Hastanedeki tutuklu odasında kanserli bir mahkûm

İstanbul’da Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin beşinci katındaki tek kişilik bir odanın kapısındaki silahlı jandarmalar, içeride tedavi gören eski bir Jandarma Genel Komutanı mahkûmun kaçmaması için 24 saat nöbet tutuyor.

Haberin Devamı

Odadaki mahkûm ikinci Ergenekon iddianamesinin bir numaralı sanığı olan, adı çoğunluk Sarıkız ve Ayışığı darbe planlarıyla birlikte anılan, 2002-2004 döneminin Jandarma Komutanı Orgeneral Şener Eruygur’dan başkası değil.
Ergenekon davasına bakan 13’üncü Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi, 5 Ağustos 2013 tarihinde Eruygur’u hükümeti devirmeye teşebbüs suçundan müebbet hapse mahkûm etti.
Karar açıklandığında, Eruygur Silivri’deki duruşma salonunda değildi. Bunun nedeni 6 Temmuz 2008 tarihinde Ergenekon’un altıncı dalgasında tutuklanıp gönderildiği Kandıra Cezaevi’nde düştükten sonra geçirdiği sağlık sorunlarıydı. Hücredeki merdivenlerden düşüp başını çarpınca beyin kanaması geçirmiş, ayrıca boyun kemiği dört yerden kırılmıştı. Mahkeme, bu olaydan dört gün sonra 21 Eylül 2008 tarihinde Eruygur’un tutukluluk halini kaldırdı.
Tam dört yıl yargılaması yapılmadı Eruygur’un. 28 Haziran 2012 tarihinde mahkemeye çağrıldığında sorulara verdiği yanıtların belirsizlik göstermesi üzerine Adli Tıp Kurumu’na sevk edildi. Adli Tıp’ta durumuyla ilgili birden çok rapor çıktı. En son çıkan 4’üncü İhtisas Dairesi’nden üç uzman doktorun imzasını taşıyan 28 Aralık 2012 tarihli raporda “organisiteye bağlı hafif bilişsel yetersizlik denilen akli arıza saptandığı” belirtildi. Bu raporun ardından bir daha mahkemeye çağrılmadı, zamanını evinde geçirdi.

***

Gelgelelim mahkemenin geçen ağustos ayında gıyabında Eruygur hakkında verdiği mahkûmiyet kararından sonra işler değişti. Mahkeme hakkında yakalama kararı çıkarınca, polis 10 Eylül 2013 tarihinde Eruygur’un Fenerbahçe Orduevi’ndeki konutuna gelerek yakalama işlemini gerçekleştirdi. Sağlık durumu nedeniyle Çağlayan Adliyesi’ne ambulansta, damar yolu açılıp ilaç verilerek getirildi. Doğruca buradaki Adli Tıp Şube Müdürlüğü’ne götürüldü. Adli Tıp Şubesi, aynı gün cezaevine gönderilip gönderilemeyeceğinin tespiti için Eruygur’u Sağlık Bakanlığı’na bağlı Şişli Etfal Hastanesi’ne sevk etti.
Ertesi günü (11 Eylül) hastanedeki odasına gelen 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyetinden 3 hâkim ve bir savcı, Eruygur’a “eşinin yardımıyla” sorular sorarak kendisi hakkında tutuklama kararı alıp, bir tutuklama tutanağı düzenledi.
Eruygur artık tutukluydu. Hastanenin sağlık kurulunun raporunun beklenmesi için Şişli Etfal’deki tutuklu odasında konaklamaya başladı. Bu sırada tetkikleri yapılırken Eruygur’un bir böbreğinde kanser çıktı. Tam iki ay önce 24 Eylül tarihinde yapılan ameliyatla kanserli sol böbreğinin büyük bir bölümü alındı.

***

Geçen süre içinde tetkikler tamamlandı ve hastanenin sekiz ayrı kliniğinin sorumlularının imzalarını taşıyan Sağlık Kurulu Raporu 4 Kasım 2013 tarihinde sonuçlandı. Şimdi bu raporun “tanı” bölümüne göz atalım:
1. İleri evre -beyin kanaması yapmış- hipertansiyon (yüksek tansiyon).
2. Böbrek yetmezliğine neden olmuş tip 2 diyabet mellitus (şeker hastası).
3. Konjestif kalp yetmezliği (kalbin kan pompalama gücü zayıflamış).
4. Obstrüktif sleep apne (uyku apnesi, kompresöre bağlı maskeyle uyuyor).
5. Kronik obstrüktif akciğer hastalığı (bronşlar daraldığı için nefessiz kalıyor, Günde 4 kez bir cihazla solunum yoluna ilaç sıkılıyor).
6. Böbrek kanseri.
7. Geçirilmiş beyin kanamasına bağlı ağır beyin fonksiyon bozuklukları.
8. Majör depresyon (remisyonda), (yatışmış görünen depresyon).

***

Raporda Eruygur’un beyin fonksiyon bozuklukları konusunda şu bilgilere yer verilmiş:
“Beş yıl önce geçirilen ağır beyin kanaması neticesi düzelmesi mümkün olmayan beyin fonksiyon bozuklukları (zamanı, mekânı algılamada, hatırlamada, konuşma için cümle kurmada, tekrarlamada, dikkatte ağır bozukluklar) tespit edilmiştir. Gündelik şahsi işlerini (..., ilaçlarını tanıyıp kullanabilme) kabiliyetini yitirmiştir. Özbakım becerilerini yapamadığından başkasının bakımı ile hayatını idame ettirebilir durumdadır. ”
Doktor heyeti, bu tespitten sonra Eruygur’un sekiz başlıktaki bütün hastalıklarını bir kez daha sıralayıp, “hastanın cezaevi koşullarında kalmasının mevcut hastalıklarını daha da olumsuz duruma sokacağına, cezaevinde kalmasının uygun olmadığına tıbben kanaat getirildiğini” vurguluyor.
Eruygur, bu rapor doğrultusunda cezaevine gönderilmemiş, ancak mahkûmiyetini geçirmesi için Şişli Etfal Hastanesi’ndeki tutuklu odasında alıkonmuştur. Kendisine hastanede eşi Mukaddes Eruygur refakat ediyor.
Serbest bırakılması için avukatının yaptığı başvuru üzerine, mahkeme heyeti, geçen salı günü Eruygur’un sağlık durumunun tespiti için bu kez Adli Tıp Kurumu’ndan görüş alınmasına karar vermiştir.

Yazarın Tüm Yazıları