Diğer anketler de yayınlansın

SEÇİMLERE 28 gün kala, ortada bir kamuoyu şirketinin anketi bulunuyor.

O da, geçen seçim, MHP'nin yükselişini tahmin eden tek kişi olan Tarhan Erdem'in anketi.

Bunun dışında, geçmiş seçimlerde adı sanı çok duyulmuş şirketlerin biri de ortaya çıkıp ‘‘Benim anketimin sonucu da şöyle’’ demiyor.

Veya demiş olsa bile yayınlanmıyor.

Oysa geçmiş seçimler, partiler kadar anket kuruluşlarının savaşına da sahne olurdu.

Şimdi sessiz kalmalarının nedeni, anket yaptıkları kuruluşlar veya partilerin yayınlanmasını istemediğinden mi?

Yoksa, bu seçimin de 1989 mahalli seçimlere benzerliğinden mi?

1989 HAVASI

1989 yerel seçimlerinde bazı kamuoyu şirketleri, ANAP adayı Bedrettin Dalan'ın İstanbul'daki oy oranını yüzde 66'lara kadar çıkarmıştı.

Kendisine en cimri davranan kamuoyu şirketinin bile, Dalan için biçtiği oy yüzde 30'lar seviyesindeydi.

Türkiye genelinde birinci parti olarak da ANAP gösteriliyordu.

Seçim akşamı ANAP'ın o dönemdeki Genel Başkan Yardımcısı Oltan Sungurlu, sandıktan çıkan sonuçtan şoke olmuş yüz ifadesiyle şöyle diyordu:

‘‘Üzerimizden buldozer geçti...’’

Çünkü, kamuoyu yoklamalarında ANAP'ın çok gerisinde gösterilen SHP sandıktan birinci parti çıkmıştı.

SEÇİMİN HAVASI YOK

Sanki, bugün de 1989 yerel seçimlerinin havası yaşanıyor.

Anadolu'nun birçok yerindeki adaylar ve mevcut milletvekilleriyle bir haftadır konuşuyoruz.

Sözleşmiş gibi hemen hepsinin de söylediği bir cümle var:

‘‘Sanki seçim olmayacakmış gibi, vatandaşta seçim havası yok.’’

Aynı görüntü Ankara'ya da hakim.

Partilerin genel merkezlerinin kapı girişleri hariç, başkentte seçime gidildiğini gösteren bir tek belirti yok.

ANKETE TAKILANLAR

Böyle bir durumda birçok kişi de ortadaki tek anketle hareket ediyor.

Herkes, o anket üzerinden yorumlar yapıyor, koalisyonlar kuruyor.

Seçmen geleceğe dönük yatırımlarını da bu anketi baz alarak yapıyor.

Sosyolojik ve psikolojik olarak ‘‘Madem şu parti önde gidiyor, yarın iktidara geldiğinde işimi çözer’’ düşüncesiyle bir partiye yöneliyor.

Örneğin, ağırlıklı olarak küçük burjuva seçmenin teveccüh gösterdiği merkez sağdaki partiler baraj altında gözükünce, seçmeni AKP'ye kayıyor.

ERDEM DE DERTLİ

Tabii bunda, Tarhan Erdem'in hiçbir suçu yok.

Onu bu noktaya getiren, geçen seçimin sonucunu iyi tahmin etmiş olması ve güvenilir kişiliği.

Tarhan Erdem de bu durumdan hoşnut değil.

Erdem, dünkü sohbetimizde bu durumdan yakındı:

‘‘Ben bir bilen olmak istemiyorum. Diğer kamuoyu araştırmaları yayınlanmalı. Hatta daha çok araştırma yapılmalı. Bunlar yapılır ve yayınlanırsa halk rahatlayacak. Şu da, bu da olabilir diyecek.’’

Erdem'
in de söylediği gibi seçmenin rahatlaması gerekiyor.

Doğruyu tahmin edememiş de olsalar, geçmiş seçimlerde birden fazla anketin yayınlanması seçmen tercihinin belirlenmesinde denge oluşturdu.

Bundan dolayı, bugün de seçmenin kafasını soktuğu tek anketli gözlükten kurtulup, tercih yelpazesini genişletmesi için başka kamuoyu yoklamalarının da yayınlanması gerekiyor.

Ancak o zaman 4 Kasım sabahı seçmen rahatlar.

Yoksa, bu seçim yakın gelecekte bir erken seçimi daha getirir.
Yazarın Tüm Yazıları