“Helin bacağını, bacağımın arasına koymadı!”

Evet, dikkat çekti kabul. Pazar gününden beri sohbet konularımızdan biri o tuhaf fotoğraflar.

Tabii ki Helin Avşar’la Taraf yazarı Rasim Ozan Kütahyalı’nın “röportaj pozları”ndan bahsediyorum.
Belli ki Hıncal Uluç’la Ayşe Arman’ın “kadın polis-işkence edilen mutlu tutuklu” prodüksiyonuna özenilmiş. Buna benzer bir şey yapalım denmiş.

Ama düşünüp taşınılmamış, nasıl bir kare olacağı üzerine kafa yorulmamış. Oysa en önemli şeydir “prodüksiyon”.

Adamın eli nerede duracak, kadın nereye bakacak, nasıl giyinmeliler; her şeyi düşünürsün. Bunu da en iyi dergiciler bilir.

Neyse, uğraşmayınca böyle olmuş: Ucuz, banal, bi tuhaf, kıl, kıllı, anti seksi, lüks markadan soğutan (Burberry ve Chanel)...

Ama konuşuldu mu, konuşuldu! Onda sorun yok. Mesele konuşulmaksa yani, Avşar başarılı. Peki Rasim Ozan?
Ben işte onu anlamadım! Bu pozları verirken “Flashforward” dizisindeki gibi bilincini 137 saniyeliğine yitirmiş miydi yoksa bilakis zevk mi almıştı? Çok ama çok merak ettim. Ve açıp sordum.

“Ne iştir?” diye. İşte yanıtları...

KIL ÇEKİŞTİRME YOK!

Allah aşkına, fotoğraflar çekilirken ipin ucunun kaçtığını fark etmediniz mi? Sizce de kötü ve ucuz değiller mi?
Evet, ipin ucu kaçtı! Fotoğraflar için ciddi ısrar etti. Dayanamadım, yelkenleri suya indirdim. Planlanmamış olduğu için amatör ve dandik oldu. Gülünç ve komik yani. Ama olmuşla ölmüşe çare yok.

Helin Chanel çizmelerini bacak aranıza dayadığı ve tabii göğüs kıllarınızı çekiştirdiği anda ne hissettiniz?
Orada Helin iki bacağımın üstüne iki bacağını koydu. Araya değil yani! Öbüründe de gömlek düğmelerimi çözmeye başladı. Daha da ilerliyordu. O an çekilmiş bir foto. Kıl çekiştirme diye bir durum yok yani! Biz kendimizi kaptırmıştık, o sırada bu geyik pozlar çıktı.

DÜŞTÜM İŞTE, BİR HIYAR GİBİ!

Helin sizce gazeteci mi yoksa sadece Helin Avşar mı?
Fotoğrafları bir yana bırakalım. Sağlam hazırlanmıştı Helin. Fotoğraflardaki sarmaş dolaşlık kadar, benim zihin dünyamı da iyi sarmalamış! ıyi konuşturuyor, kritik noktalara vakıf... Röportajda ismi geçen birçok kişiyi de o geyik fotolar kurtardı... En başta da ırkçı-faşist şovmen Okan Bayülgen’i...

Tepkilere, dönen geyiklere, eleştirilere ne diyorsunuz? Haklı mı buluyorsunuz yoksa haksız mı?
Geyik bir durum, dolayısıyla her türlü geyik haklıdır. Kariyerimi planlamak gibi şeyleri düşünebilen bir zihnim yok. “Ben bayağı biriyim, ama yazdıklarım öyle değildir” meşhur sözünü kullanacağım burada. Varlığıma dair her şey söylensin, ama yazdıklarım tam isabettir. Kendini düşünen bir insan böyle pozisyona düşer mi? Düştüm işte ben, tam bir hıyar gibi!
Yazarın Tüm Yazıları