CHP’nin Şevki Yılmaz’ı

Tam da CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Darbe olursa tankın üstüne çıkarım” şeklinde fiyakalı açıklamalar yaptığı bir dönemde...

Haberin Devamı

Tam da CHP ’lilerin artık askeri değil, halkı kışkırtmaya çalıştığı bir dönemde...

Tam da CHP’nin iktidarın yolunun gecekondulardan geçtiğini fark ettiği bir dönemde...

Tam da “CHP artı ordu eşittir iktidar” formülünün CHP’liler açısından arkaik bir masal haline geldi bir dönemde...

CHP’li Süheyl Batum, Zonguldak’ta şunları söylemiş:

“Koca bir askeri yıktılar. Meğer kâğıttan kaplanmış. Biz bunu asker zannedermişiz. Meğer ABD içini oymuş. O koca ağacı hop diye yıktılar. Ancak CHP’yi yıkamadılar.”

Kimse tevile kalkmasın.

Demokratik yolla iktidara gelmeyi planlayan bir partinin önemli bir ismi, Türk Ordusu’nun iç politikaya müdahil olacak dermandan yoksun kalması karşısında oturmuş ağıt yakıyor.

Durum bundan ibarettir.

Öyle olmasa...

Tankıyla, tüfeğiyle, mekanizmasıyla dimdik ayakta olan bir ordu için neden “yıkıldı / yıktılar” gibi bir hüküm verilsin ki?
“Yıkıldı / yıktılar” hükmünün tek bir anlamı var:

“Darbe yapacak derman bırakmadılar.”

Kâğıttan kaplandan maksat da budur.

“Hakiki” bir kaplan istiyor Süheyl Hoca...

Vurdu mu deviren... Kodu mu oturtan...

Süheyl Batum’un durumuna bakınca ister istemez Şevki Yılmaz’ı anımsadım.

Refah Partisi’nin Şevki Yılmaz’ını...

İyi bir hatipti Şevki Yılmaz...

Damardan konuşurdu. Lafını sakınmazdı. Dinleyenleri etkilerdi.

Ama sonuçta bir “yeraltı hatibi” idi.

Ne zamanki Refah Partisi ciddiye alınır oldu, işte o zaman Şevki Yılmaz da yer üstüne çıkarıldı.

Yer üstünde işin rengi değişti tabii.

Şevki Yılmaz kasetleri, Refah’a vurmanın aracı haline getirildi.

Refah Partisi’nin bile savunamayacağı türden bir araç.

Süheyl Batum da şimdi bir tür Şevki Yılmaz işlevi görüyor.

“CHP Genel Başkan Yardımcısı” sıfatını taşımasaydı, en fazla “Bir darbeci profesör daha” başlıklı haberlere konu olacaktı.
Ama ne yazık ki bu haliyle “İşte CHP’nin darbeci yüzü” şeklinde manşetlere konu oluyor.
Refah Partisi Şevki Yılmaz’ı taşıyamamıştı.

Bakalım CHP Süheyl Batum’u taşıyabilecek mi?

Şişli’nin sesli ve görüntülü dergisi

Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, “Şişli Belediyesi olarak yeni bir internet sitesi çalışması başlatıyoruz, gel sana bir sunum yapalım” dediğinde, ne yalan söyleyeyim, “Eyvah! Çok sıkıcı kurumsal internet sitelerinden birine maruz kalacağım galiba” diye geçirdim içimden.

Fakat sunumu izleyince anladım ki: Fena halde yanılmışım.

Bu klasik bir internet sitesi değil, “digital dergi”. Yani sesli, görüntülü ve benzersiz bir teknolojiyle oluşturulmuş yeni tür bir yayıncılık şekli.
“Kâğıt üstünde yapılabileceklerin internete aktarılması” anlayışına darbe vuracak bir çalışma.

İnternetin sağladığı tüm imkânların sonuna kadar kullanılmasıyla ortaya çıkan renkli, albenili, cazibeli bir internet sitesi...

Siteye giriyorsunuz: “Şişli Marşı” sizi karşılıyor. Ardından Sarıgül’ün kısacık bir nutku... Ne de olsa çağımız hız çağı!

Ardından şu ifade beliriyor ekranda: “Abdi İpekçi Caddesi Özel Sayısı”.

Caddenin hem dününden, hem bugününden görüntüler, fotoğraflar... Abdi İpekçi’deki yılbaşı kutlamalarından renkli görüntüler. Caddedeki işyerleri için hazırlanmış gayet kullanışlı bir rehber. Her haberin sesi var, müziği var, görüntüsü var, arşivi var. En sonda caddeye adını veren gazeteci Abdi İpekçi’nin yaşam öyküsü var.

Tam anlamıyla oyuncaklı, janjanlı, artistik ve elegan bir site bu. Propagandanın ağırlığı altında ezilmiyorsunuz. Ne ezilmesi? Basbayağı eğleniyorsunuz.

Mustafa Sarıgül, “Amacımız Şişli’nin marka değeri olan güzelliklerini milyonlara tanıtmak ve burayı cazibe merkezi haline getirmek. Bu nedenle internet gibi bir mecrayı, bütün imkanlardan yararlanarak en doğru şekilde kullanmak istedik”.
Hadi sitenin adresini de verelim: “birliktesevgiyle.com”
Bir de bahse girmek isterim:
Şişli Belediyesi’nin bu çalışması, o sıkıcı, bunaltıcı kurumsal internet sitelerinin kendilerini değiştirmeleri için bir işaret fişeği olacak.

Sevgililer Günü’nden nefretimin 8 nedeni

BİR: Mevlid Kandili’ne denk gelince iki gün evvele alınabilecek denli iş bilir bir gün olmasından dolayı...
İKİ: Bazı çevrelerde bugüne “Hıncal Bayramı” adının verilmesinden dolayı...
ÜÇ: Çok kolay bir şekilde bir kasma ve kasılma günü haline gelebilme potansiyelinden ötürü.
DÖRT: Her şeyin bir anda kırmızı kalp şekline bürünmesinden dolayı...
BEŞ: “Sevilecek... Sev...” türü bir uluslar arası bir komutun bünyemde oluşturduğu alerjik reaksiyondan ötürü.
ALTI: Sonuçta kabağın erkeğin başına patlamasından dolayı...
YEDİ: Aşkın ve sevginin piyasanın canlandırılmasına alenen ve resmen alet edilmesinden dolayı...
SEKİZ: Aşkın ve sevginin teşhirini teşvik eden bir yanının olmasından dolayı...

Açık kutlamalar

Sevgili arkadaşım Cüneyt Özdemir, Paris’te evlendi. Ömür boyu mutluluklar diliyorum hem kendisine, hem de Zeynep İnanoğlu’na...
Çok ama çok eski dostum Lütfullah Göktaş, Başbakanlık Basın Müşaviri oldu. Zor ve yorucu bir görev... Kolay gelsin diyorum.

Hastasıyız

Sinemalardaki cuma-cumartesi gece yarısı seanslarının...
Beklenmedik zamanlarda ortaya çıkan vicdan kabarmasının...
En mutena ortamlarda lahmacun sevgisinin vurgulanmasının...
Son put yıkılıncaya kadar mavra çevirmenin...
Ayşe Hür’un Taraf’taki haftalık yazılarının...
Boksör filmlerinin...
Melih Gökçek’in Twitter performansının...

Yazarın Tüm Yazıları