Hadi Uluengin: Küresel Çorlu

Hadi ULUENGİN
Haberin Devamı

ESKİDEN Trakya yerlileri birisine hafiften beddua savurduklarında, o tatlı Rumeli şivesiyle, ‘Çorlu ovasında kışlayasın’ ifadesini kullanırlardı.

Kuşkusuz bu deyimde tipi zamanı Balkan'dan inen kurtların çağrışımı vardı ama, aynı zamanda da küçümen kasabanın pejmürdeliğine gönderme vardı.

Eh, buğday, ayçiçeği, karpuz; ziraat odası; pulluk tamiriyle iştigal eden sanayi çarşısı; iki köfteci, üç kahve; ‘Çakmak Hattı’na öncü garnizon, Yalçın Bayer'in tartışmasız muhtarı olduğu mıntıka nihayetinde bir tarım birimiydi.

‘Gurbetçi’ minibüslerinin güzergahına denk geldiğinden galiba yetmişli yıllarla birlikte bayağı atılım yaptı. Sonra duydum ki seksenlerde, hele hele doksanlarda Çorlu'ya fabrika üzerine fabrika açılmış. Dolayısıyla, yoğun işçi ve teknik kadro istihdam eden geçmişin köy azmanı şimdi azman şehre dönüşmüş.

Fakat gitmedimdi...

* * *

TEM otoyolundan çıktık ve normal olarak sahile sapmamız gerekiyor ama önce sinek kaydı bir ustura traşı olmak niyetindeyim; üstelik denk gelmişken Çorlu'yu da görmek istiyorum, yeğenim Batu'ya ‘hadi oradan geçelim’ dedim.

İlçe girişinde Batı'dakini aratmaz cinsten otomobil ve servis acentaları, sonra hoş estetikli konutlar, ardından da koca bir ‘shopping center’ gördüm.

Allah Allah, ‘ovasında kışlayasın’ bedduasındaki Çorlu'ya hiç benzemiyor!

Yeğenim ‘şurada berber var’ dedi ve parkinge yanaşıp ‘center’a yöneldik.

İçeri girdik ki, yahu burası ortalama bir Avrupa veya Amerika kentindeki herhangi bir alış veriş merkeziyle aşık atar... Hatta belki fark atar...

Alt katta süperli süpermarket, alaminütlü kuru temizlemeci, markalı konfeksiyoncu, espressolu kahveci, internetli bilgisayarcı... Üst katta da işte güzellik uzmanı, işte kadın - erkek kuaförü, işte köfte ‘fast food’u...

Şunu bunu alan veya sırf vitrin yalayarak gustosunu geliştiren kalabalığa bakıp küreselleşmeyle bu modern kasaba arasındaki ilişkiye dair mülahaza yürütmeye başlayacaktım ki, kızlı oğlanlı gencecik insanlar yanımıza yaklaştı.

Meğer rezil bir direksiyon haydutu, çocukların çok sevgili bir arkadaşını hayasızca katletmiş... Onlar da trafik yasasının uygulamaya konularak suçluların hak ettikleri şekilde cezalandırılması için imza topluyorlarmış.

Çorlu'nun sivil toplumu küresel mekanda küresel yurttaşlığı sahipleniyor!

Kızım, yeğenim ve ben can-ı gönülden imza verdikten hemen sonra mükellef berber koltuğuna oturdum ve Yaşar Balçık'ın mahir usturası suratıma perdah atarken Çorlu'nun küreselleşmesi hakkında düşüncelere daldım

* * *

TABİİ ki genel olarak Türkiye'nin, özel olarak da Trakya'nın kalkınması ama, bir zamanlar ‘ovasında kışlayasın’ deyimiyle anılan Çorlu'daki bu muazzam ve harikulade dönüşümü yalnız iktisadi olguyla açıklayamayız.

Olay evrensel ve bunun da adı ‘k-ü-r-e-s-e-l-l-e-ş-m-e’!

‘Shopping center’ veya ‘fast food’ ibareleri bazılarını ne kadar rahatsız ederse etsin, ciddi sorunlara rağmen bu küreselleşme nihayetinde, bilhassa da Türkiye gibi ‘orta karar’ ülkelerde hayatı olumlu yönde değiştiriyor.

Doğru, belirli bir standartlaşmaya gidiliyor ama söz konusu standartlaşma eskisinden çok daha üst düzeyde gerçekleşiyor. Grado fersah fersah yükseliyor.

Yeni Çorlu'nun bina mimarileri ve acenta dizaynları aşağı yukarı refah toplumlarını yakaladığı için belki ‘yeknesaklığı’ eleştirenler çıkacaktır ama, hangi vicdansız bunların eskisinden daha çirkin olduğu iftirasını atabilir?

Muhtemelen sırf ‘shopping center’ vitrinlerine baktıkları için Trakya köylülerinin bugün dünkünden daha estetik giyindiklerini kim inkar edebilir?

Ve, aynı ‘center’daki küresel atmosferin, Çorlu gençlerinin küresel sivil toplum inisiyatifine mekan olarak ivme kazandırmadığını kim öne sürebilir?

Çorlu ovasında kışlayasın demiyorum, Çorlu ovasında evrenselleşesin!...

Yazarın Tüm Yazıları