Hayallerin peşinde

Yeni bir yıla girmek üzereyken, hem de bu yılın çok fırtınalı olacağı hakkında kehanetler dinlerken, size biraz bilgelik taslayacağım...

Haberin Devamı

Daha doğrusu sizlere, Notre Dame de Sion okul grubumdan çok sevdiğim bir arkadaşımın yeni yıl için öğütlerini, anlattığı küçük fakat düşündürücü bir hikâye ilavesiyle aktaracağım.
Ben çok önemli hayat dersleri aldım bu yazıdan. Sanırım siz de alacaksınız.
Bu nedenle sevgili arkadaşım Gülçin Alganer’e buradan sevgilerimi yolluyorum, bu değerli paylaşımı için teşekkür ediyorum.
Kısa da olsa, size aldığım bu derslerden bir-iki cümleyi de aktarmak istedim: Örneğin zamanınızı olmadık aşklar peşinde koşarak, sürekli şikâyet ederek değil, ‘hayat’ denilen oyunun tadını çıkararak geçirmelisiniz.
Önünüze çıkan engeller aslında sizi yolunuzdan ayırmak için değil, devam etmeyi ne kadar çok istediğinizi görebilmeniz için konulmuştur. Yılmayın, devam edin.
Yeni yılınızı kutlarken, size hayallerinizin peşini bırakmayın, başarıya ulaşmak için var gücünüzle mücadele edin diyorum.
Her şey gönlünüzce olsun...

Haberin Devamı

Zaman size sadece bugün için sunulmuş bir armağandır

Hayatta eşit dağılım, hiçbir alanda geçerli ve mevcut değildir... Ama herkese eşit olarak dağıtılmış bir olgu var. Sizce ne olabilir? Tabii ki zaman... 24 saatlik zaman dilimi, herkese eşit olarak verilmiştir.
İşte size bu konuda ilginizi çekeceğini düşündüğüm bir öykü...
Her sabah hesabınıza 86 bin 400 TL ekleyen bir banka düşünün. Gün boyu istediğiniz kadar parayı harcamakta serbestsiniz. Parayı istediğiniz şekilde kullanabilirsiniz.
Oyunun tek bir koşulu var: Har-
camadığınız meblağ, ertesi güne devretmez, hesabınızdan geri çekilir. Ertesi sabah hesabınıza yine 86 bin 400 TL yatırılır. Keyifli değil mi?
Aslında hepimizin böyle bir bankası var. Adı “Zaman”.
Her sabah 86 bin 400 SANİYE hesabınıza yatıyor ve o gün daha fazlasını asla harcayamıyorsunuz. Kullanamadığınız kısım ise hesabınızdan siliniyor, devretmiyor.
Bugünü, bugünkü hesaptan yaşamalısınız. Zaman hiç kimseyi beklemez. Dün artık mazi oldu. Yarın ise muamma. Bugün, bize sunulmuş bir armağandır.
Size yeni yıl için güzel ve faydalı zaman kullanımları dilerim.
Ve son ders...
Bilgisayar profesörü Randolph Frederick (Randy) Pausch, Pennsylvania’daki Cranegie Mellon Üniversitesi’nde (CMU) öğretim üyesi. Çok da başarılı, önemli buluşları var. 23.10.1960 doğumlu. Maalesef Eylül 2006’da pankreas kanseri olduğunu öğreniyor.
Tedaviler görüyor ama hastalık ilerliyor. Artık öleceğini biliyor ve farklı bir şeyler yapmak istiyor. En iyi bildiği, en iyi yapabileceği şeyi yapıyor: Ders veriyor...
18.9.2007’de CMU’da “Son Ders” adlı sunumu gerçekleştiriyor.
Bu son derste, çocukluk hayallerimize ulaşmak için neler yapmamız gerektiğini eğlenceli ama düşündürücü bir şekilde sunuyor...
“Hepimizin çocukluk hayalleri vardır; astronot ya da tiyatro oyuncusu olmak, film yapmak gibi hayaller kurarız. Ben kendi hayallerimi azimle, yılmadan gerçekleştirebildim. Gençlere de asla vazgeçmemelerini tavsiye ediyorum.”
Ölmek üzere olan bir insanın verebileceği bundan daha büyük bir bir ders olur mu?
Nitekim 18.9.2008’de vefat ediyor. Ruhu şad olsun...
İngilizce biliyorsanız, biraz da vaktiniz varsa, bu linkten izleyebilirsiniz;
http://www.youtube.com/watch?v=ji5_MqicxSo 
Kaçırmayıp ders alalım...
Bu da gösteriyor ki, her şey senin istek gayret ve azminle orantılı. Hiçbir şey tesadüf değil.
Tanrı yolumuza küçük taşlar koyuyor, yolumuzu bulmamız için. Bütün mesele Tanrı’ya, başarıya, hedefe ulaşmak için sebatla o taşların farkındalığında, yolu takip etmek, pes etmemek.
Gülçin 61

Yazarın Tüm Yazıları