Kalbiniz teklemeden önleminizi alın

Herkesin hakkını zamanında teslim etmekte fayda var! Türk Kardiyoloji Derneği ülkemizin en iyi çalışan, en organize uzmanlık derneklerinden biri.

Bu yıl da önemli bir etkinliğe imza atıyor, kalp hastalıkları konusunda toplumu bilinçlendirmede üstüne düşen görevi fazlasıyla yapıyor.

Günümüzün en yaygın ve tehlikeli hastalıklarının başında yer alan kalp damar hastalıklarının önlenebilir ve tedavi edilebilir bir sağlık sorunu olduğu biliniyor. Kalbiniz teklemeden (yani testiyi kırmadan) tedbir almak, kalp hastalıklarından korunmada da en etkili yol. /images/100/0x0/55eab619f018fbb8f891d563

KİMLERİN RİSKİ YÜKSEK

Özellikle ailesinde erken yaşta kalp krizine bağlı ölümler olanların bu konuda dikkatli olmaları gerekiyor. Mesela, birinci derece akrabalarınız arasında mesela babanız, amcanız veya erkek kardeşleriniz içinde 50 yaşından önce kalp krizi, anneniz, teyzeniz, kız kardeşleriniz arasında 55 yaşından önce kalp atağı geçirenleriniz varsa riskinizin yüksek. Şeker hastalarının, hipertansiyonluların, iyi kolesterolü (HDL) düşük, kötü kolesterolü (LDL) ve/veya trigliseridi yüksek olanların, bel çevresi gittikçe genişleyenlerin (kadınsanız 88, erkekseniz 100 cm üzeri risklidir) daha dikkatli olmaları gerekiyor. Sigara kullananların, aşırı stres altında çalışanların da uyanık olmalarında fayda var.

Eğer geçmiş sağlık öykünüzde kalp krizi geçirmiş, by-pass operasyonu uygulanmış, stend takılmış biriyseniz kalbinizle ilgili kontrolleri yaptırmayı ihmal etmemek zorundasınız.

NE YAPACAKSINIZ

Kalp riski tarama testinden geçmek için mutlaka bir kardiyolog bulmanız da gerekmiyor. Bir iç hastalıkları uzmanı, hatta bir aile hekimi veya genel pratisyen size yardımcı olabiliyor. Bunlar kuşkulu veya gerekli durumlarda sizi hemen bir kardiyologa yönlendiriyor.

Kalp riski taramalarının öyle çok pahalı şeyler olduğunu da düşünmeyin. Esas olarak iyi bir hasta öyküsünün alınması ve tansiyonun ölçülmesi, kalbin dinlenmesi, kilonun, bel çevresinin belirlenmesi bile fikir verebiliyor. Kan şekeri, kolesterol, trigliserid ölçümlerinin yapılması, bir istirahat elektrokardiyogramının alınması işin yüzde 90’ını hallediyor.

Eğer bu testlerde herhangi bir kuşku söz konusu ise Eforlu EKG, Eforlu Ekokardiyografi, nükleer kardiyolojik testler, CT koroner anjiyografi önemli bilgiler veriyor. Koroner anjiyo grafik inceleme ise yalnızca kardiyologlar tarafından uygulanan ve altın standart olma özelliğini hálá koruyan bir tetkik. En güvenli tanı yöntemi olma özelliğini hálá koruyor.

"Birkaç gün önce turp gibi sağlam olan, halı sahada futbol oynayıp, tenis turnuvalarına katılan, dışarıdan bakılınca aslan gibi görünen bir arkadaşınızın neden kalp krizi geçirdiğini" merak ediyorsanız bu sorunun cevabını tek kelimeyle verebilirsiniz: Tedbirsizlik. Sağlıkta sürpriz her zaman vardır ama önlem almayanlarda sürprizlerle karşılaşma olasılığı daha yüksektir. Eğer kapınızı böyle bir sürprizin çalmasını istemiyorsanız kalp kontrollerinizi zamanında yaptırmayı ihmal etmeyin.

