İkinci McNamara vakası

ACABA ülkesini her gün biraz daha fazla gömüleceği savaş bataklığına sürüklemek, ABD Başkanı tarafından Dünya Bankası Başkanlığı’na aday gösterilmek için yazılı olmayan kural mı sayılıyor?

Irak Savaşı’nın ikinci yılı sona ererken Pentagon’un en şahin ismi Paul Wolfowitz’in (tıpkı eski Savunma Bakanı ve Vietnam hezimetinin mimarı Robert McNamara gibi) Dünya Bankası’na atanacak olması hafif hiciv içeren bu soruyu haklı kılıyor.

61 yaşındaki Wolfowitz’i Türk kamuoyu Mehmet Ali Birand ve Cengiz Çandar’a verdiği söyleşiyle hatırlar:

‘...Yeni bir sayfa açacaksak, yeni bir geleceğe sahip olacaksak, Türkiye Amerikalılara, ‘Evet, biz bir hata yaptık’ demeli. ‘Irak’taki olaylara daha duyarlı davranmalıydık, bilemedik, ama artık biliyoruz, nerede ne kadar yardımcı olabiliyorsak o kadar yardımcı olmalıyız’ demeli. Çünkü bu Türkiye’nin çıkarları için çok önemli.’ (5 Mayıs 2003)

* * *

Polonyalı Musevi göçmeni aileden gelen Wolfowitz, matematik ve siyaset bilimi okudu.

Kariyerine Dışişleri Bakanlığı’nda başladı, Pentagon’da sürdürdü. Yıldızı Baba Bush’un başkanlığı döneminde parladı, 11 Eylül’de ABD’nin Afganistan yerine hemen Irak’a saldırması gerektiği görüşünü savundu.

Anlaşılan Wolfowitz, ABD’nin Dünya Bankası’ndaki ikinci McNamara vakası/denemesi olacak.

1916 doğumlu Robert McNamara, Berkeley mezunuydu. İkinci Dünya Savaşı’nda ülkesine yüzbaşı rütbesiyle hizmet etti, terhisinden sonra Ford Motor’a girdi. 1960 yılında Ford Ailesi üyesi olmayan ilk başkan sıfatını kazandı. Ama başkanlığının ilk ayı dolmadan Başkan Kennedy’nin kabinesinde Savunma Bakanlığı’na atandı. Bakanlık kariyerindeki iki önemli krizde şahin kimliği öne çıktı: Küba krizinde şiddet kullanılması yanlısıydı, Vietnam Savaşı’nın stratejisini yine McNamara çizdi. (Mesela Güneydoğu’da PKK’ya karşı kullanılan geçici köy koruculuğu sisteminin fikir babasıydı.) 1968 yılında Savunma Bakanlığı’ndan ayrıldı ve Dünya Bankası Başkanlığı’na atandı, 13 yıl bu görevde kaldı.

* * *

Dünya Bankası’nın iki dönem ve 10 yıl süreyle başkanlığını yürüten James Wolfensohn’un önceliği, dünyadaki yoksulluğun azaltılmasıydı. Bu yüzden çok para harcandı ama bankanın itibarı 60 yıllık tarihinin tepe noktasına tırmandı.

ABD’nin Wolfowitz’i tercihi, bu politikanın devamı anlamına mı gelecek? Hiç sanmıyoruz...

Wolfowitz’in tıpkı McNamara gibi Beyaz Saray politikasını izleyeceği kesin gibi.

Yani Dünya Bankası fonlarının tahsisinde ABD’nin askeri ve siyasi öncelikleri daha da ön plana çıkacak.

McNamara, Soğuk Savaşı finanse etti, peki Wolfowitz’in misyonu hangisi derseniz...

Kuvvetle muhtemel ki Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) olacak.

Çünkü Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki Müslüman toplumlara demokrasi getirmeyi amaçlayan bu projenin Dünya Bankası ile irtibat noktası çok: Sivil toplumun desteklenmesi, eğitim ve sağlık projeleri, bağımsız ve güçlü medya gibi.

* * *

Türkiye, 1980 sonrasında Dünya Bankası’nın en büyük müşterileri arasına girdi. Yüksek iç ve dış borç yükünü çevirebilmek için bu desteğin sürmesi şart. Peki Wolfowitz, Pentagon’da görevliyken ‘iyi ilişkiler’ için Çandar ve Birand’a açıkladığı ön koşulu (yani Türkiye’nin kayıtsız şartsız ABD’ye teslimini) Dünya Bankası’ndaki makam odasına taşınırken unutacak mı? Wolfowitz’in Pentagon’daki koltuğuna oturması muhtemel Büyükelçi Eric Edelman, Ankara’dan hangi koşullarda ayrıldığını hatırlayacak mı?

Bu iki sorunun yanıtı, önümüzdeki yakın dönemde Türk ekonomisinin geleceği açısından hayati önem taşıyacak.
Yazarın Tüm Yazıları