Herkesin adının ‘insan’ olduğu yazı

Dünyada bugün aynı anda nefesini alıp bırakan, teni hâlâ sıcak insanlar aslında kardeştir.

Haberin Devamı

En fazla, insanlık ağacının bir ömürlük yaşayıp kırılacak dalıdır.
Bunların kimileri kadın, kimileri erkek, kimileri çocuk, genç, yaşlıdır. Bu kategoriler bile tartışılır. Çünkü siz de biliyorsunuz ki, erkek gibi kadınlar, kadın gibi erkekler, çocuk gibi yetişkinler de vardır.
Zengindir insanoğlu. Ve bu saydıklarımdan hangisine ait oldukları tamamen tesadüftür. Nasıl ve ne şekilde olurlarsa olsunlar, bunu mutlu tesadüften saysınlar. Çünkü hayat ağacını çatlatıp da, tepesinde göğü gören dal olmak, bir hediyedir.
Hangi cinsten doğacağımızı bilmediğimiz gibi, hangi toprakta, hangi ailenin yavrusu olacağımızı da bilemeyiz. Moğolistan’da fakir bir ailenin oğlu ya da San Francisco’da lezbiyen bir çiftin kızı olarak doğabiliriz. Bizim ilk yuvamızı ve bir süre gideceğimiz yolu o insanlar ve içine doğduğumuz o coğrafya, o kültür vs. belirler.
Ne bileyim, vaftiz mi edileceğiz, sünnet mi? Okula gidecek miyiz, gitmeyecek miyiz? PlayStation’la mı oynayacağız, Kalaşnikof’la mı?... Yşte bunlar o tesadüf paketinden çıkarlar. Ve bizi yutarlar. Öyle bir yutarlar ki, ondan başkayı hiç bilmeyiz.
Ben nasıl boynuma halkalar dizmemişsem, Afrikalı bir yaşıtım da günbatımının fotoğrafını çekmeyecek. Yşin güzel yanı, hep berabere kalınıyor olması. Kimse kimsenin mutluluğunu ölçemez. Kaybını da.
Bir kızın tesadüfen kız doğdu diye, tesadüfen kız doğmamış babası tarafından okula layık görülmemesi ne kadar iç burkucuysa; bir adamın da belli bir coğrafyada doğdu diye, tesadüfen o coğrafyada doğmamış biri tarafından yok edilmek istenmesi o kadar yazıktır. Her dinde ve her dilde, günahtır.
Bunun testi basittir. Dünyanın herhangi bir yerinde, yolun kenarında ağlayan bir kız çocuğu gördüğümüzde, yanına gideriz. “Okula gidemiyorum” derse, üzülürüz. Keşke gitse deriz. Yolun kenarında, ölmek üzere olan bir adam görsek, koşar yanına gideriz. Bir canın sönüşüne şahit olmak istemeyiz. Yardım etmek için her şeyi yaparız. “Ölüyorum” derse ağlarız. Hiç aklımıza gelmez: Bu adam nerelidir, nasıl ibadet eder ve hangi dilleri konuşur.
Kan kaybeden insan, sadece kan kaybeden insandır. Ağlayan insan, sadece ağlayan insandır.
Bunun aksi her durumda da, kaybeden insanlıktır nokta.

Yazarın Tüm Yazıları