İnsülin direnci nasıl çözülür?

Genetik mirasında “insülin direnci” yazanlar, kolay şişmanlar. İşin kötüsü, bu şanssız insanların kiloları arttıkça insülin direnci daha da derinleşir.

Bu da daha fazla kilo almak anlamına gelir. Yani tam bir kısırdöngü söz konusudur. Allah bu insanlara kolaylık ve sabır versin!
ınsülin direnci problemini çözmenin en etkili yolu, kilo vermektir. Bizim tecrübelerimize göre yüzde 5’lik bir kilo kaybı bile direnci kırmaya yetiyor, yüzde 10’un üzerindeki kilo kayıpları sorunu neredeyse çözüyor. Kilo vermek kan şekerini kontrolünü dengeliyor, kan basıncını düşürüyor, trigliseridi normal değerlere getiriyor. Bir süre sonra iyi kolesterol HDL’de yükselmeye de yol açıyor.
Kısacası insülin direnci genetik mirasta yazılı kalıcı bir “kodlanma hatası”, “genetik bir eğilim” durumudur. Bu nedenle “asla tamamen yok edilemez, sorun kökünden çözülemez” ama pek çok genetik sorun gibi o da yönetilebilen, kontrol altına alınabilen bir problemdir.

NE YAPMALI?

“İnsülin direncinin nasıl kontrol altında tutulacağı” sorusunun yanıtına gelince... Bu, bilgili bir hasta ile uzman bir sağlık ekibinin birlikte çalışarak başarabileceği bir iştir. ınsülin direncini normale getirmek, sadece ilaç yutmak veya yalnızca diyet yapmakla mümkün olmaz. Bu iki önlem birlikte uygulansa bile arzu edilen sonuç her zaman alınamaz. Çünkü bu iş, egzersiz olmadan asla başarılamaz...
Sorunun çözümü, kilo vermekten geçiyor. Mevcut kilonun yüzde 10’unun kaybı, yukarıda da belirttiğimiz gibi orta ve uzun vadede mükemmel yararlar sağlıyor ama ne var ki insülin direncini yönetmeyi öğrenmeden kilo vermek oldukça zor, hatta imkânsız!
Bir miktar kilo verilse de bir süre sonra fazlasıyla geri alınıyor. Bunun için mutlaka “medikal bir kilo programı” şart. Çoğu hastada “diyet+egzersiz+ilaç” üçlüsü olmadan başarılı olmak mümkün değil.

Egzersiz: Power walking

“İnsülin direncinin azaltılmasında en etkili egzersiz hangisi” sorusunun yanıtını vermek pek kolay değil.
Gözlemlerimiz, yürüyüşün en önemli “direnç kırıcı egzersiz” olduğu yönündedir. Biz özellikle “power walking” diye tanımlanan ve orta yaşlı biri için dakikada 100-120 adım atmayı temel koşul kabul eden tempolu ve sıkı yürüyüşlerin etkili olduğunu düşünüyoruz.
Adım sayısı zaman içinde dakikada 140-150’ye kadar çıkarılabilir. Yürüyüş süresince elde yarım-bir kiloluk ağırlık taşınması, vücudun üst bölümündeki adaleleri de kullanıma sokacağından egzersiz etkinliğini artırır.
Egzersiz çalışmalarını düzenli olarak haftada üç kez yapmak ve mümkün olduğu kadar kalp hızını dakikada 100’ün üzerine çıkarmak (mümkünse 120’ye yaklaştırmak), etkili bir sonuç almayı kolaylaştırır.
Yürüyüş dışında yüzme, bisiklet çevirme, merdiven inip çıkma da etkili egzersizlerdir. Önemli olan nokta da egzersiz programına başlamadan önce mutlaka bir doktor kontrolünden geçmektir.
Egzersiz Uzmanı Özcan KIZILTAŞ

