Cumhuriyete karşı tek tehdit irtica mı?

Sedat ERGİN
Haberin Devamı

Cumhuriyetimizin 74. yıldönümünü dün coşkuyla kutladık. Yıldönümleri, hiç olmazsa yılda bir kez cumhuriyetin değerini algılamak, cumhuriyet heyecanını hissetmek için vesile oluştururlar.

Eski cumhuriyet bayramları, sağlamlığından şüphe duyulmayan, geleceğine güvenle bakılan bir varlığın kutlanması olarak geçerdi.

Bugün cumhuriyete inananlar, yıldönümlerinde onu sahiplenmek için özel bir çaba içine girme gereğini duyuyorlarsa, cumhuriyet açısından bazı şeylerin iyi gitmediğini kabullenmek gerekir. Demek ki, bir çözülme var.

Çözülmeyi aşabilmek için, önce cumhuriyetin 1997'deki görüntüsüne kabaca bakmak, nelerin aksadığını saptamakla yola koyulmak gerekiyor.

Görüntünün, 1920'li yılların başında bir imkânsızı gerçekleştiren cumhuriyet kurucularının, bugün görselerdi sevinip iftihar edecekleri bir tablo çizmediğini kabul etmeliyiz.

Örneğin, yalnızca gelir dağılımındaki rakamlara bakmak bile, cumhuriyetin sosyal dengelerinin kurulamadığını görmeye yeterlidir. Buradaki dev uçurumlar, cumhuriyeti uzun dönemde sosyal patlamalara gebe hale getiriyor.

Cumhuriyetin eğitim sistemi, bir başka sorunlu alan. On yıllar boyunca izlenen fütursuz politikalar sonucunda eğitim sistemi iki parçaya bölünmüş. Bir ucundan Doğu'ya, diğer ucundan ise Batı'ya bakan iki ayrı insan tipi çıkıyor.

Cumhuriyetin en önemli temel taşlarından biri olan hukuk sistemi çöküntü içinde. Daha çok güçsüze söz geçirebilen, para ve siyasi nüfuz sahiplerini kayıran bir adalet mekanizması var.

Vatandaşlarının adalete olan inançlarının kalmaması, cumhuriyet ile aralarındaki en değerli köprüyü yıkıyor. .

Buna koşut olarak cumhuriyete dönük başka tehditler de söz konusu; yolsuzluğun tırmanışı, ahlaki değerlerin dokusunun zayıflaması gibi...

Demokrasi kültürünü hâlâ tam olarak yeşertmemiş olması, cumhuriyetin bir başka zaafiyetini gösteriyor.

Ve onun değerleriyle yetişmiş, onun adına yola çıkan siyasi kadrolarının sıkça ihanetine uğramış bir cumhuriyet bizimkisi... Siyasetçileri, ikballeri uğruna onun sırtından ödün vermekten çekinmiyorlar.

Dıştaki görüntüsü ise daha az parlak değil. Uluslararası alanda, insan hakları ihlallerindeki kötü siciliyle temayüz ediyor.

Dış politikada, ana hedefi olan Batı dünyasının sürekli gerisine düşüyor.

Bütün bu sorunlu alanlar, cumhuriyet için irtica tehdidinden daha az önemli değil.

Kabahati cumhuriyette aramayacağız. Cumhuriyet, bu tabloya sahne olması için kurulmamıştı.

Çözüm, bu sorunların aşılabilmesi için herhalde cumhuriyete kendini yönetebilme yeteneğini kazandırmaktan geçiyor.

Kuvvetler ayrılığının ortadan kalktığı, yargı, yasama ve yürütme arasındaki kargaşa yüzünden iflas etmiş bir sistemden mucize beklememek gerekiyor.

Dolayısıyla, bu kurumları yeniden yerli yerine oturtacak bir sistem tartışmasını başlatmak, cumhuriyete karşı bir görev olarak beliriyor.

Yazarın Tüm Yazıları