Hayat bayram olsa

Geçen hafta bir hastam çevresindeki insanlarda sadakat duygusunun azaldığından yakınıyordu.

Bu bayramda da elimde Toksöz Karasu hocanın "Huzurlu Yaşama Sanatı" isimli kitabı var. (Toksöz hocanın yeni bir kitabı daha çıktı. Mutlaka okuyun: Yahudi Efendi. Koca bir imparatorluğun (Osmanlı İmparatorluğu) son 20 yıllık diliminde yaşadıklarını, sancılarını, umutlarını, kavgalarını ve kopukluklarını başka bir pencereden görme imkánı bulacaksınız.

Bu kitapta sadakatle ilgili pek güzel bir bölüm yer alıyor. Ben hastama bu bölümü okuması bahanesiyle çoğu hastama yaptığım gibi- hocanın bu başyapıtını okumasını tavsiye ettim.

Toksöz hoca diyor ki "Tüm insani hisler gibi sadakat de şartlara bağlıdır. Göreceli bir taahhüttür. Hayal kırıklıklarını, çatışmaları ve önemli ilişkilerin kaybını doğuran şey, sadakatin mutlaka olması gerektiği şeklindeki kendi beklentinizdir. (Oysa), insani sınırlarımızı fark edersek ilişkilerimizi kurtarabilir ve iç huzuruna kavuşabiliriz.

Hatta sadakat bulmanın tek yolu mutlak sadakat beklememektir. Dostlarımızdan ve aile fertlerimizden çok şey bekler, sık sık hayal kırıklığına uğrar ama her defasında yeniden toparlanıp beklenti üretmeye devam ederiz.

Bununla birlikte sadakatsizlik tüm hayal kırıklıklarının en ağırıdır. Bir dostun ya da sevilen bir kişinin küçücük bir ihaneti bile bize yıkıcı bir darbe ve büyük bir sürpriz etkisi yapar."

BAYRAMLAR HAYATA ANLAMLAR KATAR

Bayramlar, hayatımıza daha çok manevi güçler ve anlamlar yüklemek için vardır. Yalnızlıklarımızı azaltmak, kırılganlıklarımızı tamir etmek, özürlerimizi dilemek için en uygun zamanlardır. Bayramlar, maneviyatın yükselişini güçlendirir, iyilik ve hoşnutluk duygusunu geliştirir. Hayatımıza daha güçlü ve farklı anlamlar, tatlar verir.

Yine Toksöz hocanın cümleleriyle "Hayatın çeşitli anlamları maneviyatın yükselişinden doğar. Anlamdan yoksun bir hayat, hiç şüphesiz en güçlülerimiz için bile taşınamayacak kadar ağır bir yüktür.

Yapmakta olduğumuz şeyin bir anlamı olduğuna inanırsak, her yükü kaldırabiliriz. Çoğumuz hayatın anlamını arar ve onu elimizden kaçırıp dururuz. (Oysa), hayatta anlam arayışı soyut bir entelektüel egzersizden ibarettir."

Bu güzel ve keyifli sonbahar sabahında bayramlarınızın daha çok daha uzun ve daha anlamlı olmasını diliyorum. Hocanın kitabındaki şu küçücük şiiri de bir kenara lütfen not edin:

Bir kum tanesinde dünyayı gör,

Bir yabani çiçekte mutluluk.

Ebediyeti bir saate sığdır,

Sonsuzluğu avucunda tut.

William Blake

Hepinize "hayat" tadında "güzel bir bayram" dilerim.

Hormonlu kilolara dikkat

Düşük metabolizma hızının sorumlusu hormonal bozukluklar olabiliyor. Tiroid hormonu yetersizliği bunun en iyi örneği. Tiroid hormonu yetersizliği ileri düzeyde olduğunda hipotiroidi olarak isimlendirilen sağlık sorunu ortaya çıkıyor. Hipotiroidi düşük metabolizma hızına bağlı olarak hızlı kilo alma, hastalığın halsizlik, yorgunluk, kabızlık, unutkanlık, cilt, tırnak, saç ve kaş değişiklikleri gibi diğer birçok belirtilerine eşlik eder.

