Efes’e köpük niyetine

EFES Pilsen basketbol takımı gibi bir markayı oluşturmak, tanıtmak ve başarılarla dolu bir tarih yazmasını sağlayacak imkânları sağlamanın bedeli ne kadardır acaba?

Cevabı Efes’tedir ve herhalde ucuz ve zahmetsiz bir iş değildir.
Malumunuz, memleketin gurur kaynağı olmuş ve şu sıralar Türkiye Basketbol Ligi’nde final serisine hazırlanan Efes Pilsen kapanma tehlikesiyle karşı karşıya.
Neden? Alkollü içecek üreticisi spor kulübüne isim veremez de ondan.
Bir çözüm arayışı olduğunun farkındayım, yetkililer de Efes’i kurtaracak bir ortak çözüm formülüne “Evet!” demeye eğilimli gibi duruyor.
Bu süreçte akıllarında bulunsun diye arada kalıp kaybolma ihtimali olan küçük bir haber fısıldayayım size.
Efes’e köpük niyetine...
¡ ¡ ¡
10 gün sonra, 26 Mayıs’ta Londra’da Sabre Awards dağıtılıyor. Sabre, halkla ilişkiler alanının prestijli ödülü.
Şirketler sosyal sorumluluk projeleriyle ödül kazanıyor.
Yiyecek/içecek şirketleri alanında Efes Pilsen de Lobby ile düzenlediği projeyle aday. Peki proje nedir?
2004’ten bugüne 30 şehirdeki 32 merkezde 15 bin öğrenci “Efes İle İlk Adım Basketbol Okulu”nda ücretsiz eğitim gördü.
Efes’in 80 uzmanıyla Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’nün ortak projesinde Karabük’ten Kastamonu’ya, Çorlu’dan Hakkâri’ye binlerce çocuk basketbolla tanıştı, oynadı, sevdi.
Efes 26’sında o ödülü alır veya almaz, o çok önemli değil.
Fakat bu örnek bile Efes’in niye yaşaması, yaşatılması, üstüne titrenmesi gerektiğini açıklamaya yeter.
Kapanırsa dertten, kapanmazsa neşeden içeriz o ayrı...

Bir de şöyle deneyelim: Adayın burnu var mı mesela?

DENİZ Baykal, “Kimse olmasın, ben aday olacağım” cümlesini kurmasa da hareket ve demeç demeçleme tarzı aynen böyle.
“CHP niye bu kadar başarısız ve sıkıcı” sorusu etrafında tavafa devam...
Baykal net konuşmayınca kimse de konuşamıyor.
“Evelemece gevelemece, kongre üstünden aday kaydırmaca” sürecini zorlamak için belki soruları değiştirmek lazım.
Bir de şöyle deneyelim. Baykal’a sorsunlar:
- Efendim CHP’de yerinize düşündüğünüz adayın burnu var mı mesela?
Eğer cevap “Evet, var” şeklinde gelirse -ki gelmeli, adaylık için adı geçen herkeste burun var- kurnazca atılarak ikinci soru yöneltilmeli:
“Burnunun altında bıyık var mı peki?”
“Var” derse Kemal, “Yok” derse Deniz.
Bu da giderek uçuk bir hal alan aday arayışına benden uçuk bir katkıdır!
Yazarın Tüm Yazıları