Çift hilalli bilgiler mi

ÖNCEKİ gece Katar’ın başkenti Doha’daydım.Sabah havaalanında, Birleşik Arap Emirlikleri’nde yayınlanan İngilizce gazetelere baktım.

Hemen hepsi, Türk Hava Kuvvetleri’nin PKK kamplarına vurduğu darbeyi birinci sayfadan büyük şekilde vermiş.

Bir tanesinde ise gazetenin manşeti.

Gazeteler haberleri, AP ve AFP gibi uluslararası ajanslardan vermişler.

Bir gece önce hemen bütün Arap ve uluslararası haber televizyonlarında neredeyse birinci haberdi.

Onlar da görüntüleri "Doğan Haber Ajansı"ndan veriyordu.

Görüntüleri ve haberleri dikkatle izledim.

Bana Amerikan ve İsrail hava kuvvetlerinin operasyonlardaki görüntülerini hatırlattı.

Elbette yaptıkları işi karşılaştırmıyorum.

Bizimkinin meşruiyeti, onlarınkinden kat be kat fazla.

Ama güçlü bir ordunun operasyon kabiliyetini yansıtması bakımından aynıydı.

* * *

PKK’nın iki birliğimize yaptığı kalleş saldırı sonrasında yazdığım yazıları hatırlayın.

Ne demiştim?

Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk ordusu, bunu onların yanına bırakmaz.

"Devletin çift hilalli gizli bilgilerine sahip olduğumu" zannedip bunları ona dayanarak yazdığımı sanmayın.

O konuda sizden fazla bilgi sahibi değilim.

Ama ben yaşadığım ülkeyi, vatandaşı olduğum devleti biliyorum.

Bu devletin son yarım yüzyılında neler yaptığını şuurlu biçimde izleyecek kadar yaşım var.

Kıbrıs’a müdahalenin hangi şartlarda yapıldığını, onu izleyen dönemde ambargolara nasıl direnildiğini, halk olarak gıkımızın çıkmadığını yaşayarak öğrendim.

Türkiye, bölgenin en güçlü devletidir.

Üç beş terörist bozuntusunun, 700 yıl içinde elde ettiğimiz bu gücün üzerine şüphe kılıfı geçirmesine asla izin veremezdik.

Bu bölgede Türkiye’nin caydırıcılığını sınamak kimsenin haddi değildir ve sonsuza kadar da olmayacaktır.

Bu sadece Türkiye için değil, bölgenin istikrarı için de elzemdir.

Yani Türk Hava Kuvvetleri’nin, kara birliklerinin bölgedeki harekátı, Ortadoğu’da barışın sağlanması açısından da önemlidir.

Amerika’nın, Avrupa’nın sesinin çıkmaması da bu "reel politikanın" sunucudur.

* * *

Şimdi Barzani’nin internet siteleri, Amerikalılara ağır hakaretler yağdırmaya başlamış.

Hiç kimsenin şüphesi olmasın.

Sadece "durumu kurtarmak" için yapılan şeyler bunlar.

Barzani de, Talabani de gerçekçi insanlardır. Amerika’sız kaldığı gün başlarına nelerin geleceğini çok iyi bilirler.

Son 20 yıl bunu onlara çok iyi öğretmiş olmalıdır.

Onların bu bölgedeki en güvenilir, en sığınılacak komşuları Türkiye’dir.

Bir tarafta İran, öteki tarafta Suriye, güneyinde Sünni Araplar ve biraz ilerisinde Saddam’ın kabilesi...

Ayrıca önümüzdeki dönemde Amerika’nın İran ve Suriye ile arası, sanıldığından çok daha hızlı iyileşecek.

Böyle bir coğrafyada, "bağımsız" veya "federal" Kürt bölgesinin fazla esamisi okunmaz.

Bununla birlikte yine aynı ben şunu söylüyorum.

Türkiye’nin de Kuzey Irak’taki "Kürt siyaseti" değişmelidir.

Türkiye Kuzey Iraklı Kürtlere karşı daha kucaklayıcı, daha yardımsever ve güven verici bir komşu olmalıdır.

Ayrıca Demirel zamanında ortaya atılan, "Kuzey Irak Kürtleri bizim de soydaşımızdır" anlayışı tekrar güçlendirilmelidir.

* * *

Yaşadığımız olaylar şunu bir kere daha gösterdi.

Bu bölgede sınırların değişmesi ihtimali bir yıl öncesine göre sıfıra indi denilecek kadar azalmıştır.

Dolayısıyla, hepimiz bu gerçekten hareketle ortak bir bölgesel istikrar siyaseti üzerinde anlaşmalıyız.
Yazarın Tüm Yazıları