Doğum günümde pastadan semazen mi çıkarsam

Eh çıkmadığı bir orası kaldı çünkü... Ne yana baksam bir semazen, bir sema gösterisi! Mevlana Eğitim ve Kültür Derneği Başkanı Abdülhamit Çakmut, “Bu bir dini ritüeldir. Zamanın, mekanın ve izleyicinin ruhen, bedenen hazır olması gerekir” diyor, kimse dinlemiyor!


Önüm arkam sağım solum sema gösterisi... Otel lobisinde konuk karşılamada, alışveriş merkezi açılışında, önümüzdeki günlerde yurdun dört bir yanında düzenlenecek olan Hıdrellez şenliklerinde... Program şöyle: Güreş etkinliği, Sema gösterisi vs. Bu ne şimdi? Halk oyunları ekibi bile bu kadar çok şenlikte, açılışta, etkinlikte yer almıyor.
Sema gösterisi bir tasavvuf ritüeli değil mi, bir ağırlığı yok mu?
Mevlana Eğitim ve Kültür Derneği Başkanı Abdülhamit Çakmut’a bir sorayım dedim, “Doğum günümde bir semazen çağırsam, pastadan semazen çıksa? “Tabii tabii” dedi. “Çağırın, parasını verin, bir kaset bir kıyafet, gelip onu da yaparlar!”
Abdülhamit Bey bu konuda yaşadıkları büyük sıkıntının altını çizdi: “Bu bir dini ritüeldir. Zamanın, mekanın ve izleyicinin ruhen, bedenen hazır olması gerekir. Otel lobisinde dönülür mü Allah aşkına” dedi ve şunları anlattı:
“Sema da bir çeşit ibadet. Namazı nasıl kafanıza göre kılamazsanız, yeri, zamanı, kuralları varsa, sema da öyledir. İbadet zihniyeti ve ciddiyetiyle yapılmalıdır. UNESCO ve Kültür Bakanlığı defalarca ihtarda bulundu ama yüzlerce dernek var ve bu tür faaliyetlerle para kazanıyor. Bunun denetimini Kültür Bakanlığı, valilik ya da kültür müdürlükleri yapmalı. Ben defalarca dilekçe verdim kendilerine. Ama çıkmaz sokaktayız...

DANSÖZ MU BU!

Üzerine sema kıyafeti giyen 50 liraya, 100 liraya dönüyor. Bu işin piyasası oluştu. Elinde çantasıyla çağrılan yere gidiyor, dansöz gibi üstünü değiştirip, kaseti teybe takıp dönmeye başlıyor. Olacak iş mi! Türk ve İslam kültürüne bu kadar da hakaret olmaz. Semazenler yıllarca manevi ve fiziki terbiye, eğitim alıyor. Onlar nerede dönüp dönmeyeceklerini, semanın anlamını çok iyi biliyorlar ama bazıları bunu para için hiçe sayıyor!”
Peki ya kadın semazen olur mu?
“Olur, tarihte var. Ben seneler önce, dernekte kadın semazen topluluğu kurmuştum. Maneviyatları zengin kadınlardan oluşuyordu. Onların topluluk içinde dönmesi kabul görmez tabii, kendi aralarında sema yaparlar. Ama sonra Hüseyin Top Dede Efendi bana, ‘Bu kadınlar da uygunsuz yerlerde dönmeye başlarsa, gösteriye çevirirlerse bunun vebalinin altından kalkamazsın. Mevlana Hazretleri’nin eli iki cihanda da yakanda olur’ deyince topluluğu lağvettik.”

10 dakikada İstanbul’un üzerinde uçtum

Geçen hafta bir arkadaşım Sapphire’in seyir terasının üzerindeki salonda bir kutlama yemeği verdi. Ardından da “İstanbul’u helikopterle dolaşalım mı” dedi. Biz şaka yapıyor sandık ama hepimizi toplayıp seyir terasıyla aynı kattaki sinema salonu kılıklı bir odaya soktu. Koltuklarımıza oturduk, kemerlerimizi bağladık, gözlüklerimizi taktık ve muhteşem bir şey yaşadık!
10 dakika boyunca İstanbul’un altını üstüne getirdik. Yerebatan Sarnıcı’nda ayaklarımıza sular ve balıklar değdi, Ayasofya’ya girerken kafamızı eğdik... Sultanahmet’te ezan dinledik, Galata Mevlevihanesi’nde sema izledik...
Tek kelimeyle: Büyülendim!
Sky Ride Simulasyon Salonu’ymuş girdiğimiz yer. Sky Ride Eğlence Hizmetleri’nin Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Fatih Kaçır, 2004’te gittiği New York’ta Empire State seyir terasında bindiği simülatörden çok etkilenmiş ve bunu İstanbul’da yapmayı kafasına koymuş. Ve Sapphire açılınca burayla anlaşmış. Hemen Almanya’dan getirttiği bir ekibe üç boyutlu helikopter çekimleri yaptırmış. Bir haftalık çekimlerde tüm sahnelere dokunma, rüzgar, yağmur gibi dördüncü boyut efektleri eklenmiş. Ortaya olağanüstü bir iş çıkmış. Sapphire’in seyir terasından İstanbul’un beton manzarasını izler misiniz bilmem ama Sky Ride’ın yaşayabileceğiniz en sıra dışı deneyimlerinden biri olacağının garantisini verebilirim. Kişi başı 25 lira.
Not: İstanbul öyle eşsiz bir şehir ki, tarihi ve kültürel mekanlarının 10 dakikaya sığması mümkün değil! Dünyaya parmak ısırtacak kadar şahane görselliğin hakim olduğu bu gösterinin süresi uzatılsa keşke... Beyoğlu’nun Cihangir’in, Adalar’ın, Eminönü’nün görüntüleri de eklense...
Yazarın Tüm Yazıları