Din Kişot

Sıska.

Silik bir adamdı.

Ama... Pek hayalciydi.

Düşler görürdü.

Kendini kahraman sanıyordu.

*

Gerçeklerden kopuktu çünkü.

*

Takar kafasına berber tasını...

Miğfer!

Çıkar yola.

Bir köye gelir, dandik bir han...

Şato zanneder.

Hancıyı da, Lord.

Hancı cahil ama, kurnaz.

Kapar parayı...

Gider suyuna...

Şövalye ilan eder bizimkini.

Olur, Din Kişot.

Aldı ya gazı... O da ne?

Karşıdan ordu gelmektedir.

(Koyun sürüsüdür halbuki.)

Üstüne yürür...

Attan düşer.

Sopayı yer.

Akıllanmaz.

Ahali bakar ki, iş eğlenceli...

Alkışlar.

Pohpohlar.

Şövalye aşağı, şövalye yukarı...

İyice havaya sokarlar Din Kişot’u.

O da başlar paye dağıtmaya...

Kimini vali ilan eder.

Kimine toprak bağışlar.

Yalakalara para saçar.

"Yaşşa, bravoo!" filan.

E olacağı budur...

Zavallı halkı kurtarmalıdır.

Hayali düşmanlar yaratır kafasında.

Alkışlamayan...

Pohpohlamayan herkes düşmandır!

Ve, hepsine haddini bildirmelidir...

Ona saldırır.

Buna saldırır.

Yel değirmenlerini falan dev sanır.

*

Gerisini biliyorsunuz...

*

Bilmeyenlere de sonunu anlatmayayım

artık, çok sürükleyici bir tatil romanı...

Bu yaz böyle geçer.
Yazarın Tüm Yazıları