İktidar protestoları dikkate almalıdır

CUMHURİYETİMİZİN 84. yılı kutlanacak ve hem coşku var hem de burukluk. Bir ulus bu büyük bayramın belki de çok uzun yıllardır gerçek değerini ilk kez bu yıl anlayacak. 29 Ekim beklenmeden milyonlar kendi inisiyatifleri ile yürüyor ve sloganları atarak, iç-dış ilgilisi kimse onlara derinden mesajlar veriyor, protesto ediyor.

Kimsenin şüphesi olmasın ki, bu uyarılar yarınlarda AKP hükümetine yönelecektir ve başta AKP’ye oy vererek seçtirenler olmak üzere, milyonlar "Hükümet istifa" sesleri ile haykıracaktır.

AKP’lilere verilen son şans, birlik- beraberlik mesajları, çok uzun vadeli beklentilere ve oyalamak taktiklerine karşı geçerli olmayacaktır.

Bağımsızlıktan dem vuranların, bağımlı kalarak dış ülkelerin talimatları doğrultusunda ülke yönetmek gibi bir şansları yoktur, olamaz...

Türkiye Cumhuriyeti yüce dahinin önderliğinde ve tam bağımsız bir ülke olarak kurulmuştur. Bundan ödün almak ya da ödün vermek kimsenin ne hakkı, ne de haddine düşer.

Yarınlarını karartanlar; bugünlerinin karanlığından kurtulamayanlar ile geçmişin karanlıklarından medet umanlardan başkaları olamaz. Kemalist Devrimlerle aydınlanmış Türkiye’de asla olamazlar.

Protestoları en başta AKP hükümeti dikkate almak zorundadır.

Aynı şekilde muhalefet partileri başta olmak üzere; çok bilmiş ama, boş bilmişlerin, her konuda ahkam kesmenin ülkeye zarar yerine sözde yarar sağladığını sananların, dokunulmazlık kılıfı altında

SALTANAT ERBABI

Meclis’te bol keseden savuranların, kalemşörlüğün, ortaçağ silahşörlüğü ile eş değer olduğunu sanarak köşe tutanların, sermayelerini bir gecede bire yüz- bin artıranların, üç kuruş gelir ile göz açıp- kapayana dek gemilerini açık denizlerde yüzdürenlerin, mısır bostanlarından her tane kadar altın yumurtlayan tavuk elde edenlerin ve bunlara benzer nice sıralayacağımız kehanet sahipleri ile, saltanat erbabı olmak için yurtdışında ya sabır çekenlerin çok iyi bilmeleri gerekir.

"Ne Mutlu Türküm" diyemeyenler, "Ne Mutlu Türküm" diyenlerin karşısında birgün söz söyleyecek değil, doğrudan kendilerinde aramalıdırlar ki; bugün sunulan o tantanalı dünyadan yarınlarda yoksun kalmasınlar, bugün verilen oyların, bir süre sonra geri alınmasının altında kalmasınlar!

Yalnız bayramlarda değil, hergün önlerinde saygı ile eğilmek zorunda olduğumuz şehitlerimizin ve gazilerimizin önünde birkez daha aynı saygı ile eğiliyor; Yüce Deha ve arkadaşlarının yolunda ödün vermeden yürüdüğümüzü ve yürüyeceğimizi vurguluyor, Cumhuriyet Bayramınızı kutluyorum... Yılmaz ERGÜL

’Oval Ofis’, Ata’nın resmini gölgeleyemez

YUKARIDAKİ fotograf, CHP Genel Merkezi önünde Sarıgül’ün 9 Eylül’de gerçekleştirdiği ’999’ adlı eylem sırasında çekildi ve gazetelerde de yeraldı. Binaya dev bir Atatürk resmi ve Türk bayrağı asılmıştı. Bayrağın asıldığı yerde hiçbir sorun yok ancak Atatürk resminin asıldığı yerde hiç hoş olmayan bir görüntü meydana geliyor. CHP Genel Merkezini birkaç kez not uyarı notu bırakmama rağmen Atamızın resmi eleştiri konusu haline getirilen ’Oval Ofis’in hemen altına asılıyor.

