İtalyanım... Boşanmaya karşıyım

"40 yaşındayım. Normalim. Ciddi ve sorumlu bir kadınım. Kimi zaman, kimi yerde imtiyazlı bir yaşamım olduysa dahi basit bir insanım. Dürüstüm. Bir küçük erkek çocuğunun annesiyim. Şarkı yazıyorum ve söylüyorum."

Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin popülaritesi düşüşte. Ülkedeki son kamuoyu yoklamalarına göre, iktidara geldiği mayıs ayından bu yana popülaritesi 27 puan gerilemiş.

Sarkozy’nın eski ışıltısını kaybetmesinin birçok nedeni var: Ekonomideki karamsar bulutlar, işsizlik, reformlar konusundaki kararsızlığı.

Ancak en önemli neden şu: Fransızlar cumhurbaşkanının özel hayatından şikayetçi. "Özel hayatını pervasızca teşhir etmesi bir başkana uygun düşmüyor" diyenlerin oranı yüzde 82.

Neredeyse tüm Fransa, Sarkozy’nin eski manken Carla Bruni ile sürekli medyaya yansıyan imajından rahatsız.

El ele tutuşmalar, Nil Nehri üzerindeki romantik gezide öpüşmeler aslında pek de muhafazakar olmayan Fransızların tasvip etmediği şeyler.

Peki bu olup bitenlere geçen 2 Şubat günü Sarkozy ile "ilk evliliğini" gerçekleştiren Carla Bruni ne diyor?

BALAYI NİYETİNE PARKTA YÜRÜYÜŞ

Bruni,
Fransa Cumhurbaşkanı’nın eşi sıfatıyla, Carla Bruni-Sarkozy olarak ilk kez konuşuyor.

İlk söyleşisi de, bundan tam bir ay önce "Rahatsızlık yaratan kadın mercek altında" diye bir inceleme yayınlayan L’Express dergisinde.

Dergi bir ay arayla, Bruni’yi önce mercek altına alıyor, sonra konuşturuyor.

Önce manken, sonra şarkıcı olarak moda ve sanat dünyasından politikanın tam yüreğine geçiş yapan bir kadın ne hisseder?

Peşinen söylemem gerekir ki, okuduğum söyleşisinden Carla Bruni daha çok bir sanat insanı gibi duruyor.

Gönlünce yaşayan, hesapsız, duygularına kapılan biri. Söyleşisinde bol miktarda "sevdiğim adam" ve "aşk" sözcüklerini kullanıyor.

Neden kimseye haber vermeden evlendikleri sorusuna şu yanıtı veriyor: "Mizansen denmesin diye gizlice evlenmeyi tercih ettik. Aşık olduğum adamla birlikte kendi seçtiğimiz bir tarihte evlendik. Güneşli bir gündü. Balayı niyetine Versailles Şatosu’nun parkında 20 dakika yürüdük. Harikaydı."

FRANSIZLARA GÜVENCE: NORMALİM


Bruni-Sarkozy söyleşisinin bir yerinde hiçbir başkan eşinin yapmayacağı bir şeyi yapıyor: Fransız halkına "benden korkmayın" güvencesini veriyor.

Belli ki üzerinde geçmiş yaşamından ötürü Fransız kamuoyunun acayip baskısı var. "40 yaşındayım. Normalim. Ciddi ve sorumlu bir kadınım. Kimi zaman, kimi yerde imtiyazlı bir yaşamım olduysa dahi basit bir insanım. Dürüstüm. Bir küçük erkek çocuğunun annesiyim. Şarkı yazıyorum ve söylüyorum."

Sarkozy öncesi yaşamıyla ilgili ise söyledikleri şöyle: "Yaşadığım her şeyi bir kez daha aynı şekilde yaşamaya hazırım. Hiçbir pişmanlığım yok. Nicolas Sarkozy’yle evlenmiş olmaktan gurur duyduğum kadar hep çalışmış olmaktan da gurur duyuyorum. Fransa’nın first lady’si olarak elimden geleni yapacağım."

Fransızlara "normalim güvence"sinin yanı sıra söyleşisinde Cecilia’dan ağzı yanmış Sarkozy’ye de bir güvence var gibi geldi bana. "İtalyanım. Boşanmaya karşıyım. Ölünceye kadar Nicolas’nın yanındayım" demesi bunu göstermiyor mu?
Yazarın Tüm Yazıları