Kalp hastaları oruç tutabilir mi

KALP damar hastalığı, kalp yemezliği, hipertansiyonda düzenli ilaç kullanımı çok önemlidir.

Oruç tutarken ilaç alımı, yeme içme ve uyku düzeni bozulabilir. Sıcak günlere rastlayan Ramazan ayında yaklaşık 15-16 saatlik açlık dönemi olacak. Yeterli sıvı alamama, ter yoluyla vücuttan sıvı kaybı, kan basıncında yükselme ve alçalmalar özellikle kilolu ve fazla sayıda ilaç kullanan kalp ve hipertansiyon hastalarında sorun yaratabilir.

Tansiyon kontrolü çok iyi olmayan, koroner kalp hastalığı tedavi edilmemiş kişilere veya tedavisi sürmesine rağmen şikayetleri devam edenlere, şeker ve böbrek hastalarına oruç tutmayı önermediklerini belirten Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Filiz Özerkan Çakan, "Her kalp hastasının ciddiyeti farklıdır, bu nedenle oruç tutmak isteyenin kendi durumunu en iyi bilen doktoru ile görüşüp izin alması ve oruç tutabilecek ise ilaç düzenlemelerinin yapılması gereklidir. Genelde sabah kahvaltı öncesi aldıkları ilaçları, sahur öncesinde, akşam alınan ilaçları da iftar sonrası almak şeklinde bir düzen kurulabilir."

Oruç tutan hastalara öneriler

Prof. Dr. Çakan, oruç tutan hastalarımız için şu önerilerde bulundu:

"Uzun ve sıcak Ramazan günlerinde iftardan sahura kadar günlük ihtiyaç olan yaklaşık 2 litre sıvı alımı ihmal edilmemelidir. Sıcakta kalınmamalı, aşırı fiziksel aktivitelerden kaçınılmalıdır. İftarda hızlı ve aşırı miktarda yenmemeli, hafif bir çorba, salata, bol sulu, az yağlı gıdalar tercih edilmeli, aşırı yağlı, şekerli hamur işleri, kızartma türü gıdalardan kaçınmalıdır. Baklagillerin sindirimi zor olduğundan az miktarda yenmeli, baharatlar mide asitini artırdığı için tüketilmemelidir. Makarna, komposto, sebze tercih edilmelidir. Sigara içen kişi ise iftara sigara ile başlamamalıdır, mümkün olduğunca az sigara içilmelidir. Uykunun bölünmesine aldırmadan mutlaka sahura kalkılmalıdır. Sahurda da aşırı yenmemeli, kahvaltı türü bir öğün hazırlanmalıdır. Vücudun sıvı ihtiyacı iftardan sahura kadar sağlanmalıdır. Doktoru ile görüşen ve oruç tutması uygun bulunan hastalar, belirtilen önlemlere ilaveten sürekli kullanması gereken ilaçlarını aksatmadan, doktorunun önermiş olduğu düzen dahilinde tedavilerini sürdürmelidirler."

18 bin kişi kursla ilk yardımcı oldu

BİR kaza veya yaşamı tehlikeye düşüren bir durumda, sağlık görevlilerinin yardımı sağlanıncaya kadar, hayatın kurtarılması ya da durumun kötüye gitmesini önleyebilmek amacı ile olay yerinde, tıbbi araç gereç aranmaksızın, mevcutla yapılan ilaçsız ilk yardım uygulamaları yaşamlara yaşam katıyor.

İzmir Sağlık Müdür Yardımcısı, 112 Ege Bölge Koordinatörü, Acil Ambulans Hekimleri Derneği Başkanı Dr. M. Turhan Sofuoğlu şunları söyledi:

"Acil bir sağlık sorununda ilk önce 112 Acil aranmalı. Sağlık görevlisi hasta bilgilerini aldıktan sonra, adrese en yakın 112 Acil ambulansını harekete geçirir. 112 ambulanslarının acil hastalara ulaşma süresi şehir merkezlerinde 6-7 dakikadır ve bu süre genellikle 10 dakikayı geçmez. Bu süreler dünya standartlarına uygundur. Ancak, hayati bir tehlike durumunda bu süreler bile yetersiz kalabilir. İlk yardım vatandaşlara öğretilmeye başlandı. İlk yardım eğitimlerinin standartları Sağlık Bakanlığı’nın yönetmeliği ile belirlenmiştir. Bu eğitimi almak isteyenler 16 saatlik uygulamalı bir ilk yardım kursuna katılarak teknikleri öğrenip, ’İlk yardımcı sertifikası’ alarak hayat kurtarıcı bu işlemi yapma yetkisi kazanmaktadır. Bu eğitim Sağlık Müdürlükleri dışında Kızılay, üniversite ve özel ilk yardım eğitim merkezlerinden ücret karşılığı verilmektedir. İzmir’de ruhsatlandırılmış 13 İlk Yardım Eğitim Merkezi bulunmakta ve 2003 yılından bu yana toplam 18.231 kişi ilk yardımcı sertifikası almıştır."

12 kuvözlü yenidoğan servisi

İZMİR’in ilk yanık tedavi merkezli, 9 katlı, Tınaztepe’deki Özel Buca Hastanesi’nin yeni açılacak bölümünde 12 kuvözle yenidoğan servisi de hizmet verecek. Hastanenin kurucusu Dr. Mehmet Bektur, "Hergün gazetelerde okuyup, televizyonda seyrediyoruz. Kuvöz bulunmadığı için bebekler ölüyor. Hem kendi adıma hem de İzmir adına bu hastaneyi yaparken böyle bir adım attık. Kuvöz bulunmadığı için ’Bebekler ölmesin’. 12 adet son sistem kuvözle yenidoğan servisi hastane açıldığında yerini alacak" dedi. Dr. Bektur, bina kısmının tamamlandığını, klinik teşrifatının alımının sürdüğünü belirterek, "İzmir’e ve Türkiye’ye sağlık alanında 5 yıldız bir hastane kavuşturmanın heyecanı içindeyiz" diye konuştu. Hastanede yanık merkezi, kardivasküler cerrahi, travma cerrahisi, tüp bebek servislerinin bulunduğuna dikkat çeken yönetici Dr. Serap Uluırmak ise, 1 Ocak’ta hasta kabulüne başlanacağını belirtti. Hastane inşaatındaki çalışmaları inceleyen Dr. Uluırmak, "Eksikleri tamamlayıp, teşrifat düzenlemesini hızlandırdık, yeni yılda hizmete hazırız" dedi.
Yazarın Tüm Yazıları