 1 su bardağı sıvı yağ

n 4 su bardağı su

n 2 baş soğan

n Tuz

n Karabiber

n Pul biber

Yapılışı:

1.
Yeşil mercimeği soğuk suya atın, kaynamaya yakın 1 tatlı kaşığı tuz ilave ederek pişirin.

2. Soğanları doğrayın. İki çorba kaşığı kadar sıvı yağ ile pişirin.

3. Soğanları, yeşil mercimeği, 1 tatlı kaşığı kadar tuz, karabiber, pul biberi ve kalan sıvı yağı bir kapta karıştırın.

4. 1 adet yufkayı elinizle ufak ufak parçalayın.

5. Mercimekli karışımın içine katarak karıştırın.

6. 1 adet yufkayı düz tepsiye serin.

7. Karışımı üzerine yaydıktan sonra diğer yufkayı üzerine serin, kenarlarını kapatın.

8. 180 derece önceden ısıtılmış fırında üzerleri kızarana kadar pişirin.

niluferinceis@yasasinhayat.org

Diyetimi ne sıklıkta değiştirmem gerekiyor?

Ara kontrol nasıl gidiyor testi

Uyguladığınız beslenme programıyla kilo kaybı devam ediyor ise diyetin kalorisinde değişiklik yapmanıza gerek yok demektir. Ama eğer kilo kaybı durduysa veya yeme saatleri veya yemek yediğiniz yerde değişiklik var ise bu duruma göre programınızda oynamalar yapabilirisiniz. Yani vücudunuzun verdiği tepkilere göre beslenme programınız değişebilir.

Ayda bir gün 10 soruluk "nasıl gidiyor" testi uygulayın. İşte testinizin soruları :

1. Diyetimdeki öğün saatlerine dikkat edebiliyor muyum?

2. Diyetimde yer alan yiyeceklerin hepsini tüketebiliyor muyum?

3. Diyette olması gereken yiyecekleri hazırlıyor muyum?

4. Ne sıklıkla kaçamak yapıyorum?

5. Günde kaç bardak su içiyorum? Kaç gün su içmeyi unutuyorum?

6. Haftada kaç gün spor yapıyorum?

7. Bu ay kaç kilo verdim/ ne zamandır aynı kilodayım?

8. Besin çeşitliliğini sağlayabiliyor muyum?

9. Sosyal ortamlarda diyetin ne kadar dışına çıkıyorum?

10. Mutlu muyum? Kendimi nasıl hissediyorum?

gunes@yasasinhayat.org

Probiyotikler ne işe yarıyor

Probiyotik bakteriler, bağırsaktaki mikrop dengesini düzelten ve iç dengeyi olumlu yönde etkileyen canlı organizmalardır. İçine L. Bifudus, L. Asilofirus, B. Longum eklenmiş olan yoğurt ve benzeri sütlü içecekler ile bu bakterilerin eklendiği diğer bazı yiyecekler probiyotik besinler arasındadır. Probiyotik besinlerin araştırmalarla kanıtlanmış pek çok yararı vardır. Bağışıklığı güçlendirmeleri, bağırsağın iç dengesini iyileştirmeleri, ishal ve kabızlık gibi problemlerin çözümüne destek olmaları, kolesterol ile mücadeleyi kolaylaştırmaları bu yararların ilk akla gelenleridir.

Dr. Evren ALTINEL

Osteoporoza doğal çözümler

Süt ve süt ürünleri osteoporozdan korunmanın en güvenli yollarıdır. Bir bardak süt veya yoğurtta ortalama 250-300 mg kadar kalsiyum mevcuttur. Bu miktar bir günlük ihtiyacınızın en azından dörtte birini karşılayacaktır. Özellikle sert peynirlerde kalsiyum miktarı daha da fazladır. Osteoporoz ile mücadelede kalsiyumdan zengin olan sebze ve meyvelerden de faydalanmayı ihmal etmemelisiniz. Lahana, karnabahar, maydanoz ve diğer yeşil yapraklı bitkiler kalsiyum ve bor minerali için güvenilir doğal kaynaklardır. Bakliyat grubu besinler ve avokadonun da kalsiyumdan zengin olduğunu unutmayın. taltan@yasasinhayat.org

Şimdi nar zamanı

Nar, doğanın size sunduğu şifalı bitkilerin en önemlilerinden biridir. Nar meyvesinin taneleri, çekirdeği, suyu çok güçlü antioksidanlar, yüksek dozda vitamin ve mineraller, bol miktarda posa ile doludur. Nar tam bir antioksidan güçtür. Avrupa ve Amerika’nın birçok ülkesinde nardan elde edilen antioksidanlar en çok satılan besin destekleri arasında ilk sıraya yükselmiştir.

Narın antioksidan gücü yeşil çayın 10, portakal ve greyfurt suyunun 5 katı civarındadır. Beslenme uzmanları, bir bardak nar suyunun 2 kadeh kırmızı şarap, 10 fincan yeşil çay ve 2-3 bardak portakal suyuna eş değer miktarda antioksidan içerdiğini belirtiyorlar. Narda ayrıca tıka basa C vitamini, demir, potasyum mevcut. Bu meyve B vitamininden de oldukça zengin. Narın bu özellikleri ile bir sağlık mucizesi olarak görülmesinde fayda var. Kış geliyor! Nardan daha fazla istifade etmeye çalışın. n Diyetisyen Kudret Alçiçek

B vitaminleri cildinize sağlık katar

B vitaminleri kompleksi vücutta pek çok koruyucu kimyasal reaksiyonda görevler üstlenir. Yağ, karbonhidrat metabolizması ve sinir sistemi fonksiyonları için destektir.

B kompleksi cilt hücrelerindeki enerji üretiminde kritik görevler üstlenir. B1 vitamini dolaşımı artırıcı özelliği ile cildin beslenmesine yardım eder. B2 vitamini cilt, saç ve tırnak sağlığı için gereklidir. Bu vitaminin eksikliğinde ağız kenarlarında çatlak ve yaralar, göz problemleri, ağız, dil ve ciltte iltihabi lezyonlar, dermatit ve saç kaybı görülebilir. B3 vitamini özellikle hücre solunumu için gereklidir. Dolaşımı düzenleyerek cilt ve tırnaklara fayda sağlar. Eksikliğinde yaralar ve yangısal reaksiyonlar görülebilir. B6 vitamini kepek, egzema ve sedef hastalığını önlemeye yardım eder. B9 vitamininin ana görevi cilt ve kırmızı kan hücreleri gibi hücrelerinizin doğru olarak büyümesi ve bölünmesini sağlamaktır. (Devam edecek)
Yazarın Tüm Yazıları