John Carter Mars’ta savaşıyor

Bilimkurgu edebiyatının önde gelen isimlerinden Edgar Rice Burroughs’un Tarzan’dan sonraki en ünlü kahramanı John Carter, 100. yılında, senaryosu vasat olsa da muhteşem bir prodüksiyonla yarından itibaren beyazperdede.

Haberin Devamı

Emekli asker John Carter, tesadüfler sonucu kendisini Mars’ta, birbirinden ilginç yaratıkların arasında amansız bir savaşın ortasında buluyor.
John Carter, her şey bir yana görsel efektlerin, bilgisayar destekli animasyonun nereye geldiğinin filmi.
Filmle ilgili en ilginç detaylardan biri isminin yolculuğu.
Edgar Rice Burroughs’un “A Princess of Mars” isimli bilimkurgu romanından uyarlanan filmin adı sürekli değişti.
İlk başta düşünülen “A Princess of Mars”, erkek izleyicileri filmden uzaklaştıracağı için rafa kalktı.
Sonrasında filmin adı “John Carter of Mars” olarak belirlendi.
Ancak yapımcılar bu isme de genç kızların ilgi göstermeyeceğini düşündü.
Kala kala elde John Carter kalmıştı!
Filmin en ünlüsü Willem Dafoe, üç metre boyunda, dört kollu Thark lideri Tars Tarkas rolünde.
John Carter’ı oynayan yakışıklı ise ilk kez böyle büyük bir prodüksiyonda başrol oynayan Taylor Kitsch.
Lynn Collins, Thomas Haden Church ve Mark Strong’un da rol aldığı “John Carter”ın en sevimlisi ise Mars’lı yaratıklar arasında köpeği andıranı, Woola.
Film boyunca John Carter’ın yanından ayrılmayan bu sevimli yaratık başka bir gezegende de olsa insanın en sadık dostunun köpekler olduğunu kanıtlar gibi.

Haberin Devamı

Gemime atla bebeğim!

Sosyal medya haber sitelerinde Can Bonomo’nun Eurovision şarkısı için olumsuz yorum yapanlar arasına almışlar beni. Twitter’da, “Love me Back Karayip Korsanları filmini getirdi aklıma” diye yazmıştım.
“Karayip Korsanları”ndan ve müziklerinden haberleri yok herhalde.
Bayılırım.
Tüm dünya da bayılır.
Bir sarhoşluk vardır, bir derbederlik, bir serserilik.
Ama o sarhoşluk hali insanı büyüler, içine alır, alışkanlık yapar.
Aynı ‘Love Me Back’te olduğu gibi.
“Love Me Back”in Karayip Korsanları filmini çağrıştırması öncelikle sözlerinden tabii.
I’m a lonely sailor- Ben yalnız bir denizciyim,
Drinking the night away- İçerek geçer gecelerim.
My ship is made from hope- Benim gemim umuttandır,
She’s searching for your bay- Senin körfezini arar durur.
Hop on to my ship baby- Hadi bebeğim atla gemime
Pirates, high seas, cautions, cannons and potions- Korsanlar, açık denizler, tehlikeler, toplar ve iksirler
A sailor’s passion can always conquer the oceans- Bir denizcinin tutkusu her zaman okyanusları fethedebilir.
Böyle sözleri sahip bir şarkı “Karayip Korsanları”nı ve Jack Sparrow’u hatırlatmasın da neyi hatırlatsın...

Haberin Devamı

Metin Arolat’ın köpeği

Sizi bilmem ama ben son birkaç gündür Maya ile yatıp kalkıyorum.
Maya, Metin Arolat’ın köpeği, iki gün önce kaybolmuştu. Kamera kayıtları Maya’yı beyaz bir arabanın alıp götürdüğünü gösteriyor.
Bir insanın canı gibi sevdiği köpeğini kaybetmesinin, bir köpeğin sahibinden ayrı kalmasının ne demek olduğunu bilen bizler Metin’in Maya ile ilgili verdiği tüm bilgileri Twitter üzerinden paylaştık.
Ve Twitter’ın gücü bir kez daha etkisini gösterdi.
Sosyal medyada kamera kayıtları olduğu duyurulduktan kısa bir süre sonra Maya geri getirildi. Twitter’a da “iyi ki girdin hayatımıza” diyorum.

Yazarın Tüm Yazıları