Atatürk’ün kafa kasmının üzerinde böyle bir şeyin durması şık olmuyor. Zaman zaman güneşin yön değiştirmesi ile Oval Ofis’in gölgesi Ata’nın yüzünün üzerine karanlık bir perde düşmesine neden oluyor ve kapatıyor. Lütfen hiç yoktan bu Cumhuriyet Bayramında Atamızın resmi için daha uygun bir yer bulunamaz mı?

Engin BALIM- Cumhuriyetçi Gençlik Platformu adına

Bu resepsiyon başka resepsiyon olacak

CUMHURBAŞKANI Gül’ün 5 Eylül 2007 tarihinde tüm devlet erkánına, milletvekilleri, devletin bütün kurumları ve yabancı devletlerin temsilcilerine verdiği ilk resepsiyonunda çağrı ’eşsiz’ yapıldı. Buradaki ileti, "Siz kamusal alanda türbanı dışlarsanız, ben de sizin eşlerinizi dışlarım" idi.

Bundan hemen sonra verilen ikinci resepsiyon, alışılmadık bir tarzda, sabah saatlerinde düzenlendi. İçkiler gözönüne konulmuştu ama davetliler arasında sabahın erken saatlerinde içki içecek bir ayyaş bulunmadığı için, içki içilmesi olasılığı elenmişti.

Buradaki ileti de "Ben size içki içirtmem" idi. Şimdi de Cumhuriyet resepsiyonu ilk kez "eşsiz ve gündüz" yapılıyor.

Yani 29 Ekim doğumlu Cumhurbaşkanı, Cumhuriyetin değerleriyle kurumlarıyla güreşiyor.

Şimdilik Cumhurbaşkanı 3-0 galip. Başta muhalefet partileri olmak üzere, bizim gündemimiz de öylesine dolu ki adam gibi bir tepki vermeye vakit bulamıyoruz. Ne diyelim, hayırlara vesile olur inşallah!

Kaya ÇETİN-Eğitimci

Ödün vermeyiz

CUMHURİYETİMİZİN
kuruluşunun 84. yılını kutlarken... Son günlerde üst üste gelen hain saldırılar nedeniyle millet olarak üzüntü ve acı duymaktayız. Cumhuriyet’in ilan edildiği günden beri çağdaşlaşma yolunda atılan her adımın içerideki ve dışarıdaki düşmanlar tarafından engellenmeye çalışıldığı, ekonomik, siyasal ve sosyal gelişmelerin çıkarları bozulan kesimlerce saldırıya uğradığı bilinmektedir.

Yaşamakta olduğumuz terör saldırılarının öncelikli hedefi toplumsal korku ve endişe yaratarak ülkemizdeki birlik ve beraberliği bozmaktır. Hain terör saldırılarına verilecek en güzel yanıt Cumhuriyet’in temel ilkelerinden ödün vermeyeceğimizi, daima hukukun üstünlüğünü savunarak, bağımsız, saygın ve demokrat bir Türkiye için inançla, kararlılıkla, yılmadan, korkmadan, duraksamadan, barış içerisinde yaşayacağımızı göstermek için Cumhuriyet’imizin 84. yılını coşku ve heyecanla kutlamak olacaktır.

Bu inanç doğrultusunda sizi 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını bu en büyük bayramımızı coşku içinde kutlamak için meydanlara davet ediyorum.

Sevgi AYDIN HERGÜNER

Araştırma görevlisi


GÜNÜN SÖZÜ

"Biz Çılgın Türkler değiliz, bağımsızlığımız, egemenliğimiz söz konusu olunca dünyayı çılgına çeviren Türkleriz"

(Nurettin Kaptan)
Yazarın Tüm Yazıları