Çikolata, saat ve çakı...

İSVİÇRE’nin ikinci büyük kenti Zürih’e (1.5 milyon) indiğimizde adeta ‘donduk’... Avrupa zaten kar altında, hava sıcaklığı eksi 7’lere kadar düşmüş...

Haberin Devamı

16 yıldan berigörülmeyen ‘karakış’, buna rağmen bizdeki gibi günlük yaşamı etkilemiyor. Herkes karın keyfini çıkarıyor. İsviçreli Türklerle bir araya geldiğimizde onların sıcak dostlukları bizleri ısıttı sanki. Kulaklar ve gözler Türkiye’de... “Türkiye nereye gidiyor? Buralarda ayrımcı politikalar bizi endişelendiriyor; ülkemize dönersek alışabilir miyiz?” gibi sorularla karşılaştık.

Gelişimizin amacı, Hürriyet’in Avrupa ekibinin yıllık geleneksel toplantısı... Hürriyet Yurtdışı Yayınlar ekibi, başarılı bir çalışma ile ‘Paranın merkezi’ İsviçre’yi tanıtan bir ek hazırlamış. Burada iş ve kredi sektöründe hayli ilgi görmüş.

Türk dostlar “Burada yaşıyoruz ama bilmediğimiz birçok şey öğrendik” dediler.

Haberin Devamı

İsviçre’de gündem, yabancıların para miktarlarını içeren CD’nin Amerika ve Almanya’ya verilmesi ile Türkler açısından da ‘minare yasağı...’

Gizli hesaplar konusunu biraz açalım.

İsviçre Frangı’nın değeri yüzyıldır neredeyse aynı... Gizli hesapları gerektiğinde eksi verebiliyor ama bu para değerinden bir şey kaybetmiyor... Esas olan güvence... Amerika, zengin vatandaşların vergiden kaçmak için İsviçre’ye yatırılan paraların peşine düşmüş.

UBS Bankası’na para yatıranların listesini Amerika almış... İsviçre bunun üzerine karışmış... İsviçre bu olayın şoku ile sarsılırken, Credit Suisse’de bir bankacı da, İsviçre’de parası olan Alman zenginlerinin listesinin yer aldığı bir CD’yi Alman Maliyesi’ne 2.5 milyon Euro karşılığında satmış... Alman devletinin bu pazarlığı yapması tartışmalara yol açmış... “Devlet bir çete ile nasıl pazarlığa oturur” diye tepkiler doğmuş.

İsviçre’de ‘sırdaş hesabı’ olanlar korkmuş.

Bir haftadır Alman maliyesine kendi kendilerini ihbar edenlerin isim listesi de artmaya başlamış.

Son olarak Bavyera Eyaleti’ne 291 ihbar gelmiş; “Ben vergi kaçırdım, pişmanım, cezam neyse veririm” diye...

Hamburg’da ‘ihbar’ın vergi cezası bedelinin 63 milyon Euro olacağı hesaplanıyor.Berlin’de 112, Aşağı Saksonya’da 174 ve Hessen Eyaleti’nde 113 ihbar mektubu gelmiş.

Haberin Devamı

Alman maliyesi, harekete geçtikten sonra belli bir miktarın üzerindeki kaçağa savcılığa suç duyurusunda bulunuyor.

Bu durum İsviçreliler arasında Almanlara karşı husumet doğurmuş. Aşırı sağcı bir partinin üyesi “Almanlar buraya çalışmaya geliyor, onları artık sokmayalım. Misilleme olarak biz de burada parası olan Alman politikacılarını açıklayalım” demiş, işler daha da karışmış.

Türkiye’deki okurlarımız için baştan alalım... İsviçre’nin kuruluşu 1292’lere kadar gidiyor... 26 kantonlu bu coğrafya, 1950’lerden beri, ekonomik anlamda dünyanın önde gelen büyük ekonomilerinden biri olmayı sürdürüyor.

İşte bu ‘avantajlarından’ ötürü AB’ye girmiyor İsviçre...

