Fatma Özcan’ın yüzü ve köy yumurtaları

DÜNKÜ gazetelerde kuş gribinden 16 yaşında ölen Doğubeyazıtlı Fatma Özcan’ın güzel yüzü.

Sanki öleceğine bilmiş gibi gözleri mahzun.

Yanakları al al.

Fatma Özcan o yaşına kadar hiç okula gitmemiş.

Hastalığı kapmış olan çocukları için "Yeşil kartım yok... Öleceklerse ölsün" diyen baba bu kez dövünüyor.

Neden?

Kızının hayatını "Sen kız çocuğusun. Sana okul yok" diye zaten karartmış.

Kızı Türkiye’de okula gidemeyen yüzbinlerce kız çocuktan bir tanesi olmuş.

Fatma Özcan okula gitmiş olsaydı belki bugün hayatta olurdu.

Karanlık bir cehaletin kurbanı olmazdı.

16 yaşına kadar kitap yüzü görmüş olsaydı belki ailesini de aydınlatabilirdi.

Kuş gribinin yüzümüze vurduğu bir gerçek de "eğitimsizliğin" ağır bilançosu.

Kızların okula gönderilmemelerinin, ikinci sınıf vatandaşlığa mahkûm edilmelerinin bilançosu.

Uzun bir bayram tatilinden işte geriye kalanlar...

Fatma Özcan’ın güzel yüzü...

Fransız Le Monde Gazetesi’nin birinci sayfasına kadar taşınmış tavuk itlafının fotoğrafları...

Etrafı kan revan içersinde bırakan kurban kesimleri...

Mehmet Ali Ağca’nın tahliyesi.

Her şey bu kadar üst üste gelebilir mi demeyin.

Gelir burası Türkiye çünkü.

Bayramın son iki gününü geçirdiğim Bodrum’da tanık oldum.

Sabahın erken saatlerinde Bodrumlular hoparlörle kuş gribine karşı uyarılıyordu.

Ölü kuşlara dokunulmaması, yetkililere haber verilmesi isteniyordu.

Aynı günün öğleden sonrası Turgutreis Pazarı’na uğradım.

Tüm uyarılara rağmen pazarda "köy yumurtaları" satılıyordu.

Sepetine yumurtaları dolduranlar evlerinin yolunu tutuyordu.

Televizyonlardan, radyolardan "köy tavuğundan, köy yumurtalarından uzak durun" uyarıları boşuna yapılmış.

Bodrum marinalarında işler tıkırında

MİLTA Bodrum Marina’nın Genel Müdürü Ömer Karacalar’dan aldığım bilgiye göre, Bodrum’un göbeğindeki marina tamamıyla dolu.

Hatta kapasitesinin üzerinde hizmet veriyor.

İki yıl önce ilk açıldığında görme fırsatını bulduğum Turgutreis’teki D Marina da dolu.

Bir tek bocalayan Yalıkavak Marina sanırım.

Yine Bodrum’da rastladığım Turizm Yatırımcıları Derneği Başkanı Oktay Varlıer Akdeniz’de yaklaşık 700 bin tekne dolaşıyor.

Bizim marinalara uğrayanlar ise ancak yedi bin, sekiz bin civarında.

Yani yüzde biri, bir buçuğu gibi.

Potansiyel var ama marina yetersiz.

Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Metin Kalkavan, Türkiye’deki yirmiye yakın marinanın ikiye, üçe katlanabileceği görüşünde.

Kalkavan, "Tuna Nehri trafiğinin düzenlenmesiyle sadece İstanbul’da altı ila sekiz marinaya ihtiyaç duyulacak" diyor.

Akdeniz’deki ihtiyaç elbet daha büyük.

Bildiğim kadarıyla Doğuş Grubu’nun bölgede iki marina projesi var.

Mutlaka başka grupların da vardır ama marina için izinler öyle kolay kolay çıkmıyor.

Metin Kalkavan’ın verdiği bilgiye göre, marinalar için hükümete İtalya’daki gibi "Yuvarlak Masa" modeli önerilmiş.

"Yuvarlak Masa" modeli Bayındırlık, Çevre, Ulaştırma gibi çeşitli bakanlıkların ve ilgili kurumların birbirleriyle koordinasyonunu sağlayan bir model.

Marina yapacak olan yatırımcı dosyasını "Yuvarlak Masa"ya sunuyor.

Böylece kapı kapı dolaşmıyor.

Marina kararı üç, dört yıl yerine 90 günde çıkıyor.

Deniz Ticaret Odası, bu modelle ilgili sunumunu da yapmış ama Ankara’dan ses yok.

Atatürk Havalimanı’na Atlasjet iniyor THY inemiyor

BODRUM’dan pazar gecesi THY ile İstanbul’a dönüş tam bir kábustu.

Saat 21.30’da kalkması gereken uçağımız iki saat rötarla 23.30’da havalandı.

Atatürk Havalimanı’ndaki yoğun hava ve kara trafiği derken eve ulaşmak 02.00’yi buldu.

İki saatlik rötara THY yetkililerinin gösterdikleri gerekçe şu: "Atatürk Havalaminı’ndaki yoğun trafik nedeniyle iniş izni gecikmeli olarak veriliyor..."

Bayram dönüşü nedeniyle Atatürk Havalimanı’na her zamankinden daha fazla uçak indiğini düşünürseniz makul bir gerekçe...

Ancak THY’nin 21.30 tarifeli uçağından önce Atlasjet’in 21.00deki uçağı pek güzel havalanıyor.

Yetmedi.

Arkasından yine Atlasjet’in saat 22.00’deki uçağı rötarsız kalkıyor.

THY yolcuları bilete daha fazla para ödedikleri halde Bodrum Havalimanı’nda perişan.

Yani Atlasjet’e Atatürk Havalimanı’na iniş izni var, THY’ye yok.

Nasıl böyle bir şey olabilir?

Baktım THY sadece Bodrum yolcularını perişan etmemiş.

THY "sis" nedeniyle Erzurum’a iki gün uçak indirmemiş.

Onur Air uçağı Erzurum’a inip yolcularını alınca THY yolcuları isyan etmiş.

Aynen Bodrum’daki gibi.

Anladığım kadarıyla bayramda yolcuları en fazla sıkıntıya sokan THY olmuş.

Atlasjet, Onur Air ve diğer özel şirketleri kullanan yolcular hem daha az para ödeyip, hem eziyet çekmemiş.
Yazarın Tüm Yazıları