İşte tekmili birden AKP içindeki gruplar

MALUM...

Kısa vadede "tezkere oylaması", orta vadede "Cumhurbaşkanlığı seçimi", uzun vadede ise "Ne olacak bu AKP’nin geleceği" meselesi var.

Haberin Devamı

Yani...

Önümüzdeki dönemde gözümüz hep AKP’de olacak.

Madem öyle, o zaman parti içindeki gruplaşmalara bakmakta yarar var.

Ama önce bir hatırlatma:

Dikkat! AKP sanıldığı gibi bir büyük koalisyon falan değildir.

Bu parti, farklı dünya görüşlerine mensup isimleri bir araya getiren bir yapı olmaktan uzaktır.

AKP’deki "potansiyel zıtlaşma ve çekişme alanı" şudur:

Kişisel ikbal peşinde koşmak, hırslara gem vuramamak, tamahkárlık falan...

Bundan sonraki her gelişme, özellikle milletvekilleri için bu açıdan bir karakter sınavı niteliğindedir.

İşte bu nedenle parti içindeki mevcut gruplara bakmanın tam da sırasıdır:

* * *

KAYSERİ LOBİSİ:
Kayseri dediysek lafın gelişi... Siz bunu Abdullah Gül lobisi olarak da okuyabilirsiniz. Gül’den bağımsız bir şekilde oluşan bu yapı içinde, olayı "Öl de ölelim" noktasına götürenler de vardır, aradaki bağı daha gevşek tutanlar da.

Erdoğan Cumhurbaşkanı olursa sorun yok, Gül’e gün doğacaktır. Erdoğan Cumhurbaşkanı olmazsa, işte siz o zaman seyredin gümbürtüyü. Öyle değil mi Salih Kapusuz?

İDARE-İ MASLAHATÇILAR: Bunlar kaldırımlarda Erdoğancı, otobüslerde ise Gülcüdürler. Yani ceplerinde her daim iki mavi boncuk bulunur. Bir yandan "Erdoğan sen bizim her şeyimizsin" derler, bir yandan da "Daha fazla bekletme bizi Abdullah Gül" diye denizi dalgalandırırlar. Sayıları tahmin edilenden daha fazladır. Öyle değil mi Azmi Ateş?

BELEDİYE LOBİSİ:
Ellerinde diğer milletvekillerini ezip geçecek müthiş bir koz vardır. Derler ki: "Biz eskiden beri Tayyip Bey’le çalışırız. Onun huyunu suyunu bizden daha iyi kimse bilemez. Size ne oluyor ki?" Eski mesai arkadaşlığından bir avantaj yaratma konusunda mahirdirler. Nasılsınız Sayın İdris Naim Şahin?

ENTERESAN TİPLER:
Bir gün sağdan çakarlar, bir gün soldan. Afacandırlar... Dur durak bilmezler. Grup disiplininden falan nefret ederler. Aykırıdırlar. Uyarıyı alınca bir süre durgunlaşırlar; ama uyarının üzerinden zaman geçince yeniden elektriklenirler. Ersönmez Yarbay Bey, size saygılar sunuyorum.

HEP MUHALİFLER: Anti tezkerecidirler. Parti içindeki her gelişmeden bir muhalefet mevzusu çıkarmayı başarırlar. Kuralcıdırlar. Mutsuzdurlar. Sınırsız demokrasi isterler. Disiplinden nefret ederler. Sapmalara ve bidatlere savaş açarlar. İlkecidirler. Namusludurlar. Ama biraz sıkıcıdırlar. Ve tam bu noktada Ertuğrul Yalçınbayır’ı anmakta sayısız fayda vardır.

EYYAMCILAR: Öyle de olur, böyle de olurcudurlar. İdeolojik bağlantıları yoktur. Herkesle iyi geçinirler. Bütün stratejileri şuna yöneliktir: "Nasıl olur da bir dönemcik daha milletvekili oluruz?" Ne dikkat çekecek kadar öne çıkmak isterler, ne de silinip gidecek kadar kıyıda köşede kalmak... İşleri güçleri arada kalacak kıvamı tutturmak için çaba harcamaktır.

ELEM ÇİÇEKLERİ: Asr-ı saadet bitmiştir. Bu yüzden "ben sadece küçük dağları değil büyükleri de yarattım" tarzı havalı açıklamalar, geçmişin tozlu sayfalarına bir tatlı anı olarak kalmıştır. Çünkü artık çile zamanıdır. Eskiden "insanı uçuran üç şey"den söz ederlerdi; şimdi ise "insanı dinginleştiren üç şey"den söz etmektedirler: Bir lokma, bir hırka ve bir de küçük mağara... Merhaba Ömer Çelik!

ZORAKİ MUHALİFLER: Zirvenin en yakınındayken tarihi bir hata yapıp isimlerinin üstünü çizdirmişlerdir. Ve önlerinde iki yol vardır: Ya barış yapılacak ya da muhalefet... Barış yapılırsa bir daha asla eski güzel, ihtişamlı günlere dönülemeyecektir. O zaman muhalefet yapıp hem "zirvedeki"ni rahatsız etmek, hem de başka çevrelerden yeni müttefikler bulmak gerekir. Bunlar da öyle yaparlar. Zirveye yakın dursalardı asla çıkmayacak olan seslerinin çıkması bundandır. Öyle değil mi Turhan Çömez?

BİREYSEL TAKILANLAR: Fotoğrafımı çekerim, manifestomu söylerim, şiirimi okurum, sergimi açarım... Káh seyyah olup Sudan’a giderim, káh "gönüllü doktor" olup Lübnan’a... Sinema filmi çekme planları yaparım. İsmet Özel’den dizeler patlatırım. "Böyle buyurdu Zerdüşt" diye söze başlar, ilgi çekici çıkışlar yaparım. Yani dostlar, bir mum yakar, keyfime bakarım. Seni seviyoruz Süleyman Gündüz...

Yazarın Tüm Yazıları