Devlet evlilik öncesi eğitimi şart koşmalı

Evlilikler, kadınlık görevi, aldatma gibi konularda çok ilginç bir mektup bu. Okuyunca siz de anlayacaksınız elbette.

Haberin Devamı

Okurumun dediği gibi aldatmalar bu kadar yaygınlaştıysa ve boşanmalar bu kadar arttıysa, evlilik öncesi fiziksel muayeneleri zorunlu tutan devlet, evlilik öncesi eğitimi de şart koşmalı.
Evlenmeden önce anne-baba-eş eğitimleriyle çiftlere yeterlilik belgesi verilmeli. Aksi halde evlenmemeliler.
Annelik, babalık, karı-kocalık da bir meslek aslında. Ayrıca evlenen çiftlerin ilk iki-üç yıl içinde çocuk yapmamaları açısından kamuoyunda ortak bir bilinç yaratılmalı, anne baba olmadan önce çiftlerin birbirlerine alışmaları için zaman gerektiği öğretilmeli.
Eğitim almadan yapılan evlilikler sağlıksız ve yetersiz kuşakların ortaya çıkmasına neden oluyor.

Kocamın gönlünü hep hoş tuttum ama yine de aldatıldım

Güzin Abla, inanın çok güzel bir kadınım ben. Elimden her iş gelir; çocuk büyütmek, temizlik, yemek... Hatta eşimin yatağına kahvaltı bile götürürdüm. Bunları yaparken de hiç kendimi ihmal etmedim, hep süslü ve bakımlıydım. Annelik ve kadınlık görevlerimi hep yerine getirdim, eşimin ailesiyle her zaman iyi geçindim, beni hep sevip saydılar.
Peki ne oldu? Kocam beni aldattı. Defalarca yakaladım; evimde, yatağımda, yolda, lokantada her yerde...
Üstelik benden de vazgeçmedi. Ama sonunda ben ondan vazgeçtim.
Şimdi bir bakalım, kadınlar kocalarını hiç mi aldatmıyorlar? “Hayır” diyen yalan söylüyor bence. Ya da bilmezden geliyor...
ONU ALDATARAK TERK ETTİM SONUNDA
Erkekler de belki ikinci kadın olayında haklı. Adam işinden eve geliyor. Kadın, ”Bugün günüm vardı, yemek yapamadım. Çocuklarla uğraştım. Çok yorgunum, başım ağrıyor, senin isteklerini karşılayamam” diyor. Adam nikâh defterini imzalamış ya, kendini garantide görüyor.
Neden görevini yapmıyorsun? Kocanı seviyorsan, her fırsatta en güzel cicilerini giyebilirsin, onun gönlünü hoş tutabilirsin, hiç mızmızlanmadan.
Gerçi ben bunları hep yaptım ama yine de aldatıldım...
Neden? Adamın içinde vardı çünkü. Peki, ne yapmalı? Beni aldattığı her kadınla evlendi mi? Hayır! Gönlünü hoş etti sadece. Beni de bırakmadı, ama ne yapayım ben böyle evliliği? Keşke bıraksaydı...
O beni bırakmayınca ben onu bıraktım, hem de kendi usulüyle... Yani onu aldatarak terk ettim sonunda.
HÜRREM’LERİ BOŞUNA SUÇLAMAYIN
Bence kadınların da eli ekmek tutsa, kendilerine güvenseler erkeklerden farkları olmazdı.
Günümüzde aldatma ve aldatılma olayları o kadar yaygın ki...
O evlilik cüzdanına yapışıp yalnız yatan kadınlar da boşuna inat edip hayatlarını perişan etmemeliler.
Esas eşler, ‘Hürrem’leri yani kocalarının başını döndüren kadınları suçlamayın boşuna! Hürrem Sultanlar ise rahat olsunlar, hayat yaşandığı yere kadardır. Ama yine de o kadar güvenmesinler kendilerine. Hiçbir şeyin; hayatın, evliliğin, sevginin, ölümün bile garantisi yok. Hatta birçok yerde imzanın bile önemi yok.
- Rumuz: Tecrübeli

Yazarın Tüm Yazıları