Hafif düzeydeki tiroid bezi yetmezliğinde ise metabolik hızdaki düşme ve bunun sonucunda oluşan kilo verme güçlüğü bazen ilk ve tek belirtidir. Bu nedenle kilo verme programları başlatılırken özellikle zor kilo verip kolay kilo alanların tiroid hormonu yetersizliği yönünden dikkatlice izlenmesi gerekir. Kilo fazlalığı sorununuzun böbrek üstü bezi hastalıklarından, hipofiz bezi urlarından ve bazı genetik kökenli hormonal bozukluklardan da kaynaklanabileceğini unutmayın.

Kahvaltı, çocuklarda daha önemli

Kahvaltı çocukların gelişme ve büyümeleri kadar okul başarıları için de son derece önemli bir öğündür. Düzenli kahvaltı yapmayan çocukların gelişmeleri de iyi olmuyor. Bu çocuklarda bağışıklık zayıflığına, sık geçirilen üst solunum yolu enfeksiyonları ve diğer ateşli hastalıklara daha çok rastlanıyor. Kahvaltı alışkanlığı olmayan çocukların boyları yeteri kadar uzamıyor. Kilo problemleri (zayıflık ya da şişmanlık) bu çocuklarda daha sık görülüyor. Kahvaltı yapmayan çocukların okul başarıları da iyi olmuyor. Kısacası çocukların beslenme planında kahvaltı önemli bir yer tutuyor. Çocuğunuzu kahvaltısını yapmadan okula yollamayın.

Kan şekerinizi ne zaman ölçmelisiniz

Şeker hastasıysanız kan şekerinizi kendiniz kontrol edebilmelisiniz. Otomatik ölçüm aygıtı yardımıyla, günün 24 saati, kan şekerinizi izleyebilirsiniz. Bu sayede değişimlerden hemen haberdar olup hızla gerekli önlemleri alabilirsiniz. Yiyeceklerin, fiziksel aktivitenin, yaşamınızdaki olağandışı durumların (örneğin yolculuk) kan şekeri düzeyinize etkisini görebilirsiniz.

Yeni bir tedaviye başlarken ya da var olan tedavi protokolünüz değişirken bu izlemi yapmak şarttır.

Kan şekeri ölçüm planı sizi izleyen doktor tarafından belirlenecektir. Genel olarak önerilen uygulamalar şöyle özetlenebilir:

- İnsülin kullanıyorsanız, sabah açlık, akşam yemek öncesi ve ana öğünlerden iki saat sonra tokluk kan şekeri ölçümlerini yapmalısınız. Bu ölçümlerin sayısı, doktorunuzun uyarısı ile değişebilir. İnsülin miktarınız da sonuçlara göre yeniden ayarlanabilir.

- Şekerinizi tıbbi beslenme tedavisiyle veya ağızdan alınan ilaç(lar)la kontrol ediyorsanız sabah kahvaltıdan önce ve ilk lokmayı aldıktan 2 saat sonra ölçüm yapmalısınız.

Meme iltihabı (mastit)

Meme iltihapları meme başından girip süt kanalları boyunca ilerleyen bakterilerin çoğalması sonucu oluşur. Meme başında çatlaklar varsa daha sık gelişebilir. Bunun sonucunda memede kızarıklık, ağrı, şişlik ve ısı artışı gelişir. Genellikle yüksek ateş yapar. Meme iltihapları çoğunlukla emzirme sırasında oluşur ve iltihaplanmasına rağmen memeden emzirmeye devam edilebilir.

Tedavisi antibiyotiklerle olur, iyi tedavi edilmezse abse gelişebilir ve cerrahi drenaj gerekebilir. Önlenmesi için emzirirken meme başının temiz tutulması, çatlakların önlenmesi ve emzirme ile memenin iyice boşalmasının sağlanması gerekir; eğer meme hálá gergin ise memeye ılık kompres veya ılık duş uyguladıktan sonra elle veya pompa ile süt sağılmalıdır. Emzirirken pozisyon ara sıra değiştirilmeli, bebek doyduktan sonra emzirmeye devam etmemelidir.

Bayramda nasıl beslenmeliyiz

Aile sofralarının en güzel örneklerinden biri olan bayram yemeklerinin ruhunuzu besleyen yanının hiç eksik olmaması dileği ile. Genellikle büyüklerimizin enfes yemekleri ile bezenmiş bu sofralarda sadece birkaç noktaya dikkat ederek yemek sonrası oluşabilecek tatsız mide şikayetlerinden korunabiliriz. Yeterli, dengeli ve çeşitli seçimler yapmanıza yardımcı olacak örnek mönüden faydalanabilirsiniz.

