Gençler 'Kaos'tan ne anlıyor

Doğan HIZLAN
Haberin Devamı

TÜYAP Tepebaşı Sergi Sarayı'nda Genç Etkinlik 3'de KAOS temalı sergiyi gezdim.

Genç kuşak sanatçılar, günümüzün önemli bir kavramını, KAOS'u eserlerine nasıl yansıtmışlardı? Bu kavramdan neyi algılıyorlardı?

Tanıdık hatırlatmadan oluşan, somut yanımıza daha çok seslenen eserler yanında, bize en soyut gelebilecek yaratı bile, zengin çağrışımlar yaratma potansiyelini taşıyordu.

KAOS, çok kullandığımız ama uzantılarını, hayatımıza kök salan bölümünü ayrıntıda düşünmediğimiz bir kavram.

Genç kuşak sanatçıları, günümüzün olaylarına da yabancı kalmamışlar; toplumsal, siyasal, güncel olayları da yansıtmışlar. Kimi doğrudan, kimi dolaylı.

Böyle bir sergiyi gezerken, KAOS'a değişik açılardan, değişik mizaçlardan, değişik anlayışlardan bakarak, kendi yorumumuzu katacak zengin malzemeye kavuşmuş oluyoruz.

Fark etmediğimiz bir karmaşayı, ifade edemediğimiz bir sıkışmayı/sıkıştırılmayı, bu sergi aracılığıyla, görsel yorumların yardımıyla yapabiliriz.

KAOS, bir çok kavramı, yan unsurları da içeren bir kavramdır. Onunla ilgili çeşitlemeleri, bir sergide görmek, daha geniş açıdan bakmamızı sağlıyor.

***

KAOS'u gezerken, çalışmalardan bazılarının, bende bıraktığı izlenimlerden söz edeceğim.

Handan Kaynakgöz, 'Zaman-Uzaklık-Değişim'de bir saat ve rakamlarla belki de soluk soluğa yaşamımızı özetliyor. Simgelerle de olsa.

Elif Kalpak'ın 'Yönsüz Tabelalar'ını siz de görün. Her tabela bir yönlendirmedir, her tabela bizi bir hedefe gönderir. Bizim seçimimiz midir, yoksa başkaları mı bizi biçimlendirir?

'Yönsüz Tabelalar', bizim kendi başımıza karar vermemizi hatırlattığı için beğendim.

Gülay Karadoğan'ın 'Yineleme'sinde; beyaz, asılı, numaralanmış torbalar, insan başı olarak da yorumlanabilir.

Tekrarlar... Hayatımızı güzelleştiren, çekilmez kılan, usandıran, alışkanlıkların boyunduruğuna sokan tekrarlar.

Gazi Selçuk'un 'Yüzleşme'sinde bir labirentin içinde değişik sorular soruyoruz kendimize.

Soruyorum, soruyoruz, soruyorlar. Bir labirent içinde yaşıyoruz. Yaşamadığımızı sanarak.

Borga Kantürk'ün 'Yapay Bellekte Kaos'u ise, kafamıza yerleşen, irademiz dahilinde ve dışında işgal eden bütün okurlarımızı, harfleri simgeliyor.

İdil Badi'nin 'Oyun Zamanı'nı da görmenizi isterim.

Yüzlerce plastik oyuncak otomobil, yuvarlak bir platformun içinde.

Sergide,ilgimi çeken, tercihimde en üst sıraya koyduğum, Aysun Erdem'in 'Khos'u.

Yumurtaları korumada kullanılan maddeden oluşan içiçe yuvarlaklar, siyah halkalar ve ortasında bir yumurta.

Varoluşla başlayan KAOS'un felsefesi.

***

Ben bu sergide, sadece genç kuşağın sanatçı kesiminin ürünlerini görmüş olmadım.

Genç kuşağın bugün yaşadığımız dünyayı, çağı algılayış biçimleri, tavrı olarak yorumladım. Onlar kendi kuşaklarının temsilcisiydiler.

Sanırım hepimiz, bu sergideki eserleri böyle yorumlamalıyız. Dar değil, geniş anlamda.

Yazarın Tüm Yazıları