En büyük referandum

Ertuğrul ÖZKÖK
Haberin Devamı

Dün sabahtan itibaren bir şey dikkatimi çekiyor. Daha evden çıkarken karşılaştığım insanlar, ‘‘Bayramınız kutlu olsun’’ diyorlar.

Gün boyunca karşılaştığım insanların neredeyse tamamı bayramımı kutluyordu.

BAYRAM TEBRİKLERİ

Tabii ben de aynı şeyi yaptım.

Bizler, ‘‘Bayramınız kutlu olsun’’ sözünü ancak dini bayramlarda kullanırdık.

Bu yıl ilk defa dini olmayan bir bayram için ‘‘bayram kutlaması’’ yapıyoruz.

Böylece dini bayramlardan resmilere doğru bir köprü uzanmış oluyor.

Önceki akşam bir şey daha dikkatimi çekiyor.

İstanbul camilerinin bir bölümünün şerefelerinin ışıkları yanıyordu.

Cami şerefelerinin ışıkları hangi akşamlar yakılır?

Bilmediğim için bir cami imamına sordum.

Perşembeyi cumaya bağlayan geceler, kandil geceleri, bütün ramazan geceleri ve dini bayramlarda yakılırmış.

Önceki gece, çarşambayı perşembeye bağlayan geceydi.

Demek ki yukarda saydığım klasik gecelerden biri değil.

Onlar da bayrama bu şekilde katılıyorlardı.

Bütün bunlar, 75'inci yıl coşkusunun topluma yayıldığını gösteriyor.

Bu coşku Hürriyet Gazetesi'ne gelen kutlama ilanlarında da görülüyor.

Hürriyet, dün Antalya'da 150 sayfa halinde yayınlandı.

Bunun 72 sayfası Türkiye genelindeki kutlama ilanlarının yer aldığı genel ilaveydi.

Ama bunun yanında 44 sayfalık bir de Antalya kutlama ilanları gazetesi vardı.

Hürriyet bu bayramda Türkiye rekorları kırdı.

ORTAK MARŞ

Üstelik şimdiye kadar bu rekorlar İstanbul'da kırılırken, şimdi Anadolu'nun bir şehri İstanbul'u da geçiyordu.

Cumhuriyetin 75'inci yıl kutlamalarının bir bilançosunu çıkarmak gerekirse rahatlıkla şunu söyleyebiliriz.

Bütün Türkiye'de büyük bir coşku oluşturuldu.

Uzun zamandan beri ilk defa hepimizi birleştiren bir marşı, her gün her yerde dinliyoruz.

Doğan Hızlan'ın başlattığı ‘‘Onuncu Yıl Marşı Kampanyası’’ müthiş tuttu.

MEDYATİK COŞKU MU

Pop müziği çalan radyolar bile sık aralarla bu marşı çalıyorlar.

Yıllardır unuttuğumuz bir marş, Türkiye'nin bir ucundan ötekine dolaşıyor.

Yani, toplumda oluşan bu hava, sadece medyatik bir coşku değil.

Neden böyle bir coşku?

Cevabı çok basit.

Çünkü hepimiz son yıllarda cumhuriyetin çok ağır bir meydana okumayla karşı karşıya kaldığı duygusuna kapıldık.

Özellikle Refahyol dönemi, belki de ilk defa hepimizin içine ortak hayat tarzımızın tehdit altında olduğu endişesini yerleştirdi.

Gerçekten böyle bir tehdit var mıydı, yok muydu?

Bunu tartışmak gereksiz. Çünkü insanların içine böyle bir endişe düşmüşse, onların dünyalarında böyle bir tehdit var demektir.

Cumhuriyetin 75'inci yıl kutlamaları, Türkiye açısından tarihi bir referandum özelliği kazandı.

Bu coşkuyla oylanan ve kabul edilen şey, 75 yıldır koruduğumuz hayat tarzının tescilidir.

Stadyumlarda kendiliğinden başlayan bir hayat tarzı direnişinin ışık kapatma eylemleri, büyük konserlerle devam eden bir toplumsal eylemin doruk noktasıdır.

Evet Türkiye bir defa daha bütün gücüyle ‘‘Yaşasın laik cumhuriyet’’ diye haykırdı.

Bu haykırış, Anayasa'daki temel maddelerin ne kadar kuvvetli bir destekle oraya yazıldığının delilidir.

Dolayısıyla bundan sonraki siyasetin temel çerçevesi bu referandumla bir defa daha onaylanmıştır.

MEŞRUİYET SINIRI

Laik ve demokratik cumhuriyet, bu ülkenin değiştirilemeyecek yönetim biçimidir.

Siyasi partilerin meşruiyet coğrafyası da işte bu hudutlar içinde kalmaktadır.



Yazarın Tüm Yazıları