Kemal Tahir’i yeniden tartışın

KEMAL TAHİR, eserlerini de, sohbetlerini de sevdiğim, bana her zaman yeni tartışma kapılarını aralayan önemli biriydi, Türk müziği üzerine konuşmalarımızı unutamam.

Kemal Tahir'in 30. Ölüm Yıldönümü Anısına kitabını görünce çok sevindim. Onun gibi bir dönem açıcının, edebiyatını, düşünce kaynaklarını, devlete, topluma bakışını irdeleyen yazılardan oluşan kitap, bir kaynak çalışma niteliği taşımaktadır.

Kemal Tahir'i nesnel biçimde değerlendiren çalışmalar çok azdır. Onu sevenlerle onu yerenler iki kutba ayrılmışlar, gerçeğe varmaya bir türlü tahammül edememişlerdir.

Kemal Tahir'in 30. Ölüm Yıldönümü Anısına olan kitapta, onun edebî ve düşünsel kimliği üzerine bir yargıya varabilmeniz için size gerekli olan malzeme sunuluyor. Bazılarının övgü kıvamı kaçmış olabilir ama unutmayın ki, onun aleyhinde yazılanlar da aynı şiddeti, öznelliği barındırıyordu.

Kitabın ilk sayfasındaki adları yazmalı.

Yayına Hazırlayanlar: Ertan Eğribel-Ufuk Özcan.

Bilim kurulu: Kurtuluş Kayalı-H.Bayram Kaçmazoğlu-Ertan Eğribel-Ufuk Özcan.

Kitap, Kemal Tahir-Baykan Sezer dostluğuna ithaf edilmiş.

Eleştirilerde, incelemelerde, araştırmalarda okuyacağınız Kemal Tahir, sadece edebiyatçı Kemal Tahir değildir. Romanın, hikáyenin ardındaki düşünce birikimini eserleriyle birlikte düşünme önerisi getirilmektedir.

Çünkü kurumlara, kavramlara, edebiyata bakışlarımızı sarsmıştır, bildiklerimizi yeniden gözden geçirmemizi sağlamıştır.

Romanın tıkandığı yerde ona yeni bir yol açmıştır.

Osmanlı'dan Köy Enstitüleri'ne kadar bir çok konuda ve kavramda yeniden, başka verilerle düşünmemizi sağlamıştır.

Kurtuluş Kayalı, ‘‘Ölümünden otuz yıl sonra bu toplumda Kemal Tahir hakkında hemen hiç bir şey çıkmıyor,’’ diyor. Gerçekten de bu yazılar toplamı özellikle genç kuşak için, benim gibi Kemal Tahir okurları için büyük bir gereksinimi karşılıyor.

Baykan Sezer, Kemal Tahir Üzerine yaptığı bir konuşmada, onun en belirgin özelliğini doğru bir yaklaşımla saptamış:

‘‘Kemal Tahir, bu konuda en doğru, en geçerli saptamayı yapmıştır. Yabancı açıklamaları benimseyerek, hazır modelleri kopyalayarak çağdaş ilişkilere katılmanın mümkün olmadığını ısrarla belirtmekten geri durmamıştır.’’

Kemal Tahir'in Entelektüel Kimliği
incelemesinde Kurtuluş Kayalı, benim de yazılı ve sözlü tanık olduğum bir gerçeği yazmış.

ÖNCE EDEBİYATÇIYDI

Kemal Tahir, 1960'larda bir çok aydını, sosyoloğu, sinemacıyı, edebiyatçıyı etkilemiştir ve bu etkinin parlaklığı bir zamanlar göz kamaştırıcı aşamaya ulaşmıştır. Ancak Kayalı'nın da dediği gibi sonradan bunun etki gücü azalmış, hatta yok olmuştur.

Sanırım bu kitapta yer alan incelemeler; anlık etkilenmelerle anlık unutmaların ötesinde bir Kemal Tahir kimliğini okurlara tanıtacaktır.