Haberin Devamı

 

Sünnet sorunu çıkacak

 

ZÜRİH’in 40 km kuzeyinde Vintertur kentinde 2.500 Türk yaşıyor; mescitin imamı Murat Taşçıoğlu bize Alman dilinde İslamiyet’i tanıtan broşürler verdi; “Buraya gruplar halinde öğrenciler geliyor. İslamiyet’le ilgili bilgi veriyoruz, namaz nasıl kılınır, ezan nasıl okunur, uygulamalı olarak gösteriyoruz. Ben de dinlerarası diyalog çercevesinde kiliseleri ziyaret edip Hıristiyan din adamları ile buluşuyorum” dedi. Dernek yönetiminde ev kadını Hande Cebecioğlu var. Konuşmalar sırasında öğrendiklerimiz şunlar: İsviçre kökenli Karl Ketterer, 1950’lerin sonlarında bir kooperatif kuruluşu olan Migros’un müdürü olarak İstanbul’a atanmış, dört yıl çalışmış, sokak aralarına Migros arabalarını sokmuş. İsviçre’ye dönerken, yanında dört Türk gencini götürmüş... 1961’de Türkleri örgütleyerek ‘Türkgücü’ adlı bir dernek kurarak uzun süre başkanlığını yürütmüş... Daha sonra milletvekili seçilmiş. Bugün bu derneğin 1.8 milyon Euro’ya alınan bir binasıında, mescit, okuma odası, dershaneler, toplantı salonları var. Emeklilerle sohbet ettik; dernek başkanı Tuncer Yıldırım ve abileri ile sorunlarını sıraladılar bize:

Haberin Devamı

“Çoğunlukla Adapazarı, Sinop, Çorum ve Giresun’danız. Büyük bir sorun yaşamıyoruz. Almanya’daki Türklerden daha rahatız. Sağlık hizmetleri için burayı terk edemiyoruz.

- Ülkede işsizlik oranı % 4.7; bunun % 25’ini Türkler oluşturuyor.

- İlerde din ve dil sorunlarımızın ne olacağını bilemiyoruz. ‘Minare yasağı’ keramet değil... İsviçre yanlış yaptı ama geri dönemiyorlar... Avrupa’da başımıza bir de sünnet sorunu çıkacak gibi görünüyor. Bazı gruplar reşit olmayan çocukların sünnet ettirilmesinin anne ve baba açısından suç olduğunu öne sürüyorlar. 18 yaşından sonra kendi kararı ile sünnet olabilir, diyorlar.

- Ankara’nın yurtdışındaki Türklere yönelik bir devlet politikası yok. Şu veya bu parti önemli değil. Türkiye artık 10, 20, 50 yıl sonra ne olacağız diye bir politika belirlemeli... Türkiye olarak nasıl bir tohum atıyoruz. Örneğin benim oğlum 30 yıl sonra ne olacak?”

Haberin Devamı

 

Tekel grevi Avrupa’da

 

BAHATTİN Aksoy’un biraderi Mehmet Aksoy, Türkiye’deyken (Hikmet) ‘Kıvılcımcı’ kadrolardan gelmiş bir sendikacı. Bir şekilde yolu İsviçre’ye kadar uzanmış... Geldiğinde üzerindeki yumruklu bir tişört vardı. 200 bin üyeli UNİA sendikasına bağlı tekstil işkolu sekreteri olarak bir grup İsviçreli sendikacı ile Tekel işçilerine destek amacıyla Ankara’ya gitmiş... Türk-İş Başkanı Mustafa Uslu’ya Tekel eylemini işçilerin lehine sonuçlandırırsa Başbakan’a 7 bin dolar kıymetinde bir kravat hediye edeceklerini söylediğini aktarıyor. Bu nasıl bir kravat? Anlatıyor:

“Şu anda İsviçre’nin 24 kantonundan biri olan SCHWYZ’de bir tekstil fabrikası var. 169 No’lu olarak bilinen yüksek teknoloji ile pamuktan özel bir kumaş üretiliyor. Pamuk ipliğinin içine hangisi gerekirse altın, platin ve gümüş gibi toz madenler konuluyor. 20-25 işlemden geçiyor. Bir haftada 10 metre üretiliyor ancak; metresi de 50 bin doları civarında. Özel bir kumaş; parlak; Ortadoğu ve Afrika’daki kral ve sultanlara pelerin yapımı için kullanılıyormuş. Sigara ve ter kokularını tutmuyor, yıkanmıyor.

Talep üzerine üç vardiya yetmediği için patron, işçilerin nöbetleşe olarak pazar günleri de çalışmasını istiyor, 60 işçi de hayır diyerek “Biz pazar günleri kiliseye gidiyoruz, çalışmayız” diyorlar. İsviçreli, İtalyan ve Sırp işçilerin arasında iki de Türk bulunuyor. Sorunu çözmek için üç ay süre verdik. Aslında patron krizi bahane ederek fırsatçılık yapıyor. Sayın Başbakan’a hediye etmek istediğimiz kravat bu kumaştan yapılıyor; tanesi 7 bin dolar...”

Bildiğimiz Tayyip Bey, bir kravat uğruna bildiklerinden ve söylediklerinden vazgeçmez.

 

Yazarın Tüm Yazıları