İzmir örnek alınmalı

EPDK, Sanayi Bakanlığı, Valilik, Zabıta, Belediye Mali Şube vb. devletin bir çok yetkili mercilerine defalarca şahısların ve LPG şirketimizin başvurmasına rağmen, Ankara’da bulunan 15 adet lisanssız, ruhsatsız ve imarsız otogaz (LPG) istasyonları çalışmaktadır.

Bu istasyonlara EPDK lisans ve ruhsat vermemektedir. Hatta firmalar defalarca mühürlenmiştir. Ancak aynı bir gecekondu gibi konumlanan, (imarsız) aynı zamanda faliyet konusundan dolayı patlayıcı madde olan LPG’nin bu otogaz istasyonlarının belediyenin sökmesi gerekirken, belediye tarafından dokunulmamaktadır.

Aynı şekilde İzmir’de belediye bu şekilde çalışan istasyonları, nasıl gecekonduları söküp kaldırıyorysa aynı şekilde lisanssız ve ruhsatsız çalışmakta olan bu istasyonları yerle bir etmiştir.

Ankara’daki ruhsatlı LPG istasyonlarının günahı ne anlayamadık! Serkan KOÇYİĞİT

Hükümetin diş tedavi giderlerini ödemeye niyeti var mı

HÜKÜMET bu yıl içerisinde diş tedavilerindeki tıkanıklığı çözmek için bir karar alarak bunu medya aracılığı ile halka coşkulu bir şekilde duyurdu. Buna göre; hasta, bir devlet hastahanesinden bakanlıkça belirlenen tedevilerin yapılabilmesi için sevk alacak, bu sevkle özel bir hekime tedavisini yaptıracak, ödemesini yapıp faturasını alacak, tekrar devlet hastanesine gelerek tedavinin yaptığını hekime kontrol ettirerek onay alacak, sevk belgesi, onay belgesi, fatura ve diğer belgelerle SGK’ya gidecek, ortalama 3-4 ay sonra fatura bedelini geri alacaktı.

Ancak bunu herkese büyük bir reklamla duyuran, herkesin istediği hastahaneye gitmesini sağladıktan sonra diş için kesin çözüm bulduklarını, artık diş tedavilerinin sorun olmaktan çıkacağını ilan eden hükümet uygulamada tamamen farklı bir tutum izlemektedir.

Şöyleki; sevk işlemleri oldukça zorlaştırılmıştır. Büyük şehirlerdeki hastahaneler yerine küçük kazalardan sevk işlemi yapılmaktadır. Bir hafta önce sevk yapan kurum bir hafta sonra sevk yapmadığını söylemekte, böylece bu uzak yere insanların gitmesi peşinen engellenmektedir. Küçük yerlerde oturup sevk almak isteyenlere de tedavinin ancak büyük şehirlerde yaplacağı söylenmektedir. Tüm bu zorlukları aşarak belgeleri SGK’ya ulaştıran kişilere eskiden olduğu gibi faturanın çok cüzzi bir kısmı ödenmektedir. Bu yanlışlığın düzeltilmesi için idere mahkemelerine dava açan kişiler fatura bedelinin tamamını almaktadır. Mahkemeye gitmeyenlere eski sistem ödeme yapılmaktadır.

Eski sistemde olduğu gibi ödeme yapılacaksa sanki farklı bir uygulama yapılıyormuş imajı vererek insanlar neden bu kadar uğraştırılıyor. Yok yeni bir şeyse neden insanlara ödemeleri yapılmıyor.

23 Ekim 2008 tarih ve 27033 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan tedavi yardımına ilişkin uygulama tebliği (sıra no:6) esaslarına göre işlem yapılması gerekirken bu kadar oyalamaya gerek yok.

Söylem güzel, eylem yok.

Yücel UĞUR-BATIKENT

Sıhhıye’nin kazı ve çamur eziyeti

SIHHIYE Cihan sokakta avukatlık yapmaktayım. Yazdan beri Cihan sokak çevresindeki bütün sokaklar ve caddeler kazılmakta ve elektrik direkleri yerin altına alınmakta. Tamam yapılsın ama yapılırken vatandaşa eziyet edilmesin. Yazdan beri kazılan yerlere ne asfalt döküldü ne de bir tamir yapıldı. Tamir diye iki kürek asfalt bazı yerlere ya döküldü ya da ustaların keyfiyetine göre dökülmedi.

Bütün bunlardan sonra EGO sokakları kazmaya başladı yazın çektiğimiz toz çilesi bu sefer çamur çilesine dönüştü. Bildiğiniz gibi Atatürk Lisesi burada, okuldan çıkan çocuklar her gün çamura basa basa evlerine ve dershanelerine gittiler. EGO kazıları bittikten sonra bırakın iki kürek asfaltı çukurları bile tam kapatmadan gitti. Bu sefer o iki kürek asfalta da hasret kaldık. Ankara’nın göbeğinde her gün arabamın altının sürtmesinden ve adliyeye çamurlar içinde gidip dönmekten hicap duyuyorum, müvekkillerimi ve arkadaşlarımı büroma davet etmeye utanıyorum. Bu ne rezalettir anlamıyorum.

Bir yer kazılırken hiç sistem olmaz mı? Açılan-kazılan yerin kimin tamir edeceği belli olmaz mı? Bu ne düzensizliktir. Keşke ne elektrik direkleri yerin altına alınsaydı ne de doğalgaz hatları tamir edilseydi. Biz önceden daha mutluyduk en azından toz ve çamur yutmuyorduk.

Ankara’nın göbeğinde bu çileyi çektirenlerden hesap bile soramıyoruz. Bunun hesabını halk yakın zamanda yapılacak olan yerel seçimlerde sandıkta soracaktır diye umut ediyorum.

Özgür KAVAK

KISA...KISA...KISA...

BEN Aşağı Ayrancı Gerede Sokakta oturuyorum. Sokak lambaları gündüz vakti de yanıyor. Hem paramıza, hem de çevreye yazık. Bu vurdumduymazlığa bir son verilsin artık.

Sibel ACAR

ODTÜ Mezunları Derneği Çevre ve Yerel Yönetimler Komisyonu’nun düzenlediği ’Nasıl bir Ankara’ konulu panel 27 Aralık Cumartesi 13.30’da ODTÜ Mezunları Derneği Vişnelik Salonu’nda yapılacak. Konuşmacılar: Prof.Dr. Ülkü Yetiş, Levent Tosun, Dursun Yıldız.
Yazarın Tüm Yazıları