İlişkinin kuralları yeniden mi yazılacak?

Geçen hafta “Bu internet iyi hoş da, ilişkilerin dinamiklerini değiştirdi” diye olaya girmiş, erkeklerin uzun vadeli ilişkilerde başka kadınlarla flört ve aksiyon “ihtiyacını” kabul ederek mi yaşayacağız, bunun üstüne bir düşünün, bakalım neler çıkacak diye sormuştum.

Haberin Devamı

Birçok mail geldi bu konuyla ilgili.

Kimileri “yaramızı kaşıdın” diyor, kimileri erkeklerin, kimileri kadınların tarafından yaklaşıyor.

Fakat gelen maillerde birçok okur ağız birliği etmişçesine ne diyor biliyor musunuz?

“Yeni yetişen nesle mensup genç kadınların çoğu birçok konuda sınır tanımıyor, esas onların bu durumu irdelenmeli...”

Kimi kadınların ahlaki sınırları, erkeklerin “tohum dağıtma ihtiyacından” daha çok konuşuluyor artık.

Eskiden güzel bir iltifat bu tip dişilerin kendilerini iyi hissetmeleri için yeterliydi.

Şimdi sadece iltifata değil, erkeği cezbetmenin hazzına, “kendi kadınını değil beni istiyor”un hayali zevkine ihtiyaç duyuyorlar. Yani kimileri için kendine güven kazanmanın, iyi hissetmenin yeni yöntemi kendini bilinmeyen kucaklara bırakmak olmuş!

Kadınlık kavramı yerlere düşmüş!

Şimdi, kadın-erkek, kimsenin ahlak anlayışını sorgulayacak değiliz. Burada konu sınırları nerede çizmemiz gerektiği.

Önce erkeklere bakalım: Toplum içinde yaşamanın, ilişki kurmanın yazılı olmayan kurallarına göre davranmak durumunda kalan erkekler malum ihtiyaçlarını pek dillendirmiyorlar, bunu biliyoruz. “Normal adam” olmak için, içlerinde, tarihlerinde, genlerinde var olanı reddetme yöntemine gidiyorlar. Sadakat tanımları yapıyorlar, cinsellik konusunda kendilerine göre ahlak profilleri çiziyorlar, büyük cümleler kuruyorlar. Bu kadar çırpınışın tek sebebi var: Kötü, ahlaksız adam pozisyonuna düşmemek. 

Bir de kadınlara bakalım: Erkeklerin “tohum saçma” ihtiyacının aksine, kadın, en iyi sperm arayışında. Onu bulmak ve yerleşik düzene geçmek istiyor. Böyle çalışan bir vücut saati ve akıl, temelde “birini seç ve otur” diyor.

Hal böyleyken erkek için içgüdüsel olan ve duygusal anlamlar içermeyen bir aksiyon, (üstelik kadınlar için aşk ve seks birbirine yakın anlamlar içerdiği için) son derece yaralayıcı olabiliyor.

Şimdi düşünülecek ikinci konu: Kim kimi anlayacak? Erkekler, “erkekliklerinden” vaz mı geçecek yoksa ara sıra kaçamak yapmak normal mi sayılacak? ıkisinin ortası bulunacak mı? Bulunacaksa nasıl bulunacak?

Tabii şimdi bu yazdıklarımdan “aldatmak meşru olmalı” gibi bir sonuç çıkmasın ama son yıllarda kadın-erkek demeden aldatma oranlarının tavan yapması tesadüf değil.

Bir de şöyle baksak ya işe: Aklınıza gelebilecek tüm alanlarda; çocuk yetiştirmekten tutun da beslenmeye, iş dünyasından psikolojiye, spordan sanata, müziğe, teknolojiye, bütün dünyanın kuralları yeniden yazıldı, kadın-erkek ilişkileri mi aynı kalacak sanıyoruz?
Tek problem daha ne kadar direnmeyi sürdürüp, bunu konuşmayı reddedeceğimiz...

Haberin Devamı

Elinde kadehle araba kullanan adam!

Evet, aynen öyle. O elinde kadehle araba kullanan adam cumartesi gecesi Akaretler Yokuşu’nda arabamın önünü dağıttı, üstüne de bastı gaza kaçtı.

Haklıdır, kaçar.

Polisi çağıracak, aracından dışarı çıkacak, kokteyl prolonj ortamı yaratıp “Bir içki de siz almaz mıydınız memur bey” diyecek değildi herhalde!

Neyse, plakasını almayı akıl ettim çok şükür, kendisine mahkeme salonlarında kokteyl ortamları yaratmayı planlıyorum.

Bir insanın canına kastetmek (üstelik şoför koltuğunda elinde içki bardağıyla!) bu kadar kolay mıdır, soracağım kendisine. Hırs yaptım adeta.

Ayrıca nedir benim bu arabamdan çektiğim. Lanetli midir nedir. Zırt-pırt lastik patlar, sarhoş adam vur-kaç yapar...

Sonunda Büyükada’ya yerleşip fayton kullanacağım, o olacak!

Yazarın Tüm Yazıları