Ertuğrul Özkök: El yazısı ile yapılan çıkmalar

Ertuğrul ÖZKÖK
Haberin Devamı

Geçen haftadan beri merak ettiğim bir konu var. Fazilet Partisi Genel Başkanı Recai Kutan, kendi üslubuna taban tabana ters bir çıkışı nasıl yaptı?

Konuyu biraz araştırdım.

ÇEVRE DEĞİŞTİ

Kutan'ın ‘‘çevresinde’’ bir değişiklik oldu.

Daha önce ANAP'tan geçen, Özal'a yakınlığıyla bilinen Cemil Çiçek ve Ali Coşkun ile Abdullah Gül'den oluşan bir çevre, Fazilet'i yavaş yavaş daha merkezi bir konuma doğru götürüyordu.

O dönemde Kutan'ın konuşmalarını Cemil Çiçek'in başkanlığında bir heyet hazırlıyordu.

Ancak bu çevre bir süre önce ‘‘tasfiye edildi’’.

Kutan'ın konuşmalarını yazan ekip değişti.

Bununla ilgili bazı bilgileri, Fehmi Koru'nun geçen pazar günkü yazısından öğrendim.

Çiçek'in yerini, Rize Milletvekili Prof. Mehmet Bekaroğlu ile Amasya Milletvekili Akif Gülle almış.

Hürriyet'in Fazilet konusundaki uzman gazetecisi Turan Yılmaz'a göre Kahramanmaraş Milletvekili Avni Doğan da bu ekipteymiş.

Gelelim o hadiseli, ‘‘tankla balans ayarı’’ konuşmasına.

Bu konuşmayı kim yazdı?

Ankara büromuzun Fazilet Partisi uzmanı Turan Yılmaz bunu yeni çevrenin iki ismine de sormuş.

Onlar, ‘‘Bizim yazdığımız orijinal metinde o cümleler yoktu’’ demişler.

O sözler, Kutan'ın konuşma metnine çıkma yapılarak el yazısıyla eklenmiş.

O nedenle şimdi herkes soruyor.

Acaba Kutan'a ‘‘dış bir müdahale’’ mi olmuştu?

Daha açıkçası, ‘‘Kutan o konuşmayı kendi iradesiyle mi yapmıştı, yoksa başka bir irade mi empoze edilmişti?’’

DIŞTAN MÜDAHALE

Parti içindeki hákim hava, ‘‘Kutan'ın o konuşmayı kendi iradesiyle yapmadığı’’ yolunda.

Bu görüşü savunanlar, buna destek olarak şu tezi öne sürüyorlar:

‘‘O konuşmayı kendi iradesiyle yapsaydı, savunmak konusunda bu kadar yalpalamazdı.’’

Ben bugünkü yazımda daha çok, Kutan'ın cumartesi günü yaptığı basın toplantısındaki konuşması üzerinde durmak istiyorum.

Çünkü o konuşma, FP'nin ‘‘yeni stratejisi’’ konusunda çok belirgin ipuçları veriyordu.

Bu konuşmayı kim hazırladı veya kimler yardımcı oldu?

Ben televizyon ekranından fark edemedim. Ama Turan Yılmaz dikkat etmiş.

Kutan'ın önündeki metin el yazısı ile yazılıymış.

Bu da metni Kutan'ın kaleme almış olduğu izlenimi veriyor.

Ayrıca parti adına yapılan açıklamayı, Erbakan'ın radikal has adamlarından Oğuzhan Asiltürk'ün yazması da bunu gösteriyor.

Bu konuşmanın basına yalnızca ‘‘Hizbullah suni gündem’’ açıklaması yaptığı bölümü girdi.

Gerçi Kutan dün, ben öyle demedim diyor ama, televizyonda yayınlanan görüntülerde açık açık bunu söylediği görülüyor.

O konuşmanın önemli bir başka tarafı ise Kutan'ın karşı atağa geçmek için bulduğu argümanlardı.

SİYASİ İRTİCA MI

Fazilet Partisi Genel Başkanı, ‘‘irtica’’ suçlamasını tersine çevirerek, yeni bir kavram yaratıyor.

Buna da ‘‘siyasi irtica’’ diyor. Ayrıca ‘‘kutsal devlet’’ diye bir başka kavramı daha öne sürüp, ‘‘Jakoben devletçileri’’ siyasi mürteci olmakla suçluyor.

Yeni stratejisinin temel noktasını ise Anayasa'nın 2'nci maddesi ile ilgili olarak getirdiği yorum oluşturuyor.

‘‘Türkiye Cumhuriyeti, laik ve demokratik bir hukuk devletidir’’ kavramını kendine göre yorumluyor.

Daha doğrusu şöyle diyor:

‘‘Onlar, bu maddeyi, Türkiye'ye özgü laiklik, Türkiye'ye özgü demokratiklik ve Türkiye'ye özgü hukuk olarak yorumluyorlar. Biz ise evrensel demokrasi, evrensel laiklik ve evrensel hukuk diyoruz.’’

Buraya kadar çok güzel.

O ZAMAN SORALIM

Ama bunu söyleyen bir siyasi lidere şunu sormazlar mı:

‘‘Madem evrensel laiklik ve hukuk istiyorsunuz, o zaman neden çıkıp her yerde, biz referansı İslam olan bir partiyiz diyorsunuz?’’

Neden İslam gibi yüce bir dini siyasete sokuyorsunuz?

Neden İslam'ı siyasallaştırıp, Türkiye'yi bunca belaya sokuyorsunuz?

Neden hálá Türkiye'yi ‘‘inananlar’’ ve ‘‘inanmayanlar’’ diye ikiye bölmekte ısrar ediyorsunuz?

Evrenselleşmeye başlamak için önce bu soruların net cevabını vermek gerekiyor.

Yazarın Tüm Yazıları