Fırtına, büyük projenin ilanını nasıl engelledi?

İsmet SOLAK
Haberin Devamı

Demirel geçen hafta Trakya'ya gidecekti. Fırtına izin vermedi: ‘‘Çorlu'ya bile gidemedik. İstanbul'u biraz geçtik, 'Felaket, inemeyiz' dediler. Çorlu en iyi meydanlardan biri, ama bizim uçak bile inemedi. İstanbul'a döndük, otomobil tedarik edip Tekirdağ'a gidecektik. Başbakan 15 dakika önce gelmiş, o da inememiş. Otomobille giderken yoldan döndü.’’

Baba, bu işe çok önem veriyordu. Ama Ankara'ya dönmek zorunda kaldı:

‘‘Oradaki espri şuydu: Tekirdağ Limanı, Çorlu Havameydanı... Çorlu Havameydanı'nın terminal binası ve apronu yapıldı. Birkaç trilyon para harcandı ve sivil trafiğe açıldı. Tekirdağ Limanı da özelleştirildi. 15 milyon dolar sarf edilerek tamir edildi. Ben yaptırdım o alanı. Benim 20 yıldır hevesim şuydu; Çorlu Havameydanı'nı yaparız, Tekirdağ Limanı'nı düzeltiriz. Havameydanı ile Tekirdağ arasına yol yaparız ve bu İstanbul'un yükünü alır.’’

* * *

İstanbul'un yükü taşınmaz boyutta. Bu proje cankurtaran simidi:

‘‘Tekirdağ yakınına büyük bir serbest bölge yapar, bir de organize sanayi bölgesi kurarız ve Balkanlar'ı buraya bağlarız. Durres'ten Varna'ya büyük bir yol yapılacak, bir tarafta da TEM var. Sofya'dan bizim sınıra 50 km noksan. Bizim taraf zaten yapıldı. Yalnız hem Çorlu Meydanı'nı, hem de TEM'i Tekirdağ'a bağlayacak yol yapılırsa müthiş bir şey olur. Balkanlar'ı; Bulgaristan, Romanya ve Makedonya'yı oraya çekeriz. Böyle bir proje var kafamda. Gitseydim bunun ilanını yapacaktım. Biz zaten hayal ettiğimiz şeyleri söylüyoruz. Birkaç sene sonra da onların arkası geliyor. Bizim tohumlar bir senelik değil.’’

Keyifle gülüyor. Varna'ye giden yolu bir kez daha soruyorum:

‘‘Durres Arnavutluk Limanı. Varna'ya oradan bir yol yapılacak. Avrupa programlarında 8 No'lu Koridor bu. Üç dört senedir biz bunları konuşuyoruz. Bu yapılırsa, Karadeniz, Adriyatik Denizi'ne bağlanır. Zaten Sofya-İstanbul irtibatı var. Binaenaleyh İstanbul böylece Durres Limanı'na bağlanacak. Bir yandan da Bakü-Batum yolu yapılırsa, ki yapılacak, o zaman Orta Asya Adriyatik Denizi'ne bağlanacak. Müthiş bir proje, müthiş...’’

* * *

Demirel'in bu coşkusunu aslında görmek gerekir. Ama telefondayız:

‘‘Gerçekten müthiş efendim. Orta Asya Türk Cumhuriyetleri, Okyanuslar'a inmeden Avrupa'ya ulaşacak.’’

Aynı coşku sürüyor: ‘‘Her iki proje de konuşuluyor. Dokümanlara geçti. Birisine Transkafkas Koridoru, ötekine 8 No'lu Koridor deniyor.’’ Bunun ilanı için yeniden zaman arıyor: ‘‘Herhalde ağustos başında gideriz. Şu an zaten bana vaki talepleri, 'Buraya gel, şuraya gel' diyen davetleri gözden geçiriyordum. 19 Temmuz'da Edirne'ye gideceğiz, seni de götüreceğim.’’

19 yıl önce Edirne'de en kızdığı insan sanırım bendim. Şimdi birlikte Kırkpınar'a gideceğiz. Demokrasinin erdemi işte burada yatıyor. Biraz durup gülerek, ‘‘Güreşten biraz bilgin var mı? Kispet falan giyebilir misin?’’ diye soruyor. Makaralar kopuyor. Demirel'in de dediği gibi, bizde 'görüntü çok iyi' ama kilolarımız tutmuyor(!). Bana, Başağa ile birlikte başa soyunan pehlivanları seyretmek düşüyor.

Sohbetimiz son tartışmalara geliyor. Cumhurbaşkanı'nın son mesajı:

‘‘Sizin gazetenin pazar günkü nüshası çok güzeldi. Yılda ancak birkaç kez yapılabilecek güzellikteydi. Her şey yerli yerine oturmuştu. Yani, devletin armoni içinde sonuca gitmesi lazım. Kurumların birbirleriyle sürtüşmesi çok yanlış. Madem bu tartışmalar yapıldı; bunları herkesin görevini anlama gayretleri, normalleşme adımları sayıp bitirmek lazım.’’

Etkili ve yetkili tüm ilgililere saygı ile duyurulur.













Yazarın Tüm Yazıları