Çok güzelim ama çok da kıskancım

Yazmak, insanların sessizce haykırmalarıdır bana göre. Sessiz de olsa haykırdığında rahatlar biraz insan.

Ben ulusal bir basın kuruluşunda çalışıyorum. Arkadaşlarıma, aileme zaman ayırmak istiyorum ama işten güçten bir türlü fırsat bulamıyorum. İzin günlerimi sevgilimle geçiriyorum. Yanlış olduğunu biliyorum, çünkü onunla sürekli didişiyoruz. Aynı iş yerinde çalışıyoruz. Birbirimizi her gün görüyoruz ama rahat konuşamıyoruz.

İkimiz de çok yoğunuz, 13 aydır birlikteyiz. Beni çok seviyor ve değer veriyor. Ama ben onu çok kıskanıyorum. İlgisiz kişilerden, saçma nedenlerden kıskançlık çıkarıp, onu sinirlendiriyorum.

Kendisini sadakatsizlikle suçladığımı düşünüyor, bana öfkeleniyor. Ama tek kötü söz söylemiyor. Benim yardımınızı istediğim tek şey kıskançlığıma bir çözüm bulmanız.

Ben çok güzel bir kızım, bir çok erkeği kendime hayran bırakacak kadar güzelim. Yine de erkek arkadaşımı çok kıskanıyorum. Bir kızla bir şey konuşacak olsa sinirleniyorum; sanki o kızdan hoşlanıyormuş gibi geliyor.

Etrafımda birçok evli veya bekar erkek benden hoşlandıklarını, aşık olduklarını söylediler. Etrafımda eşini sevgilisini aldatan o kadar çok insan var ki! Bundan önce birlikte olduğum insan da beni aldatmıştı. Kimseye güvenemiyorum lütfen bana yardımcı olun. Çok üzülüyorum.

RUMUZ: BOMBA

Sevgili kızım, her ne kadar daha önce aldatılmış olmanın getirdiği kuşkular ve çevrende gördüklerinin etkisi altında olsan da, uzmanların belirttiğine göre, kıskançlık, hele seninki gibi, aşırı, acı verecek düzeydeki bir kıskançlık, bir rahatsızlıktır.

Bu tür kıskançlıkta, kişi, karşısındakini yalnızca kendine ait bir varlık olarak görme yanılgısı içindedir.

Karşısındaki insana hiçbir özgürlük, hiçbir yaşam hakkı tanımaz. Bu tür ilişkilerde, kıskanılan taraf bir süre sonra, kendini bir cendere içinde, bir hapishanede gibi görmeye başlar ve sevgisi ne kadar büyük olursa olsun, artık o insandan kaçmak ister.

Çünkü hiçbir varlık, ki insan bunların en akıllısıdır, özgürlüğü olmadan yaşayamaz.

Aslında uzmanlar kıskançlığın bebeklik çağından itibaren doğal bir şekilde her insanda var olan bir duygu olduğunu söylüyorlar ama, bu duyguyu elemek, eğitimle yok etmek anne-babanın görevidir.

Eğer bu duygu körelmemiş, eğitilmemişse, kişi ileriki yaşlarında kıskançlık duygusunu sevdiği kişiye, karşı cinse yöneltir.

Sadece kendisine ait olmasını istediği bu varlığı sahiplenerek, onu kaybetmemek korkusu içinde bencilce davranışlara yönelir ki bu marazi bir durumdur. Hem kişinin, hem de karşısındakinin mutluluğunu, yaşam sevincini yok eder, tüketir.

Zaten bu durumda sevgiden çok sınırsız bir bencillik söz konusudur.

Kıskançlığın temelinde yoğun bir kendine güvensizlik duygusu yatar ama, burada senin kendine güvendiğini, sevdiğin insanın da sevgisinden kuşku duymadığını görüyorum.

O halde, hem kendini, hem de karşındakini bu kadar mutsuz eden ve edebilecek olan bu hastalıklı kıskançlığını kendi kendine telkinle yenemiyorsan, bir uzmanın, bir psikologun yardımını iste.

Belki de bu kıskançlığının temelinde, çocukluk dönemlerine uzanan ailevi bir sorun yatıyordur.

Şunu sakın unutma, sevgili kızım. Hiç kimse, evladına bile gerçek anlamda sahip değildir, olamaz olmamalıdır da!

Eğer bu genç adam seni seviyor, istiyorsa, seninle beraberdir. Senden uzaklaştığında ise hiçbir şey onu durduramaz.

O halde seni bu kadar severken, bu sevginin değerini bil!

Sevdiğim kıza haykırıyorum

Ben 20 yaşında bir delikanlı olarak aşktan yana şanssız olduğum için size yazıyorum. Bundan bir ay önce bir kıza aşık oldum, beni sevdiğini sanmıştım ama nedense şimdi soğuk davranıyor.

Güzin Abla size ve okurlarınıza soruyorum SEVGİ nedir? Bana göre sevgi boynunu bükmek, rıza göstermek değil, sevdiği insan için ölümü göze almak demektir. Bakıyorum da birçok insan sevgiyle dalga geçiyor ama unutmasınlar, sevgi kutsaldır. Sevginin değerini herkesin bilmesini isterim.

Hayatta insanı iki şey mutlu eder. Birincisi AŞK, ikincisi evlilik ve çocuk. Ben de aşktan darbe yemiş biriyim. Hayatta her insan mutlu olmayı hak eder. Ben hak etmedim mi sizce? Sevdiğim kız temiz kalpli, güler yüzlü ve mutluluğu hak eden birisi, onun üzülmesini hiç istemem.

Sizin aracılığınızla ona sesleniyorum, Ayşe seni çok seviyorum! Ne olur sesimi duy. Bu arada bu size beşinci yazışım.

RUMUZ: UMUTSUZ

AŞIK SERKAN



Güzel oğlum, baktım, bundan önce iki mektup daha atmışsın ama bunlar Tsunami felaketzedeleri için düşüncelerin ve yardım önerilerinmiş - ki ben de bununla ilgili bir yazı yazmıştım hemen o günlerde - Bu yazı ise yeni geldi.

Eh öyle acele etmemek gerekir, sırada bekleyen yüzlerce mail, faks var. Sevdiğin kızın sana neden soğuk davrandığını yazmamışsın ancak boynunu bükmek, rıza göstermek dediğine bakılırsa ailesi mi bu sevgiye karşı çıkıyor, diye düşündüm ben de!

Neyse işte, çağrını yayınlıyorum umarım mutlu olmuşsundur ve de sevdiğin bu çağrına karşılık verir.

Ancak sana bir konuda katılmıyorum. Ne yazık ki her evlilik ve her aşk insanı mutlu etmiyor oğlum, gördüğün gibi.
Yazarın Tüm Yazıları