Dün Led Zeppelin, bugün Laçin

Ertuğrul ÖZKÖK
Haberin Devamı

İstanbul Belediyesi'nin düzenlediği Uluslararası Boğaziçi Festivali'nin bu akşamki sanatçısı Şükriye Tutkun.

Dünyanın en ünlü cazcılarının çıktığı Açıkhava Tiyatrosu'na bu akşam bir türkücü çıkıyor.

BEKÁR GEZELİM

Artık Türkiye'nin en klas sanat mekânlarından biri haline gelen Rumelihisarı Konserleri'nin bu yılki repertuvarında da Şükriye Tutkun var.

Hürriyet İnternet servisi bir aydan bu yana Türkiye'nin bütün illerindeki kitap ve kaset satış listelerini yayınlıyor.

Sanat sosyolojisi yapanlara müthiş bir kaynak.

Hangi il neleri okuyor, neleri dinliyor.

Bütün illerin listelerindeki ilk 10 sıralamasında Laçin Topluluğu var.

Üstelik yediden yetmişe, zenginden fakire herkes dinliyor. Türkiye bir baştan ötekine ‘‘Bekâr Gezelim’’ türküsünü dinliyor.

Laçin, türküleri yeniden yorumlayan, Türkçe'yi bozmadan okuyan bir topluluk.

Rumelihisarı Konserleri'nin kâşifi Mustafa Oğuz, ‘‘Biraz zamanım olsaydı Laçin'i de bu yıl Rumelihisarı'na çıkarırdım’’ diyor.

Popüler kültüre pek rağbet etmeyen Gösteri Dergisi, son sayısının kapağını türkünün yükselişine ayırmış.

Türkiye, tam anlamıyla bir türkü patlaması yaşıyor.

Üstelik bunu hangi dönemde yaşıyor? Özel televizyonların alabildiğine çoğaldığı, uydu ve kablo sayesinde yabancı kanallara ulaşma imkânımızın alabildiğine arttığı bir dönemde.

TARTIŞMA BİTTİ

Yaşanan bu gerçek, 40 yıldan bu yana sürdürülen manasız bir tartışmaya da son veriyor.

Neydi bazı çevrelerin iddiası?

Televizyon yaygınlaştıkça, Batı kültürü hayatımıza girdikçe, Türk kültürü ve mahalli değerler ortadan kalkacaktı...

Hayır kalkmıyor.

Kültür emperyalizmi Türk kültürünü yiyip bitirecekti.

Hayır yiyip bitiremiyor.

Tam aksine, evrensele doğru gittikçe, yerel olanı yeniden keşfediyoruz, oraya dönüyoruz.

Tam aksine, kültür emperyalizminin sahibi olma iddiasındaki ülkeler, bizlere ait bir kültürü keşfediyor.

Magrip popu, rai, Fransa'yı fethediyor.

‘‘Batı emperyalizminin’’ müziği diye adlandırılan müzik türlerinin Türkiye'deki satışı, türkülerin ve Türk popunun onda birine bile erişemiyor.

Demek ki bazılarının bizi korkuttuğu şey, başımıza gelmiyor.

Batı kültürü, yerel kültürü ortadan kaldıramıyor.

Ama hiç kuşkusuz yerel kültürü de değişime zorluyor. Modern çağın teknik imkânları, türküye de yepyeni bir soluk kazandırıyor.

HAYALİ ÖCÜLER

Bir çok diskoda türkü çalınıyor. Remix teknolojisi, türküye yepyeni alanlar açıyor.

Evet, Batı'yı kültür emperyalizmi ile suçlayıp, hayali öcüler yaratanlar kaybetti.

Çünkü, Türkiye Batı'ya gittikçe kendini daha yakından tanımaya da başladı.

Komplekssiz bir gençlik, bir gece Led Zeppelin'i, ertesi gece Laçin'i dinleyecek senteze ulaştı.

Geçmişin kültür kamplaşmalarını yıktı.

Bu arada kılık kıyafette de bir başka olay yaşanıyor. Orada Batı, hâkimiyetini ilan ediyor.

Çünkü rahat olanı o.

Ama orada da müthiş bir demokratikleşme süreci çalışıyor.

İstanbul'un birçok pazarında tanınmış markaların taklitleri, tıpkısının aynısı satılıyor. Üretenler Türk.

GİYİM DEMOKRASİSİ

Tommy Hillfiger'ler, Ralph Lauren'ler, Donna Karan'lar, aklınıza gelen bütün markalar İstanbul ve Anadolu'nun öteki pazarlarında üç-beş yüz bin liraya satılıyor.

Kuşkusuz bu taklitçilik uzun süre devam etmeyecek. Ama zengin markaların ucuz taklitleri, kendi icat ettikleri markalarla giyim kuşam zevkinde müthiş bir eşitliği sürdürmeye devam edecekler.

Kısaca 60'ların ve 70'lerin kültür emperyalizmi safsataları bozguna uğradı.













Yazarın Tüm Yazıları