İstiklal Marşı ebediyen İstiklal Marşı olarak kalacaktır

Doğan HIZLAN
Haberin Devamı

Mehmet Akif'in yazdığı İstiklal Marşı, bizim devletimizin ebedi marşıdır.

İstiklal Marşı, istiklali uğruna can veren, varını yoğunu feda eden bir ulusun andıdır. Kurtuluş Savaşı sonrasında sağlanan inanç, duygu ve ruh mutabakatının belgesidir.

Dünyaya karşı özgürlüğü, bağımsızlığı için savaş veren Türklerin, bütün iç dünyaları bu şiirde kaleme getirilmiştir.

Verilen mücadeleler, çekilen ıstıraplar, ancak bir sanatçının ustalığıyla canlılığını korur ve kalıcılık kazanır. Her dinleyişimizde, o günleri hatırlayarak bugünleri anlarız.

Onuncu Yıl Marşı'nın Cumhuriyet Marşı olması konusundaki önerimizi yaparken, gene ortak bir duyarlığın altını çizmeye çalışmıştım.

Onuncu Yıl Marşı'nın Cumhuriyet tarihindeki büyük dönemeci bize coşkusuyla verdiğini yazdım.

Gerçekten de Cumhuriyet'in 50. yıl marşını, bugün kimse söylemiyor. Demek ki resmi tarihin içinde unutulmuş. Sözleri ve sesleri bizim belleğimizin kabuğunu kıramamış.

Bugün yeniden bir İstiklal Marşı'nı Mehmet Akif değerinde, etkileyiciliğinde kim yazabilir?

O artık bir marş değil, kurtuluş savaşını kazanan bir ulusun ortak sesidir. Marş tartışmaları dışında kalan bir marştır.

***

Onuncu Yıl Marşı'nın sonuçsuz yarışmalarla uğraşmak yerine, Cumhuriyet Marşı olarak kabul edilmesi önerimiz, bizim için çok önemli olan, mihenk taşı saydığımız okurlardan büyük destek gördü.

Yazımın yayınlandığı gün, gönderilen fakslar, edilen telefonlar, okurlarımla ortak paydada buluşmanın tanımlayamayacağım mutluluğunu yaşattı bana.

Cumhuriyet'in anlamını aynı mısralarda, sesini aynı notalarda hissettiğimiz, aynı heyecanı paylaştığımız için, kendim ve Türkiye adına sevinç duydum. Cumhuriyet'in bir yazarının önerisini benimsemişlerdi.

Politik mevkilerde bulunanlar, genellikle, gereksiz bir çekingenliğin esiri olurlar, inisiyatif kullanmaktan kaçınırlar.

Kültür Bakanı İstemihan Talay bu tür bir siyaset adamı değil. İnandığını cesaretle söyleyen, beğendiğini onaylayan bir devlet adamı.

Onuncu Yıl Marşı'nın adının Cumhuriyet Marşı olarak değiştirilmesi kararı, ancak onun OLUR'uyla gerçekleşti. Ben kamunun sesine aracı oldum, o da sesi dinledi, kulaklarını kapatmadı. Bir yazıyla çakan kıvılcımı meşaleye dönüştüren gazeteci yazar dostlarıma gönül borcumu ödeyemem, ödemek de istemem, onlara hep borçlu kalayım.

Kalemlerinin güvenilirliği, olağanüstü etkileyiciliğiyle beni desteklemeselerdi, önerim, çölde bir su damlası gibi kalacaktı. Çünkü biliyorum ki, o dostlarım ancak ve ancak gerçeği yazarlar ve halkın sesine kulak verirler.

Köşelerine dostluklar giremez.

Hakkı Devrim, Cihannüma'dan beni güçlendirdi, Can Ataklı'nın ASPAVA'sında yer aldım, daha çok okura ulaşmamdaki yardımı unutulmazdır, yılların dostu Zülfü Livaneli, hem yazar hem müzikçi olarak icazet verince yolumda biraz daha mesafe aldım.

Sevgili kardeşim Emin Çölaşan, her zaman olduğu gibi bir sorunu noktaladı. Yalın uslubuyla beni sevindirdi.

***

Ortak duyarlıkların, ortak coşkuların ortak sonucu. Onuncu Yıl Marşı'nın Cumhuriyet Marşı adını almasını ben böyle yorumluyorum.













Yazarın Tüm Yazıları