İsmet Solak: Herhangi birini seçmek yetmez!

İsmet SOLAK
Haberin Devamı

Dün sabah ter içinde uyandım. Rüyamda Atatürk'ü gördüm. Üstelik konuştum. Sesi hálá kulaklarımda!

Yüz hatlarını, bakışlarını, hatta elinin sıcaklığını hálá yaşıyorum.

Gözlerimi açar açmaz, unuturum diye, aklımda kalanları not ettim:

- İnce beyaz çizgili, siyah bir takım elbisesi vardı. Kalıp gibi üstüne oturmuştu. Yüzü solgundu ve sanki yorgundu. Ceketinin üst cebinde mendili, elinde de bastonu vardı. Fotoğraflarından daha güzeldi ve uzun boyluydu.

Rüyamda yanımda olanları hatırladıkça şaşıyorum. Birbirlerini tanımamış, hiç karşılaşmamış insanlar vardı:

- Ağabeyim Mehmet Adem Solak, Ümit Gürtuna ve Esen Ünür... Posta yazarı Turhan Salman, köyden çocukluk arkadaşım Hasan Demir... 1980'de yitirdiğimiz ve her zaman, 'Ben Atatürk'ün sınır neferiyim' diyen Halil Tekin Bucaklı... Rahmetli dostum, Berber İbrahim Aşkın, ADD'den Tevfik Kızgınkaya.

Başkaları da vardı. Sanki her şey gerçekti:

- Yüksek millet iradesinin tecelli etmesini sağlayın.

Israrlı sorularımızdan sonra söylediği ilk sözleri bunlardı:

- Bu makama, herhangi birini seçmek yetmez!

Biraz sonra, yüksek bir binanın dokuz veya onuncu katından bakıyorduk.. Atatürk, suda yürüyordu. Ama ayakları suya batmıyordu. İspanyol turistlerle sohbet ediyordu. Elindeki, dört köşesinden çiviyle çakılmış tahta çerçeveyi ileri doğru hızla fırlatıyordu. Çerçeve suda batıyor, sonra üste çıkıyordu:

- Nereden nereye geldiğimizi anlamanız lazım!

Bir koşu asansöre biniyorduk. Aşağı inerken, asansör yana doğru hareket ediyordu... Korkuyorduk... Soluk soluğa yanına vardığımızda bize bakıyordu.

Çantamdan çıkardığım teybi bir türlü çalıştıramıyordum:

- Not al çocuk! Bilinsin ki, ümidimi kaybetmiş değilim. Beni fevkalade müteessir eden hadiselerle karşılaştım. Tesellim, ziyaretimin kısa olması!

Tam not alırken heyecanla ve kan ter içinde uyandım.

Yüzümü yıkamadan 87 yaşındaki anneme telefon ederek rüyamı anlattım:

- Hayır olsun evladım, devletle karşılaşmışsın. Ne mutlu böyle büyük bir adamla konuşmak. Hemen bir fakir doyur veya ihtiyacı olan birine yardım et.

Rüya bile olsa, Atatürk'ü karşımda görmek, müthiş heyecan vericiydi.

HAYDİ ATATÜRKÇÜLER, TOPLANTIYA...

ADD Genel Başkanı Yekta Güngör Özden, iki gün sonraki toplantı için tüm kitle örgütlerine ve aydınlara bir çağrı yaptı. Aynen şöyle:

‘‘Büyük Atatürk'ün 'En Büyük Türk Devrimi' olarak nitelediği Laik Cumhuriyet'e sahip çıkmaktaki duyarlılığa en fazla gereksinim duyulan bir dönemde, siyasetçilerimizin ve medyanın bir kesiminin irtica konusunda laiklikle asla bağdaşmayan ödünler vermeyi sürdürmesini, ülkemizin geleceği yönünden çok tehlikeli görmekteyiz.

Bu nedenle, yaşadığımız hukuksal, sosyal, ekonomik, siyasal karmaşanın giderilmesinde etkin önlemler önermek ve Cumhuriyet değerlerimize sahip çıkmak adına Laik Atatürk Cumhuriyeti konusunda ödün vermeyen demokratik kitle örgütleri, üniversiteler, basın ilgilileri, bilinçli TBMM üyeleri ve duyarlı aydınlarımızı bir görüşmeye çağırıyoruz.

2000'li yılların Türkiye'sinden çok önemli gerçek belge ve görüntülerin sergileneceği görüşmede bulunmanızı ve belirlenecek çözümler ve yöntemler için katkılarınızı önemle diliyoruz. Saygı ile...’’

Tarih; 12 Nisan 2000, Çarşamba.

Yer; Çağdaş Sanatlar Merkezi, Kavaklıdere/Ankara. Saat; 11.00...

Gün bugündür... Haydi Atatürkçüler, toplantıya...

Yazarın Tüm Yazıları