Türk Kardiyoloji Derneği’ne gösterdiği duyarlılık ve uyarılar için hepimizin bir teşekkür borcu var. Sağ olsunlar, var olsunlar.

Kalbinizi test edin

Birkaç soruyu, "evet" ya da "hayır" diye yanıtlayarak kalp sağlığı açısından uygun bir yaşam biçimine sahip olup olmadığınızı öğrenebilirsiniz. Aşağıdaki sorulara verdiğiniz "hayır" yanıtlarını toplayıp riskinizi belirleyin.

1. Haftada üç kez 30 dakika yürürüm.

2. Özel yaşamımda mutluyum.

3. Haftada iki kez balık yerim.

4. Meyve ve sebzeler günlük beslenmemde daima yer alır.

5. Ailemde kalp krizi geçiren yok.

6. Tansiyonum 140/90 mmHg’dan düşük.

7. HDL kolesterol değerim 55 mg/dl’den yüksek.

8. LDL kolesterol değerim 160 mg /dl’den düşük.

9. BKİ’m 25’in altında.

10. Bel çevrem 88 cm’den az.

11. Kronik bir hastalığım yok.

12. Sigara kullanmıyorum.

13. Diyabet sorunum yok


Kaç tane hayır yanıtınız var

-3’ten az:
Şanslısınız! Kalp sağlığınız genel anlamda çok iyi.

-3-6 arası: Hayır yanıtlarınızı gözden geçirin. Bir an önce onları düzeltmeye bakın.

-7’den çok: Aile hekiminiz ile görüşün. Önerilerine kulak verin.

(WELLFIT Dergisi’nden çeviridir.)

Geceleri hipoglisemilerine dikkat edin

Şeker hastasıysanız kan şekerindeki düşme gece de ortaya çıkabilir. Sizi uyandıracak şiddette değilse hipogliseminin farkına varmayabilirsiniz. İhtiyaç duyabileceğiniz anlarda kullanmak üzere yatağınızın yanında, nöbetler esnasında kullanabileceğiniz bazı şekerli besinler bulundurun.

Sizi uyandırmayan gece hipoglisemileri geçirirseniz, sabah kalktığınızda kendinizi çok yorgun hissedebilir, hatta baş ağrısı da duyabilirsiniz. Gece hipoglisemi geçirdiğinizi anlamanın en iyi yolu, çoğu gece hipoglisemisinin meydana geldiği saat 2.00 ve 3.00 arasında kan şekerine bakmanızdır.

Kan şeker seviyesi bu saatlerde en alt düzeye iner. Bu noktadan sonra enjekte ettiğiniz son insülinin etkisini yitirmesiyle artmaya başlar. Geceleri hipoglisemi geçirdiğinizin farkına varırsanız, hekiminizle veya diyetisyeninizle görüşmelisiniz.

Kronik stres belleği de bozuyor

Uzun süreli streslere yanıt olarak böbrek üstü bezlerinin salgıladığı kortizol sadece öğrenmeyi değil hatırlamayı da güçleştiriyor. Aşırı kortizol beyindeki hipokampus bölgesine bağlı bellek fonksiyonlarında belirgin bir çöküşe neden oluyor. Çünkü kortizol bellek üzerinde çok önemli görevler üstlenen bu bölgede şeker-glikoz edinimi bozuyor. Ayrıca kortizolün fazlası sinir hücreleri arasındaki bilgi aktarımını baskılıyor. Fazla kortizolün sinirlerin hasar görmesine ve sinir hücrelerinin erken ölmesine yol açtığı da biliniyor. Kısacası iyi yönetilmeyen stres belleği olumsuz yönde etkiliyor.

n Psikolog Dilek Doğu

Tiroid hastası kilo verebilir mi

İmkánsız değil ama tiroid problemi olmayan birine göre daha zor. Tiroid probleminden sonra mı, önce mi kilo aldığınızı bilmek gerekir. Önceden de kilo probleminiz var ise, bunun nedenleri üzerinde durup, troid sorununu da göz önünde tutarak bir beslenme programı hazırlanmalıdır.

