Kiralık kalem

AŞAĞIDAKİ satırlar, "Yeni Şafak" gazetesinde dehşet saldırgan bir uslûpla ve bir o kadar dehşet komplo teorileri üreten İbrahim Karagül adlı şahsın imzasıyla yayınlandı.

Haberin Devamı

"Biz, kiralık kalemlerin marifetlerine alışkınız. (?)

Türkiye ’Arrow’ füzelerini tercih etmezse, İsrail’in ve Türk medyasında ABD - İsrail için tetikçilik yapanların çirkefliğini o zaman göreceğiz".

* * *

ANLAMIŞSINIZDIR, burada "kiralık kalem" (!) diye hayasızca iftira atılan şahısları, HAMAS temsilcisinin Ankara’ya davet edilmesini eleştiren gazeteciler oluşturuyor.

Hazrete göre, böyle eleştiri getirenler Washington ve Tel Aviv hesabına çalışmaktadır.

"Çirkeflik"lerinin arkasındaki hedefi ise Türkiye’nin İsrail’den "Arrow" füzeleri alması ve "F-4" uçakları modernizasyonunu söz konuyu ülkeye ihale etmesi oluşturmaktadır.

Muhterem çağrıştırıyor ki, "Halid Meşal’in başkente çağrılması yanlıştı" diyenler ya birer CIA veya MOSSAD ajanıdır; ya da kalemlerini onlara "kiralamıştır".

Eh, dilin kemiği yok ve cahil cüretinde iş buraya varırsa, yağsın dolarlar ve şekeller!

* * *

NEYSE, tabii buradan yola çıkarak ben de komplo teorisi uyduracak değilim.

Yani, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün salı akşamı söylediği "basın gizli servislerin manipülasyonuna açık" cümlesiyle, yukarıdaki iftira arasında ilinti kurmayacağım.

Sanmıyorum ki, demokrasi ve açık toplum yandaşlığından kuşku duymadığım Gül bu çok talihsiz deklarasyonu, saldırgan "Yeni Şafak" yazarının "gazına gelerek" yapmış olsun.

İhtimal vermiyorum, vermek istemiyorum ve bir "sürç-ü lisán" olmasını diliyorum.

Fakat, öyle veya böyle, bunlar aşağıdaki kesin gerçeği hiçbir şekilde değiştirmiyor.

* * *

DEĞİŞTİRMİYOR, zira ülkemizde her kim ki bir nebze eleştirel mantık yürüttü ve bunu dışavurmak cesaretini gösterdi, anında ve derhal sırtına pespaye yaftalar yapıştırılıyor.

Hangi birini sayayım? "Vatan haini"ni mi, yoksa "Karen Fogg çocuğu"nu mu?

"CIA, MOSSAD yahut Siyonist ajanı"
nı mı, "Ali Kemal mandacılığı"nı mı?

"Dönme" yakıştırmasını mı; yoksa yukarıdaki "kiralık kalem" iftirasını mı?

Ve bu hayasız; bu iğrenç; bu rezil lûgat onu kullananların kendilerini konumladıkları noktalara ve çamur attıkları şahısların bulunduğu fikri mevzilere göre değişiyor.

* * *

FAKAT, sonsuz çetrefilliğini kavrayamadıkları bir dünyada "öteki" dehşetiyle titreyen ve korunma refleksini ancak böyle bir lûgat dağarcığında geliştirenler káh "laik" ve "dindar"; káh "sağ" ve "sol"; káh da "ümmetçi" ve "ulusalcı" olarak ortaya çıkıyorlar.

Başka bir deyişle, değişen tek şey yalnız "biçim"i kapsıyor. "Öz" daima aynı kalıyor.

Normaldir, çünkü bunlar zahiren birbirlerinin zıddıymış gibi görünüyor olsalar dahi, söz konusu "ötekine nefret" duygusunda ortak değerler skalasını paylaşıyorlar.

* * *

NİTEKİM bir ibret vakkası olarak düşünün ki, "İslami hassasiyet"ten "Yeni Şafak"ın komplo teorisyeni o İbrahim Karagül provokatörlüğü "Batı Müslüman Soykırımına Hazırlanıyor" şiarına vardırdığında, bu, artık Maocu "Aydınlık" dergisinde yazan ve "ultra laikçi" sancak kaldıran Danıştay eski başkanı Vural Savaş’ın övgüsüne mazhar oluyor.

Oysa, fi káza "öteki"nden korkmuyor ve komplo hezeyanlarında değil "eleştirel mantık" çerçevesinde irdelediği bir dünyada Hamas’ın ziyaretini yersiz mi buluyorsunuz?

İşte o takdirde, "Arrow" füzeleri uğruna "kiralanmış kalem" olduğunuz resmidir.

Ve, bu nefret, bu saldırganlık, bu iftiracılık sürdüğü müddetçe o "öteki" yukarıdaki kelime hazinesi sahiplerine daima fark atacak ki, mehel olsun, fazlasına zaten láyık değiller!

Yazarın Tüm Yazıları