En etkili ilaç: Metformin


ınsülin direncini azaltmak için bazı reçeteli ilaçlardan da faydalanabiliyoruz. En çok kullanılan ilaç “metformin”dir. Metformin, dokularda insülinin etkinliğini artırıyor. Dolayısıyla şekerin kullanımı da artıyor.
Bununla birlikte metforminin, bazı yan etkileri olabileceğinden mutlaka doktor kontrolünde kullanılması gerekiyor.
ınsülin direncine bağlı kilolarından kurtulurken metformin içeren ilaçlardan yarar görenler (glukofaj, glufor, glokofen, diaformin gibi ürünler), birbirlerine bu ilaçları tavsiye ediyorlar. Ancak bu son derece yanlış bir tutum. Çünkü bu ilaçlar kanda lâktaz seviyelerini artırabilir, laktikasidoz gibi tehlikeli tablolara yol açabilir.
Ayrıca hamilelerin kullanmaması gerekir. Karaciğer, böbrek yetmezliği olanlarda da kullanmamak lazımdır.
ınsülin direncini azaltan ilaçlar arasında “tiazolidindionlar” da var. Bu grupta yer alan ilaçlar (pioglitazon, rosiglitazon, troglitazon) dokuların insüline duyarlılığını artırdıklarından insülin rezistansını kırmak için kullanılırlar. Bu ilaçların da mutlaka doktor tarafından önerilmesi halinde kullanılması lazımdır.
Aynı amaçla “alfa-glukosidas baskılayıcılar”dan ve “benfotiyamin”den de yararlanmak mümkündür. Unutmayın, bu ilaçlardan hangilerinin ne dozlarda, ne süre ile ve ne sıklıkta kullanılacağına yalnızca doktorlar karar vermelidir.
Dr. Evren ALTINEL

En etkili beslenme tarzı: “GI Diyeti”


İnsülin direnciniz varsa, beslenme planınızda da bazı değişiklikler yapmak zorundasınız. Her şeyden önce şeker, un ve nişastalı besinleri azaltmanız, aç kalmamanız, öğün atlamamanız, sık yemeniz gerekiyor.
Özellikle sofra şekerinden, şekerle hazırlanmış tatlılardan, fruktoz şurubu içeren meşrubatlardan, “un, yağ, şeker” ile üretilmiş paketlenmiş ürünlerden (bisküvi, browni, kek, cips, pasta, kurabiye, gofret) kesinlikle uzak durmalısınız.
Aynı önlemleri, kilo alma eğilimi gördüğünüz çocuklarınız için de sıkı bir şekilde uygulayın. Ayrıca şekeri bol meyvelerden (üzüm, incir, karpuz, muz) uzak durun. Çaya ve diğer içeceklere şeker eklerken iyi düşünün.
Bunlar GI (Glisemik Indeks) diyetinin ana hatlarıdır. Ayrıca glisemik yükü düşük olan yiyeceklerle beslenmeyi alışkanlık haline getirin. Glisemik yükü az olan besinler konusunda diyetisyeniniz sizi bilgilendirecektir. Bu konuda bilgi almak isteyenler, Yaşasın Hayat diyetisyenlerinden e-mail veya telefonla bilgi alabilirler.
Dyt. Nilüfer BAYRAM

İnsülin direnci çözülünce...


* Hipoglisemi sorunu ortadan kalkıyor. Tatlı krizleri, açlık nöbetleri, uyuklamalar, sinirlenmeler, öfkeler, anlamsız, aşırı ve ani tepkiler, uyku bölünmeleri, çarpıntı ve terlemeler tarihe karışıyor!
* Kilo vermek kolaylaşıyor. Verilen kilolar yeniden geriye alınmıyor. Kilo yönetimi sorun olmaktan çıkıyor.
* Kan şekeri yükselmeleri sona eriyor. şeker hastası olmanın önüne geçilebiliyor.
* Kan yağları dengeleniyor. Trigliserid normale dönüyor. ıyi kolesterol HDL yükseliyor. Total kolesterol düşüyor.
* Kan basıncının dengelenmesi kolaylaşıyor.
* Karaciğer yağlanması ortadan kalkıyor.
Dyt. Güneş AKSÜS
Yazarın Tüm Yazıları