Ceyhun Atıf Kansu Sokak, No: 202

GEÇEN hafta AKP Genel Merkezi'nde Genel Başkan Tayyip Erdoğan ile görüştüm.Erdoğan'ı iki yıldan bu yana ilk defa görüyorum.

AKP Genel Merkezi'nde geçirdiğim yarım saat boyunca yaptığım gözlemlerin, Türk siyasetinin önümüzdeki günlerini anlamamız bakımından yararı olacağını sanıyorum.

KAPIDAKİ İZLENİM

AKP'nin genel merkezi, Ankara'da Balgat Semti, Ceyhun Atıf Kansu Sokağı'nda.

Kapıdaki izlenimim şu: Ankara'nın en güzel genel merkez binası.

Çok güzel bir bahçe düzenlemesi yapılmış.

Binanın giriş katı, sergi salonu olarak kullanılıyor.

Geçen hafta bir resim sergisi varmış.

Önümüzdeki günlerde de gazetecilerin fotoğraflarından oluşan bir sergi açılacakmış.

Kapıda lacivert takım elbise giymiş, çok nazik iki kişi beni karşıladı.

Genel başkanlık katına çıktığımızda, Hürriyet'inki kadar şık bir dekorasyonla karşılaştım.

Erdoğan ve AKP yönetimi yemekteydi.

Beni görünce hemen kalktılar ve genel başkan odasına geçtik.

Bir ayrıntı...

Genel başkanın odasının önünde iki sekreter oturuyordu.

İkisinin de başı açıktı.

Çıkarken bir başka odada başı örtülü iki genç kızın bulunduğunu fark ettim.

Yani binada başörtüsü ne tabu, ne de yasak...

Genel başkanlık odası, Ankara'da şimdiye kadar gördüğüm en büyük ve en zevkli siyasetçi bürosuydu.

Zeytin yeşili deri koltuklarla döşenmişti.

Tayyip Erdoğan'ın çalışma masasının arkasında, yine şimdiye kadar hiç bir genel başkanın odasında görmediğim kadar büyük bir Atatürk fotoğrafı vardı.

Bu bir portre değil, benim de çok sevdiğim, Atatürk'ü milletvekilleriyle birlikte Meclis'ten çıkarken gösteren bir fotoğraftı.

DUVARDA VAN GOGH

Odanın geri kalan bölümünde duvarlarda güzel röprodüksiyon tablolar vardı.

Bir tanesi Van Gogh'un ünlü ayçiçekleri tablosuydu.

Tayyip Erdoğan güzel bir takım elbise giymişti.

Buna çok uygun bir kravat takmıştı. Acaba kıyafetini düzenleyen bir danışmanı var mı diye düşünmedim değil.

Yanında Genel Başkan Yardımcıları Abdullah Gül ve Doç. Murat Mercan vardı.

Mercan, Bilkent Üniversitesi'nde öğretim üyesiyken kızımın hocalığını da yapmış.

Sohbetimize katılan öteki kişiler ise MKYK üyesi Reha Denemeç, Özel Kalem Müdürü Turan Çömez, Genel Başkan Danışmanı Erol Olçak ve Erdoğan'ın İstanbul Belediye Başkanlığı döneminden beri yanında olan Hüseyin Besli'ydi

İSTANBUL'DAKİ TEPKİLER

Tayyip Erdoğan'
ın odasının penceresinden inşaat halinde çok büyük bir bina görünüyordu.

O da MHP'nin yeni genel merkezi binasıymış.

Erdoğan bu binayı iyi bir yatırım olarak görmüyor. ‘‘Isıtması için bile dünyanın parasını harcamak gerekir’’ diyor.

İtiraf edeyim, Erdoğan ve ekibi, insanın üzerinde olumlu bir izlenim bırakıyor. Bunu bazı yabancı temsilcilerden de işittim.

Hepsi sakin insanlar. Konularına hákim görünüyorlar.

Yalnız Erdoğan'ı biraz düşünceli buldum.

Hakkında açılan davaların canını sıktığı belli oluyordu.

‘‘Kaç dava açıldığını bir bilseniz? Davadan başımızı kaldıramıyoruz’’ diyor.

Aklımda yanlış kalmadıysa bugüne kadar 66 vilayeti dolaşmış.

‘‘Halkın ilgisi gerçekten büyük’’ diyor.

Çok açık bir ifadeyle Avrupa Birliği'ne giriş için gerekli kanunları destekleyeceklerini söylüyordu.

Bu gözlemlerimi İstanbul'a döndükten sonra çok kişiye anlattım.

Yüzde 90'ından aldığım tepki şuydu:

‘‘Takıyye yapıyor...’’

Ben oldum olası bu takıyye kelimesinden hiç hazzetmedim.

Bir insanın ne yaptığını görmeden, ‘‘Onun asıl amacı bu’’ deme hakkımız olmadığını düşünüyorum.

Ayrıca Türk siyasetinin son 50 yılında seçimlerde verilen sözlerin ne ölçüde tutulduğuna bakarsanız, her siyasetçinin takıyye yaptığı sonucunu çıkarabilirsiniz.

SONUÇ

Ama Ceyhun Atıf Kansu Sokak, 202 Numara'da geçirdiğim yarım saatten sonra izlenimim şu:

Öteki siyasi partiler, Erdoğan'la centilmence bir mücadele yapacaklarsa, kendilerine ve liderlik kadrolarına mutlaka çekidüzen vermek zorundalar.
Yazarın Tüm Yazıları