Salata (karışık, yağsız): Zeytinyağlı yiyeceklerin özellikle dolmaların, sarmaların sık tüketildiği bu sofralarda salatalarınızı yağsız tüketin.

Yoğurt: İçecek tercihinizi asitli kolalı içecekler yerine ayrandan yana kullanabilirsiniz.

Zeytinyağlılar: Zeytinyağlı sebze yemekleri özellikle dolmalar ve sarmalar bayram sofralarının vazgeçilmezlerindendir. Porsiyon kontrolünüzü sağlayabilmek için bu tür yiyecekleri ana yemeğin yanında küçük porsiyonlar şeklinde almaya çalışın. Dolma ve sarma tarzı yiyecekleri tüketirken pilav, makarna ve ekmek grubu besinleri aynı anda tüketmemeye özen gösterin.

Börekler: Zeytinyağlılar gibi börekler de sofralarınızda yerini alacaktır. Börekleri de zeytinyağlı dolma ve sarmalar gibi değerlendirerek pilav, makarna ve ekmek grubu besinlerin yerine tercih edebilirsiniz.Kırmızı et, tavuk, balık ile hazırlanmış yemekler: Çok yağlı olmayan etlerin genellikle yağ ilavesi yapılmadan fırında, buharda, ızgarada pişirilerek hazırlanmış olanları tercih edilmelidir.

Tatlılar: Tatlı tüketiminizi yemekten 2 saat sonrasına saklayın ve sütlü tatlıları tercih etmeye çalışın.

Bayramda diyet bozulur mu

Bayramda beslenme programının bozulamaması için neler yapmalıyım?

Bu sorunuza ayrıntılı cevap verebilmek için kaç kalorilik ve nasıl bir diyet yapıyorsunuz bilmem gerekiyor. Ayrıca ne zamandır diyet yapıyorsunuz bu da benim için önemli. Peki ne önemi var? Eğer aylardır diyet programını sürdürüyor ve olması gereken yani ayda 2 ile 4 kilo kaybını sağlayabiliyorsanız bu bayramı biraz daha rahat geçirebilirsiniz.

Büyük kısıtlamalar yapmak yerine 4 günlük bayramda size sunulan yemeklerin tadına bakarak kendinizi ödüllendirebilirisiniz. Bayramdan sonra yine beslenme programınıza dönüş yaptığınızda eğer vücut ağırlığında bir fazlalık gördüyseniz bile hemen kendinizi toparlayacaksınız. Eğer daha işin başındaysanız kendinize sadece ilk gün izin verin, tabii ki kalori hesabı yaparak.

Mönüde tatlı varsa diyetinizdeki karbonhidrat ve yağ içeren yiyeceklerinizden azaltarak tatlınızı yiyebilir ve kilo kaybının sürmesi için bayramda bol bol yürüyüş yapabilirisiniz.

Kahvaltı ile başlayalım;

"Bugün nasıl mutlaka tatlı yerim" diyenler; kahvaltıda reçel, bal, pekmez’den uzak durun. "Ev yapımı reçel bir daha bulamam" demeyin.

"Akşama kesin et ziyafeti var" diyenler ; sabah sadece 1 dilim peynir alın. Yumurta yemek istiyorsanız peynir yemeyin. Böylelikle, akşama protein grubu olan etten daha fazla yiyebilirsiniz.

"Evdeki yemekler ya da gittiğiniz yerdeki yemekler yağlı ise" kahvaltıda veya aralarda kuruyemiş grubu olan ceviz, fındık, badem diyetinizde olsa bile yemeyin. 2-3 tane zeytinden fazla tabağınıza koymayın.

En çok yapılan hatalar;

Nasıl olsa çok yiyeceğim deyip kahvaltıda ya da ana öğünlerde az yemeye çalışmak ve hatta hiç yememek.

Yemek yemeyip daha fazla tatlı yemek.

Az su içmek.

9 günlük tatil boyunca ara öğünleri atlamak, unutmak.

Hareketsiz kalmak.
Yazarın Tüm Yazıları