İstanbul ne zaman bu kadar cool oldu?

Ben İstanbul’un artık cool olduğunu, Londra’da gece yarısı uyumadan önce ‘tüh ya, İstanbul’da Antony and the Johnsons konseri var bugün ve ben kaçırıyorum’ dediğim gün anladım.

Haberin Devamı

Cümlenin tam tersi coğrafyalarda kurulması gerekiyordu çünkü. Yani ben İstanbul’da uyumak üzereyken, Londra’da bir şey oluyor olması ve benim onu kaçırıyor olmamdı doğal olan. Neyse dedim.

Bir defaya mahsus denk geldi herhalde.

Ben İstanbul’un cool olduğunu, babam New York’tayken telefonda ‘kızım sen New York’tan bir şeyler istiyorsun ama İstanbul’dan aldığın kıyafetler gibisi burda yok’ dediğinde anladım.

Baban senin saklı moda adreslerini nereden bilir demeyin. Maşallah çok genç ve benim tarzımı gayet iyi bilen, bir anne babam var. Benim müdavimi olduğum dükkanları, hatta show roomları bilirler.

Gidip bakarlar.

Gerektiğinde Chelsea Oteli’nin bir odasında, tuhaf gözlükler tasarlayan bir kızla da buluşurlar.

Onlar böyle diyorsa, New York kurumuş, İstanbul coşmuş demektir. Xoxo’nun kapağındaki, kirpi kostümünü tasarlayan Tanju Babacan’dan, New York’ta adım başı yok demektir.

Ben İstanbul’un cool olduğunu, bayramda Berlin’de galerileri gezerken anladım.

Sokak aralarındaki galerilerde karşılaştığımız, bütün galerici ve sanatçıların gözleri ‘İstanbul’ diyince aydınlanıyordu.

Hatta bir tanesi dayanamayıp, ‘ah! orada yaşamayı ne çok isterdim’ dedi. Orada sergi açan sanatçıların çoğu, ya İstanbul’a gelmiş ya da gelecek.

Hatta bizim İstanbul’da, o gördüklerimizden daha güzelini yapanlar var.

Yaşam Şaşmazer’imiz, Cem Dinlenmiş’imiz, Nermin Er’imiz, Memed Erdener’imiz var.

Ben İstanbul’un cool olduğunu, okuduğum yabancı dergi ve gazetelerdeki yazılardan anladım. Artık mimari dergilerden tutun da, en havalı moda dergilerine kadar her yerde bir İstanbul’dur gidiyor. Üstelik onlar şehirde olup bitenleri, neredeyse benden iyi bilecek! Avrupa’dan arkadaşlarımız, buraya konser izlemeye, bienal görmeye geliyor.

Bu yaz o kadar çok güzel konser oldu ki, artık takibe mecalimiz kalmadı. Beirut da geldi, kaçırdım zaten.

O gün He-man klibini çekiyorduk.

Ben İstanbul’un cool olduğunu, İstanbul’da yaşadığımı böbürlene böbürlene söylemeye başladığımda anladım.

Sağı solu belli olmayan, geceleri uyumayan, içi kaynayan esrarengiz kadınlara dönüştürüyor beni bu laf.

Bir pelerin gibi havalı duruyor üstümde.

Balık, deniz, bangır bangır müzik ve aşkla dolu olduğumu anlatıyor. Rüzgarımın sert olduğunu.

Baharımın yumuşak olduğunu. İçimde çoklu ihtimaller barındırdığımı, kolay kolay ele geçmeyeceğimi.

Romantik olduğum kesin oluyor, İstanbul’da yaşıyorum deyince ben.

Ben İstanbul’un cool olduğunu, biraz geç anladım anlayacağınız.

 

Yazarın Tüm Yazıları