Dünyanın en süper blogger’ı o muazzam aşkından ayrılıyor

Ben hâlâ internetin kâğıdın gücüne alternatif olduğuna inanmıyorum.
Çünkü hiçbir internet gücü, bir fotoğrafın o geniş ve derin hacmine, kavrayışına ve hatta bir afişe dönüşen o muazzamlığına yaklaşamaz.
Gazetelerin birinci sayfaları...
Hâlâ sinema perdeleri gibi kalıcıdır.
Bilgisayar ekranından korsan film seyredenler bile... Sinema salonundaki o geniş perdenin tadını... Bir cinayet anının ya da bir aşk sahnesinin o geniş anlatımını unutamazlar.
O geniş perdelerdeki sahneleri özleyip yine bilgisayar ekranlarının o dar kadrajlarını gizlice terk edeceklerdir.
Bu yüzden ...
Sinema salonundaki perdeyle gazetelerin birinci sayfalarının kaderi aynıdır.
Çünkü bizi ağlatacak ya da kahkahalara boğacak detaylar hâlâ fotoğrafın en geniş halindedir.
Hatırlayın...
Bütün polisiye filmlerde cinayet anını analiz etmeye çalışan dedektifler... Ekran başındaki operatöre şunu der:
“Burada dur. Şimdi resmi büyüt... İşte orada katilin silueti...”
Budur işte afişlerin farkı.
O resimdeki detay büyüyünce çözülür cinayetin esrarı...
Bu yüzden internetin rakibi gazeteler, sinemalar değil televizyonlardır.
Yani flaş.. flaş.. flaş... Bir rekabettir bu...
Bu kadar yorumu niye mi yaptım?
Basit gibi görünen bir haber için.
Diyor ki...
“DC Comics yeni macerada Süperman’e gazeteciliği bıraktırıyor.”
- Peki ne yapacak Clark Kent?
- İstifa ediyor ve blogger oluyor. Kendi blogunu açıyor.
Böylece koskoca Daily Planet gazetesi. Ve onun huysuz patronu... Dünyanın en güçlü gazetecisini kaybediyor. Süperman artık kâğıttan ayrılıp internet yazarı oluyor.
Son dönemde artan...
“O gazete de artık kâğıt baskısını kapatıyor, internete geçiyor” haberleri açısından önemli bir gelişlmedir bu.
Sakın bir çizgi roman etkisi sanmayın bunu.
- Evet internet haberciliği bir tsunamidir. Kâğıdın kıyılarına vurmaktadır.
Ama sonuçta...
“İnternet gazeteciliği flaş.. flaş.. flaş... Süperman dünyayı kurtardı” değildir...
Ki mobil haberleşmenin dünyaya hâkim olduğu bir çağda... Süperman’ın kıyafet değiştirmek için artık telefon kulübesine ihtiyacı da yoktur.
Telefon kulübesi yerine cep telefonundan bir blog mesajı yeterlidir Süperman için...
Gelelim blogger olan Süperman’ın yaratacağı etkiye.
Bir taraf diyecektir ki...
“Süperman’ın dünyaya kurtarmak için atmosfere kadar yükseliş anının fotoğrafı ancak Daily Planet’in birinci sayfasında koskocaman büyürse anlamlı olur.”
Diğer taraf diyecektir ki...
“Biz bunun videosunu internette izletiriz...”
Televizyonlar internetteki o videolarla yarışacaktır.
Ne dersek diyelim...
Haberleri ve dedikoduları elimizdeki küçük cihazlardan alacağız... Ama görünen o ki... Duyguları, aşkları ve heyecanları da hâlâ gazetelerin birinci sayfalarında büyüyen fotoğraflardan ve dev sinema perdelerinden alacağız.
Duygu ve aşk demişken...
Blogger Süperman sevgilisi Lois Lane’den ayrılıyor...
İyi bayramlar...