Gel de kıskanma

Komşusu Dubai ile sıkı bir rekabete giren petrol zengini Abu Dabi Emirliği dev kültür sanat projeleriyle beni kıskandırdı. Mutluluk Adası'ndaki çılgın müze projeleri için 27 milyarı gözden çıkarmışlar bile.

Haberin Devamı

Abu Dabi yıldızı sönmekte olan Dubai ile sıkı bir rekabette. Birleşik Arap Emirlikleri’nin başkenti, petrol zengini bir ülkenin hem 'yenilenebilir enerji'ye hem de 'kültüre' önem verdiğini kanıtlamanın peşinde.

Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı IRENA’nın merkezi Abu Dabi’de. Dünyanın önde gelen üniversiteleriyle ve girişimcileriyle işbirliği yapan Masdar City ise geleceğin 'sıfır karbon' merkezi olma yolunda. Abu Dabi’nin 'yenilenebilir enerji' gayretini takdir ediyorum elbette.

Ancak beni en fazla şaşırtan ve biraz da kıskandıran, şehrin merkezine yarım saat uzaklığındaki Saadiyat Adası yani 'Mutluluk Adası'ndaki müze projeleri.

27 milyar dolarlık bu çılgın projede bakın neler var: İngiliz mimar Sir Norman Foster’ın Abu Dabi’nin simgesi olan 'şahin kuşu'nun kanatlarından esinlenerek çizdiği Zayed Ulusal Müzesi, Amerikalı Frank Gehry’nin Guggenheum Müzesi, Irak doğumlu Zaha Hadid’in bembeyaz bir çöl böceğini andıran 'Gösteri Sanatları Merkezi', Fransız Jean Nouvel’ın dantelimsi yuvarlak kubbeli Louvre Müzesi ve Japon Kadao Ando'nun Arap balıkçılarının kullandıkları yelkenlilerden esinlenerek tasarladığı Deniz Müzesi.

Haberin Devamı

LOUVRE VE GUGGENHEIM

Projeleri yakından görmek için kaldığımız otelden 500 metre uzaklıktaki 'Mutluluk Adası'nın yolunu tuttuk. Formula 1 pistinin bulunduğu Yas Adası’nı geçtikten sonra vardık 'Mutluluk Adası'na. Adalar şehrin merkezine geniş otoyollarla bağlanmış. Çılgın projelerden sadece Louvre Müzesi’nin inşaatında bayağı yol alınmış ancak daha fazla bir şey göremedik.

2020'de müze ve otel projeleri bittiğinde 'Saadiyat Adası'nda ayrıca 145 bin kişiyi barındıracak lüks villalar inşa ediliyor.

Otele doğru dönerken yine adanın üzerinde 'Manarat Al Saadiyat' diye çağdaş sanat kompleksine uğradık. Birleşik Arap Emirlikleri’nden genç fotoğraf sanatçılarının çalışmaları oldukça etkileyiciydi. Özellikle Afra Al Dhaheri’nin ana teması başörtüsünde odaklanan fotoğraflarını not ettim.

Ünlü mimarları bir araya getiren projeleri Saadiyat Adası'nda göremedik ama Emirates Palace adındaki görkemli otelde maketlerini izlemek fırsatını bulduk. Eğer makettekiler hayata geçerse müthiş olur.

Haberin Devamı

Maket üzerinde müzeler Saadiyat Adası’nın bir kıyısında inci taneleri gibi dizilmiş. Hepsi suyla bir aşk ilişkisi içinde. En başta 2014'te tamamlanması planlanan Frank Gehry’nin Guggenheim Müzesi var. Dünyanın en büyük Guggenheim Müzesi olacakmış.

Maketin üzerinde sırasıyla Foster’ın şahin kanatlı müzesini, Nouvel'in yuvarlak kubbeli Louvre Müzesi'ni ve kıyının en sonunda Zaha Hadid’in beyaz böceğini gördüm.

Bunlardan Louvre Müzesi’nin 2012'ün sonunda açılması bekleniyor. En fazla tartışılan proje de bu zaten. Zira Fransa ilk kez kendi toprakları dışında bir Louvre açılmasına izin vermiş. Abu Dabi ile imzaladığı 30 yıllık ve 1.3 milyar Euro'luk kontrat karşılığında Fransa yelkenleri suya indirmiş. Louvre Müzesi’in turist çekme potansiyeli ortada.

Haberin Devamı

Abu Dabi’nin amacı kültür-sanatta kendini kanıtlamak olduğu kadar Saadiyat Adası'nı dünyada önde gelen turizm destinasyonu haline getirmek.

MODERN ÇAĞIN KÖLELERİ

Bu arada New York Üniversitesi'nin adada bir kampus kuracağını da ilave etmeyi unuttum.

'Mutluluk Adası'nın müze projeleri gerçekten göz kamaştırıcı. Ünlü mimarları böyle yan yana dizmek her babayiğidin harcı değil. Ama ne yazık ki her parıltılı şey gibi Mutluluk Adası'nın bir de karanlık yüzü var: İnsan Hakları İzleme Örgütü, iki yıl önceki raporunda, inşaatlarda çalışan işçilerin kötü muameleye maruz kaldığı gerekçesiyle Abu Dabi’yi suçlamış.

İddialara göre işçilere vaat edilenden daha az para ödendiği gibi, işi bırakarak gitmelerini önlemek için pasaportlarına el konmuş.

Haberin Devamı

'Mutluluk Adası'nda  modern çağın köleleri çalıştırılıyorsa kusura bakmayın ama bana göre değil.

Yazarın Tüm Yazıları