Hayvansın Rıza

SİZE, Hürriyet’in Güzin Abla’sına gelen bir mektubu aktarıyorum:

“Sevgili Güzin Abla
Ben, Fortune Dergisi’nin ilk 500’üne giren şirketlerden birinde çalışan erkek bir yöneticiyim.
İnsan kaynaklarında ‘Çeşitlilik’ politikası gereği, şirketin neredeyse bütün üst yönetim birimlerine kadınlar dolduruldu.
Bir yıl önce, görev yaptığım bölümün başına getirilen kadın yönetici, gelir gelmez, 8 müdürlüğün 6’sına kadınları atadı.
O günden beri şirket içi politika alabildiğine arttı. Kadınların iş hayatında gücünün artırılması dışında hiçbir şey konuşulmaz oldu.
Sektörümüz genel olarak erkek ağırlıklı ve moraller dibe vurdu.
Azınlıkta kalmış bir erkek olarak ne yapmalıyım?”
Rumuz: 36 yaşında erkek yönetici.

* * *

Bana göre dün, dünyanın en önemli iki ekonomi gazetesinden biri olan Financial Times’ta bir devrim oldu.

Gazetenin, “Dear Lucy” adlı bir yazarı var.

Hürriyet’in “Güzin Abla” köşesine tekabül ediyor.

Lucy, işyeri problemleri ile ilgili mektuplara cevap veriyor.

Yukarda aktardığım mektup, Güzin Abla’ya değil, “Lucy Abla”ya gelmiş.

Tahmin ediyorum, Türkiye’de de bazı sektörlerde önümüzdeki yıllarda benzer sorunlar ortaya çıkacak.

Bunlar arasında medya başta geliyor.

Çünkü, medya giderek kadın ağırlıklı bir sektör haline dönüşüyor.

Şu sıralar dergilerde kendini hissettiren bu trend, en geç 5-6 yıl içinde gazetelere de yayılacak.

Erkekler için kadın ağırlıklı bir işyerinde çalışmak nasıl bir şey olacak?

Gelin, “Lucy Abla”nın 36 yaşındaki bu erkek yöneticiye verdiği “Abla nasihatlerine” bakalım.

* * *

-  İşyerinde “Azınlık” olmak, daha güzel de olabilir, daha feci de... Bu, oyunu nasıl oynadığınıza bağlı bir şeydir.
Korkum şu ki; siz bu oyunu yanlış oynuyorsunuz.

-  Önce şu “Azınlık erkek” kavramından başlayalım. Bu biraz yukardan bakan bir kavramdır ve kadınlar bunu komik bulmaz, hazzetmez.

-  İşe, önce şu “Kendinize acıma” duygusundan kurtularak başlamanız gerekir.
Her şeyden önce siz, kadınların sahip olmadığı bir avantaja sahipsiniz. Eğer şirketinizin insan kaynakları politikası, “Çeşitlilik” ise, şimdi erkek olarak avantajınız arttı demektir.

-  Şirket içi politika patladı diyorsunuz. Bir şirket kuralı vardır. Çalışan kişi eğer başarısızsa, hemen suçu “şirket içi politikalara” atar.
Probleminiz “şirket içi” politika falan değil. Siz kaybeden tarafta yer alıyorsunuz. Daha da kötüsü, şirkette kuralların değiştiğini biliyorsunuz, ama oyunun nasıl oynanması gerektiğinden habersizsiniz.
Kadın hâkimiyetindeki bir şirketin oyun kuralları, tamamen farklıdır.

-  Derhal şirkette, en üst yönetime gelen ilk kadını bulup, onun tavsiyelerini dinleyin.
Çünkü artık biraz kadın gibi davranmak zorunda kalacaksınız.

-  Bunun için önce testosteron seviyenizi düşürün ve yeni mücadele kurallarını içinize sindirin.

-  Kendinize en yakın hissettiğiniz kadın çalışanların listesini yapın; onların arasından kendinize “iş ikizleri” veya sponsorlar seçin.
Bırakın sizin meziyetlerinizi öteki kadınlara o anlatsın.

-  Ve son nokta: Kadın yöneticilerin ahlak anlayışları zannettiğinizden yüksektir.

Onlara kendinizi münasip bir dille anlatmaya çalışın.

Göreceksiniz ki, azınlıkta bir erkek olarak da şirkette hayatta kalabilirsiniz.

* * *

Lucy Abla’nın tavsiyeleri bunlar.

Dün bu mektubu bir Türk arkadaşıma anlattım.

Muzip bir ifadeyle yüzüme baktı ve “Tabii buna eklenecek bir tavsiye daha var” dedi.

Nedir diye sorunca şu cevabı verdi:

“Kendine üst düzey kadın yönetici bir sevgili bulursun.”

Ben de ona baktım ve “Hayvansın Rıza” dedim.

“Sen bu kafayla, bırak yükselmeyi, yerini bile koruyamazsın.”

Baksana ne diyor Lucy Abla:

Oyunun kuralları fena halde değişti.
Yazarın Tüm Yazıları