Güzel ne güzel olmuşsun görülmeyi görülmeyi

Erol Üyepazarcı’nın 1000 sayfayı aşan kitabı "Korkmayınız Mister Sherlock Holmes"ü hayranlıkla elimde tutup, Karacaoğlan’a sığındım ve şöyle dedim:

"Güzel ne güzel olmuşsun görülmeyi görülmeyi. Siyah cildin katmerlenmiş, övülmeyi övülmeyi..."

*

Erol Bey’in Oğlak Yayınları Maceraperest Kitaplar serisinden iki battal cilt ve şık bir kutuyla çıkan kitabının ilk versiyonu 1997’de yayınlanmıştı.

"Korkmayınız Mister Sherlock Holmes - Türkiye’de Polisiye Romanın Öyküsü 1881-1928" başlıklı bu çalışma, hem polisiyeyi hem de genel manada kitapları seven genç bir adam için - bu ben oluyorum! - eşsiz bir güzellikti.

Polisiye romanlar hakkında yüzeysel sayılabilecek bilgilere sahip olduğumu, işin ruhunu ve güzelliklerini kavramak için daha çok yolum olduğunu anlamamı sağlamış; iştahımı artırmıştı bu tatlı kitap.

Oğuz Aral, Kurthan Fişek, Serdar Turgut, Enis Berberoğlu gibi zaten çok sevdiğim ve hayranlık beslediğim başka polisiye meraklıları sayesinde yeni isimler tanımıştım.

Fakat bu kitap beni bilmediğim zamanlara, Arap harfleriyle basılan Edgar Allen Poe’lara, Avmanvermez Avni’lere ışınlamıştı.

*

Yıllardır elimin altında tuttuğum, hem referans kitabı hem de defalarca okusam da sıkılmayacağım bu kitabın "1928’den Günümüze" kısmını da hep sabırsızlıkla bekledim.

"Ama bu kadarını beklemiyordum..." diyerek Erol Bey’e haksızlık etmek istemem.

Kütüphanesinde 3 binden fazla (Tam olarak 3006 olmalı...) polisiye roman bulunan Erol Bey, durmadan çalışarak kitabını 1881-2006 arasını, yani 125 yıllık bir süreci kapsayacak şekilde geliştirmiş ve ortaya bu güzellik çıkmış.

*

Polisiye roman sevenler, kitapları sevenler için "her ne pahasına olursa olsun" edinilmesi şart.

Polisiye okuruna bir perspektif, bolca bilgi sunan "Korkmayınız Mister Sherlock Holmes" tek kişinin uğraşarak tamamlaması neredeyse imkansız gibi duran bir kitap.

Ele geçmesi zor bir romanın peşinde yılllar süren kovalamacalar, düzeltilmesi gereken vahim hatalar...

*

Erol Üyepazarcı’ya bir okur olarak teşekkür etmem gerekiyor.

Sanırım bunun için bir fırsatım da olacak.

Meğer Erol Bey’le arkadaşım Latif Demirci’nin ahbap/hısım/akraba bağları varmış.

Bu konudaki "esrar perdesi" kitabın yeni baskısı sayesinde aralanmış oldu.

Şimdi Latif ve ben, 70’lik delikanlı Erol Bey’in "öğlen rakısı" daveti için ön çalışma yapıyoruz.

Gelişmelerden sizi de haberdar ederim herhalde...
Yazarın Tüm Yazıları