Çok mutluyum çok

BEN tam da Kemal Bey defterini, büyük bir hayal kırıklığıyla kapatmaya karar vermiştim ki...

Haberin Devamı

Hiç beklemediğim bir anda...
Kemal Bey’den “gür bir seda” yükselmesin mi?
Hem de ne seda!
Gemileri yakan, köprüleri atan bir seda...
İki kelimesinden biri “halk” olan, diğeri “özgürlük” olan bir seda...
Politbüroya meydan okuyan bir seda...
* * *
-  Ben Kemal Bey’in “Artık yeter” demesini bekliyordum, o tuttu bir de masaya yumruğunu indiriverdi.
-  Ben Kemal Bey’den “Önder Sav vesayetinden kurtulmasını” bekliyordum, o sadece vesayetten değil, Önder Sav’dan da kurtuluşun en kararlı adımını attı.
-  Ben Kemal Bey’in birazcık da olsa risk almadan lider olamayacağını söylüyordum. O tuttu çok kanlı geçecek bir savaşı göze aldı.
-  Ben Kemal Bey’den parti statükosunu birazcık da olsa değiştirmesini bekliyordum. O tuttu parti statükosunu darmadağın etti.
-  Ben Kemal Bey’den hiç olmazsa bazı kritik noktalara yeni isimleri getirmesini bekliyordum. O tuttu bütün noktalara yeni isimleri getirdi.
-  Ben Kemal Bey’den idare-i maslahata birazcık da olsa son vermesini talep ediyordum. O tuttu esaslı bir devrim yaptı.
* * *
Hiç kimse çıkıp da...
CHP’de yine kazan kaynadı, yine eski kavgalar dönemi başladı, yine kaos çıktı, yine bölünme sinyalleri ortaya çıktı, CHP yine kurultaylar partisi oldu falan diye eski ezberleri tekrarlamasın.
Çünkü bunun “eski tür bir kaynama” ile ilgisi yok, “yeni bir diriliş” ile ilgisi var.
Bu mücadele...
“Halkı değil delegeyi önceleyen” anlayış ile “delegeyi değil halkı önceleyen” anlayış arasında geçiyor.
Bu mücadele...
“Parti içi dengeleri elinde tutanlar” ile “halk içi dengeleri elinde tutanlar” arasında geçiyor.
Biz buna kısaca “Kemal’in lider oluşu” diyebiliriz.
* * *
Bana gelince...
Neyi istediysem, neyi talep ettiysem, neyi arzuladıysam...
Fazlası oldu.
Ben mutlu olmayayım da kim olsun?

Haberin Devamı

Bir destandır Önder Sav

-  Değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez bir genel sekreterdir Önder Sav.
-  Örgütte kazanıp halkta kaybedenlerin timsalidir Önder Sav.
-  Koltuğu kendisine hem yakıştırmasını, hem yapıştırmasını bilendir Önder Sav.
-  Çatık kaşlı, hükümet gibi zattır Önder Sav.
-  Tüzüklerin efendisidir Önder Sav.
-  Statükonun tunçtan kaplanı, oligarşinin çelik çekirdeğidir Önder Sav.
-  Kendisini Atatürk’ün tek temsilcisi, laikliğin tek koruyucusu sananların örnek şahsiyetidir Önder Sav.
-  En birinci ikinci adamdır Önder Sav.
-  Devlet ciddiyetini bebekliğinden beri üzerinde taşıyan şahsiyettir Önder Sav.
-  CHP’nin Oğuzhan Asiltürk’üdür Önder Sav.

Haberin Devamı

Değiş yandaş

BİR memlekette...
Bir başbakan, kamuoyu önünde açıkça askeri eleştirip, “Asker yanlış yapmıştır” diyebiliyorsa...
Bir memlekette...
İktidar partisinin bir yetkilisi, “Askerler emre itaatsizlik etmiştir” diyerek Genelkurmay’ı kıyasıya eleştiriyorsa...
O memlekette...
“Sivil iktidarın bir gücü yok... Devleti asıl askerler yönetiyor” anlayışı yıkılmış demektir.
Dolayısıyla...
İktidara toz kondurmayan yandaşlar, “Biz devlet iktidarına muhalefet ediyoruz... Sivil iktidara vurmak kolay, asıl önemli olan devlet iktidarına vurmaktır” demekten vazgeçmeli ve kendilerine yeni bir savunma biçimi bulmalıdırlar.

Canlı bomba sallamaları

DÜNKÜ gazetelerin manşetlerini süsleyen habere göre...
Taksim’i kana bulayan “canlı bomba”, eylem emrini çok ama çok enteresan bir şekilde almış.
Şöyle ki:
Eylemci evinde bütün gün Roj TV izliyormuş. Bir gün Roj TV’de bir türkü yayınlanmış, bu türkü eylemciye “hadi harekete geç” şeklinde şifreli mesaj içeriyormuş. Mesajı alan eylemci, harekete geçip kendini patlatmış.
Nasıl ama?
Sizce de bu haber insanın sabrını ve aklını biraz fazla zorlamıyor mu?
Ya da şöyle sorayım:
Sizin de aklınıza “Bir terör örgütü, onca iletişim olanağı bulunan çağımızda, militanını neden televizyonda yayınlanan türkü ile harekete geçirsin?” sorusu gelmiyor mu?
Siz de “Türkü ile nasıl şifreli mesaj verilir?” sorusunu sormaz mısınız?
Siz de “Mesajlı türkü”nün hangi türkü olduğunu merak etmez misiniz?
Neyse... Neyse...
En iyisi fazla uzatmadan bu tür abuk sabuk haberleri kaleme alanları ve manşete taşıyanları izana davet etmekle yetinelim.

Haberin Devamı

Sevmediğim şeyler

-  Övgüde aşırılık kimseyi rahatsız etmezken, yergide aşırılığın herkesi rahatsız etmesi...
-  “Kaderin cilvesi” nitelemesi...
-  Bir film galasına giden herkesin ama herkesin filmi seyrettikten sonra, “Muhteşem... Harika... Muazzam... Müthiş...” gibi lafların dışında tek bir laf bile etmemesi...
-  Erkekler ve kadınlar hakkında yapılan her türden genellemeler.
-  Meltem Cumbul ve Hindistan ikilisine dair her türden haber...
-  “Kasım’da aşk başkadır” cümlesi...
-  Korunmaya değer hiçbir yönü olmamasına karşın en az beş kişi tarafından korunan şahıslar...
-  Diyarbakır’ın yoksulluğundan söz edenin karşısına Yozgat’ın yoksulluğu ile çıkılması...
-  “Bırak gitsin, dönerse senindir” klişesi...

Yazarın Tüm Yazıları