Halk mutsuz, halkın yüzü gülmüyor...

TAYYİP Bey yatsın kalksın dünyayı saran global krize dua etsin.

Haberin Devamı

Global kriz onun kurtarıcısı oldu.

Başbakan, “Bizim suçumuz yok. Global kriz” diye beraatini ilan etti.

Oysa bu gerçek değil.

Eğer Amerika’daki bazı açgözlü uyanıklar dünyanın başına “zehirli kâğıtlar”ı sarmasalardı bu kriz çıkmayacaktı.

Ama Türkiye kendi krizini kaçınılmaz olarak yaşayacaktı.

Çünkü AKP’nin yürüttüğü sürdürülemez ekonomik model bir gün gelip duvara toslayacaktı.

Global kriz çıkınca ve hızla dünyayı sarınca Tayyip Bey paçayı kurtardı.

“Kriz bizi teğet geçecek” diye milletin ağızına bir parmak da bal çaldı.

Ama kısa bir süre sonra Başbakan’ın sözlerinin ne kadar palavra olduğu Türk ekonomisindeki şok küçülme ile ortaya çıktı.

 

Haberin Devamı

Hükümet benzine 23, mazota 18 kuruş zam yapmak zorunda kaldı.

Bu ne demektir biliyor musunuz?

Bu A’dan Z’ye kadar her şeye zam gelecek demektir.

Halk zaten geçim sıkıntısı içinde inim inim inliyor, işsizlik feci boyutlarda, insanlar evlerine ekmek götüremiyorlar, mutfaklar yanıyor.

Okurlardan “Gazete almakta bile zorlanıyoruz” şikâyetleri yağıyor (bu sık sık gazeteleri boykot etme çağrıları yapan Başbakan’ı eminim çok mutlu ediyordur).

Bu zamların nedeni çaresiz kalan hükümetin özel tüketim vergisini arttırması oldu.

Halkımız sıkı dursun, bu vergiler sürecek, yenileri gelecek.

Hükümet tam anlamıyla çarşafa dolaşmış durumda.

Sen ülkeyi sorumsuzca yönetmeye kalkarsan, yerel seçimlerde yüzde 55 oy hedefini yakalamak için sorumsuzca kesenin ağzını açarsan...

“Kriz bizi teğet geçecek” deyip yan gelip yatarsan...

Sonra da krizin altında ezilmemek için panikle abuk sabuk paketler devreye sokarsan olacağı budur.

Şurası kesin, AKP Türkiye’yi yönetme inisiyatifini elinden kaçırdı.

 

Önceki gün Erdek’teydim. Erdek ve çevresi “ortadirek”in tatil yeri.

Güneye inecek ve orada tatil yapacak gücü olmayan emekliler, orta halli insanlar Erdek’i tercih ediyor.

Daha çok Ankara’dan, Bursa’dan, İç Ege kentlerinden geliyorlar.

Haberin Devamı

Bir kısmının evleri var, evleri olmayanlar da pansiyonlarda kalıyorlar.

Yılın yorgunluğunu denize girerek, güneşte yatarak gideriyorlar.

Belediyenin düzenlediği etkinlikler çerçevesindeki bir panelde konuştuk.

Konu “Medya, medya etiği, demokrasi ve siyaset”ti.

İnsanlar medya ile siyasi gelişmeler konusunda son derece duyarlıydı.

Özellikle iktidarın medyaya dönük baskılarına, yandaş medyaya tepkiliydiler.

İktidarın devleti ele geçirmesine, iç ve dış bazı güç odaklarının yönlendirdiği Türk Silahlı Kuvvetleri’ne dönük saldırılara karşı öfkeliydiler.

Ekonomik yönden büyük sıkıntılar içindeydiler.   

Benim izlenimim şu oldu:

İnsanların yüzü gülmüyor, insanlar mutlu değil, ülkelerinin kötü yönetilmesinden ve gelecekten ciddi endişe duyuyorlar.

Yazarın Tüm Yazıları