Ne var ki, ben, Metin Erksan'ın, ‘‘Kemal Tahir romanı dışındaki edebiyat kesekáğıdı bile olmaz’’ sözünü bir sanatçının fantezisi olarak karşılıyorum.

Unutmayalım ki, uçtaki bu söylemler, Kemal Tahir karşıtlarını bırakın, onun taraftarlarını, hatta fanatiklerini bile kışkırtmıştır.

Nasıl incelerseniz inceleyin, onun eserlerine nasıl yaklaşırsanız yaklaşın, Kemal Tahir önce edebiyatçıdır, düşünce dünyasının eserlerindeki izdüşümü ondan sonra gelir.

Yazılar toplamında da, onun romanları, eserleri ile ilgili yazılar, beni öncelikle çok daha fazla ilgilendirmiştir.

Okuru da eserlerine götürecek büyük yol budur.

Ancak romanlarını, öykülerini okuyanlar, daha sonra onun ardındaki düşünce birikimini okumalıdır.

Kurtuluş Kayalı'nın Kemal Taihir'de Köy ve Köylülük incelemesindeki bir bölüm, yazarın önemli bir özelliğine dikkati çekmiştir:

‘‘1960'lı yılların köy romanı ve daha genel anlamda toplumsal-gerçekçi Türk romanı daha ahlakçı bir tutum takınmıştır. Dolayısıyla son dönem romanının cinsellik konusundaki çeşitliliğe ve bir anlamda cinselliğin romanın ayrılmaz bir parçası olduğu gerçeğine yıllarca önce Kemal Tahir romanında rastlamak mümkündür.’’

Ş
ABLONLARLA YETİNMEDİ

Bir yazarın belirttiği gibi, onun romanları toplumsal olay olmuştur. Kurt Kanunu'dan Yorgun Savaşçı'ya, Devlet Ana'dan Bozkırdaki Çekirdek'e kadar sürdüğünüz edebî iz bunu kanıtlamaktadır.

Kemal Tahir'in bir özelliği de kendimizi sadece batıdan bakarak anlama alışkanlığından vazgeçirmesidir.

Ertan Eğribel, onun ‘‘Anadolu Türk toplumunun somut tarihi gerçekliğine sımsıkı sarıldığını’’ belirtmiştir.

Ufuk Özcan'ın Kemal Tahir'in konumunu belirleyen yazısının son paragrafına ben de katılıyorum:

‘‘Kemal Tahir'den bugün de öğreneceğimiz en önemli şeylerden biri, genel olarak tarihimiz ve toplumumuz hakkında bize sunulan hazır şablonlarla yetinmeyerek sürekli bir sorgulama çabası içinde olmasıdır.’’

Mehmet Karakaş
'ın Bozkırdaki Çekirdek: Köy Enstitüleri Tartışmalarına Farklı Bir Bakış yazısı, destekçisi çok olan, hálá eksikliği hissedilen bir kurum hakkında bugün bile yeniden düşünmemizi sağlayacak ip uçları bulundurmaktadır.

Kemal Tahir'in 30. Ölüm Yıldönümü Anısına kitabındaki yazıları okuyun. Çünkü benim sevdiğim, edebiyat tarihinde önemli yeri olan bir edebiyatçıyı çeşitli yönleriyle değerlendirmeniz için iyi bir kaynak.

O yazıların hepsindeki düşüncelere katılmıyorum, karşı olduğum yanları var.

Ama önemli bir toplam. Kemal Tahir'i sevenlerin de, eleştirenlerin de okumadan edemeyeceği bir toplam.


DOĞAN HIZLAN'IN SEÇTİKLERİ


Senaryo Tekniği ve Senoryolar Orhan Kemal Tekin

Yeryüzündeki Amor Hans-Ulrich Treichel İletişim

Hergele Aşıklar Niyazi Zorlu Metis

Tanrı Acıkınca Altay Öktem İthaki

Girit'ten Cunda'ya Ahmet Yorulmaz Remzi
Yazarın Tüm Yazıları