Eruğrul Özkök: Sessizliğin gücü billboardlara karşı

Ertuğrul ÖZKÖK
Haberin Devamı

Türkiye'nin en büyük reklam ajanslarından biri bundan iki ay önce DSP yönetimine mesaj gönderiyor.

Mesajın özü şu:

‘‘Sizin seçim kampanyanızı biz yürütmek istiyoruz.’’

Bana gelen bilgilere göre ajans bu iş için para da istemiyor.

Mesaj Genel Başkan Ecevit'e iletiliyor.

GEREK YOK

Ecevit'in cevabı şu oluyor:

‘‘Bir ajansla çalışmaya gerek yok.’’

Ecevit'in çevresindeki bazı kişiler bir ajansla çalışılması gerektiğini söylüyorlar.

Konu bundan bir süre önce ikinci defa Ecevit'in önüne götürülüyor.

Ecevit yine aynı cevabı veriyor.

‘‘Reklam ajansıyla bir kampanya yapmamıza gerek yok.’’

Büyük şehirlerde oturanlar sonucu her gün görüyorlar.

ANAP, DYP, FP ve CHP neredeyse şehirlerin bütün billboardlarını kaplamış durumdalar.

Üstelik billboardlardaki afiş ve mesajlar her hafta değişiyor.

DSP ise tek billboardda yok.

İnanılmaz ölçüde eşitsiz bir kampanya sürüyor.

Peki sonuç?

Türkiye'nin her tarafından aynı izlenim geliyor:

‘‘DSP rüzgárı esiyor.’’

Türkiye'de ilk defa bir parti, neredeyse kampanya yapmadan iktidara yürüyor.

Bütün siyaset bilimcilerin incelemesi gereken bir olayı yaşıyoruz.

Bir lider, kampanya yapmıyor.

Lehinde kullanabileceği şeyleri kullanmıyor.

6 PUAN KARARSIZ

Abdullah Öcalan mı getirilmiş. ‘‘Biz değil, devlet getirtti’’ diyor.

Peki bütün bunların sonucu ne?

Yapılan son anketler şunu gösteriyor.

Kararsızlarda 6 puanlık bir azalma var.

Bu 6 puanın neredeyse tamamına yakını DSP'ye doğru hareketlenmiş.

Ayrıca öteki partilerin hemen hepsinden şu veya bu ülçüde kaymalar var.

Yani DSP'nin ‘‘sessiz kampanyası’’ etkili oluyor.

Bu gelişme şunu açıkça gösteriyor.

Türk halkı artık seçim kampanyalarında siyasetçilerin söylediklerine karşı duyarsız hale gelmiş.

Yani 50 yıllık siyasetimizin ‘‘vaatler’’ silahı artık hiçbir işe yaramıyor.

MHP KAMPANYASI

O nedenle billboardlarda yapılan kampanyalar, kullanılan sloganlar da etkisiz.

Araştırmalar da bunu açıkça ortaya koyuyor.

Sessiz kampanyalar, vaat billboardlarını şimdiden yenmiş durumda.

DSP dışında sessiz kampanya yürüten bir parti daha var.

Devlet Bahçeli'nin MHP'si de Ecevit'in DSP'si gibi billboardların dışındaki kulvarda yürüyor.

MHP, medyada hak ettiği yeri alamıyor.

Ama bize gelen bilgilere göre parti çok canlı bir kampanyayı yürütüyor.

Orada da büyük partilerin debdebeli kampanyalarının yerini mütevazı çalışmalar almış.

Anketler, MHP için de barajın üstünde bir yer gösteriyor.

Bu seçim kampanyasının bir başka özelliği de hiçbir partinin çok etkili, akılda kalan ve yönlendirici bir sloganı bulamamış olması.

BÜYÜK İDDİA

1983 seçimi, Özal'ın ‘‘ortadirek’’ kavramı etrafında geçmişti.

1987 yine Özal'ın ‘‘çağ atlamak’’ kavramının egemenliğindeydi.

1991 seçiminde, DYP'nin ‘‘iki anahtar’’ vaadi bir ölçüde etkili olmuştu.

Ama o seçimin en etkili motifi, Demirel'in Özal'a karşı sürdürdüğü etkili kampanyaydı.

Bu seçim şu gerçeği açıkça ortaya koyuyor:

Türk halkı artık vaatlere doydu.

Türk halkı liderlerden yorgun düştü.

O nedenle billboardlar hiçbir işe yaramıyor.

Söz bitti. Şimdi sıra sessizliğin gücünde.

Bu seçimde onu göreceğiz.

GECEYARISINI BEKLEMEYECEĞİZ

Dünkü yazımda Yüksek Seçim Kurulu'nun yazısından söz etmiştim. Bu yazıda seçim yasaklarının 18 Nisan günü saat 24.00'te sona erdiği belirtiliyordu.

Seçimle ilgili haber verme konusu da seçim yasağına girdiği için, radyo ve televizyonların gece yarısına kadar seçim sonucu veremeyeceğini yazmıştım.

Nitekim Kanal D yöneticileri bir gün önce YSK'ya başvurduklarında yetkililer, ‘‘Bu seçimin özelliği nedeniyle yasakların geç biteceğini’’ söylemişlerdi.

YSK Başkanı Tufan Algan dün bir açıklama yaparak durumu düzeltti. Yazıda sözü edilen yasakların silah taşıma, içki satma gibi konuları ilgilendirdiğini, seçim sonuçlarının geçen seçimlerde olduğu gibi yine saat 21.00'den sonra verilebileceğini söyledi.

Böylece daha önceki ekran yasağına benzer bir durum daha açıklığa kavuşmuş oldu.



Yazarın Tüm Yazıları