Egzersiz olmadan sadece diyete yüklenmemeniz gerekiyor. İmkánsızlığı bir kenara bırakıp, sadece olması gerekenden biraz daha yavaş kilo vereceğinizi bilin. Normalde haftada 0.51 kg kayıp beklenirken belki de sizinki alt sınırda, yani haftada 0.5 kg kayıp olarak ilerleyecektir. İlaç tedavisi için de düzenli kontrol ve tahlillerinizi aksatmamaya dikkat edin.

Evde yapılan gebelik testlerine güvenelim mi

İdrarla yapılan ve 5-10 saniyede sonuç veren gebelik testlerini prospektüsünü okuyan her kadın kendi evinde yapabilir. Bu testlerin en doğru sonucu verebilmesi için genellikle beklenen adetin üzerinden 1 hafta geçmelidir. Daha erken ve kesin sonuç için kanda gebelik testi yaptırılmalıdır.

Bazen bu testlerde yanlış pozitiflik görülebilir, bunun sebebi idrarda kan veya protein olması, bazı idrar söktürücü ilaçların kullanılması, bozulmuş veya tarihi geçmiş test kit’lerinin kullanılmasıdır. Bazen de yanlış negatiflik görülür, yani aslında gebe iken testte gebelik yokmuş gibi görülür.

Test çok erken yapılmışsa, kullanılan idrar örneği 15 dakikadan çok beklemişse veya test için prospektüste önerilen sürelere uyulmamışsa, test öncesi çok sıvı içilmişse sonuçlarda yanlış negatiflik görülebilir. Testler idrarın en yoğun olduğu sabahki ilk idrarda uygulanmalıdır. Negatif bir testten sonra bir hafta içinde adet olmazsa, test tekrarlanmalıdır.

Mutfak stoklarınızda sağlıklı seçimler

Diyet listem için alışveriş yaparken light ürünler almak zorunda mıyım? Mutfağımda özellikle neler bulunmasına dikkat edebilirim? Kolay hazırlanabilir yiyecekler alabilir miyim?

Beslenme alışkanlıklarınızda yapacağınız olumlu değişikliklerde mutfağınızda yer alan yiyecek grupları ile ilgili seçimleriniz size önemli derecede yardımcı olacaktır. Yiyecek gruplarını ekmek, süt-yoğurt, et, meyve, sebze ve yağ şeklinde sınıflandırmak öğünlerinizin içeriğinin düzenlenmesine de katkıda bulunacaktır. Bu yiyecek grupları ile ilgili yapacağınız seçimlerde süt-yoğurt grubunda doymuş yağ içeriği yüksek olan tam yağlı seçimler yerine az yağlı seçimler dolabınızda yer alabilir.

Ekmek grubunda tam undan yapılmış ekmek çeşitlerini (kepekli, çavdar, yulaf, esmer ekmek) tercih edin. Tam undan yapılmış ekmek çeşitlerini dilimlenmiş şekilde buzdolabınızda daha uzun süre saklayabilirsiniz. Et grubu yiyeceklerde hazır paket ürünleri (köfte, şnitzel, paneli tavuk parçaları gibi) yağ ve tuz bakımından zengindir.

Tavuk ve kırmızı et ile hazırlayacağınız yemeklerde doymuş yağ ve kalori alımınızı etlerin derisi ve yağlı kısımlardan alacağınız için bu yiyeceklerin az yağlı olanlarını tercih edin. Az yağlı kıyma ile hazırlayacağınız köfteleri, bir avuç içi büyüklüğünde dilimlenmiş tavukgöğsünü buzdolabı poşetleri içinde buzluk kısmında saklayabilirsiniz. Meyve stoklarınızın arasına kuru meyveler de yer alsın. Özellikle taze meyve stoklarınızın tükendiği zamanlarda günlük meyve porsiyonlarınızı kuru meyvelerle sağlayabilirsiniz. Yağ seçimlerinizi mutlaka çeşitlendirin. Stoklarınızı sadece zeytinyağı ile değil diğer bitkisel sıvı yağ çeşitleri ile de zenginleştirin.
Yazarın Tüm Yazıları