Can boğazdan gelir mi, gider mi

Yedikçe daha sağlıklı kalmayı düşünmek çok eskilerde kaldı. Çok yemek güç ve sağlık vermek bir yana, hasta bile ediyor!

Uzmanlara göre özellikle kırklı yaşlardan sonra can boğazdan gelmiyor, gidiyor. Onun için ihtiyacınız kadar yemeli, fazlasına "hayır" demeyi öğrenmelisiniz. Beslenirken de hayatın birçok alanında olduğu gibi dengeye, çeşitliliğe ve yeterliliğe dikkat etmelisiniz. Ne az, ne çok yemeli, sürekli aynı şeyleri yemeye devam etmemeli, mümkün olduğu kadar farklı ve çeşitli yiyecekler, içeceklerle beslenmelisiniz.

DENGE, ÇEŞİTLİLİK VE MİKTAR ÇOK ÖNEMLİ

Yine uzmanların söylediklerine göre proteinin de karbonhidratın da yağın da iyisi var, kötüsü var. Mesela sebze ve meyveyi bol yiyin ama sebze tercihlerinizi tamamen gövdeli sebzelerden, özellikle patatesten yana kullanmayın. Çünkü bunlarda fazla miktarda nişasta olabiliyor. Meyveyi aman ihmal etmeyin ama şeker deposu meyveleri daha az yemeye çalışın. Üzümü, inciri, karpuzu ve diğer meyveleri çok fazla tüketecek olursanız kilo alabiliyorsunuz.

Proteinlerin de çok kalitesizi kalitelisi var. Hayvansal proteinler bitkisel proteinlerden daha kaliteli. Hayvansal proteinler arasında ise yumurta baş köşeye oturuyor. Bitkisel proteinlerin de az iyisi-çok iyisi var. Örneğin bakliyatlarda bulunan bitkisel proteinler, tahıllardakinden daha güçlü ve etkili.

HANGİ YAĞ DAHA İYİ

Aynı durum yağlar için de söz konusu. Yağların da iyisi-kötüsü var. Her şeyden önce "tüm yağlar kötüdür" gibi yanlış bir mesajdan kendinizi korumak zorundasınız. İnsan vücudu mutlaka belirli bir oranda yağ ihtiva etmek zorunda. Bu oranın yüzde 12’nin altına düşmemesi, yüzde 25’leri de geçmemesi gerekiyor. Yüzde 10’un altı tehlikeli bulunuyor. Kısacası yağ olmadan olmuyor.

Yağ seçerken dengeye de dikkat etmek gerekiyor. Doymuş ve doymamış yağları belli bir ölçü içinde kazanmaya özen göstermek daha faydalı. Örneğin her gün aldığınız kalorilerin yüzde 78 kadarını doymuş yağlardan almanız gerekiyor. Yani bir kaşık ucu tereyağının ya da margarinin öyle zannettiğiniz kadar fazla bir zararı yok. Aslında sağlıklı yağların da içinde bazen bol miktarda doymuş yağ bulunabiliyor. Bu da kabul edilebilir bir durum.

ZEYTİNYAĞI ŞAMPİYON AMA

Sakın şaşırmayın! Zeytinyağının içinde neredeyse margarinler kadar doymuş yağ var. "E peki o zaman zeytinyağı yerine margarin mi yiyelim hocam?" diye bir soru aklınıza gelebilir. Siz yine zeytinyağına öncelik vermeye devam edin. Çünkü zeytinyağında bulunan sağlığa faydalı tekli doymamış yağ asitleri (özellikle Omega 9 yağları) margarinlerde pek bulunmuyor! Bu bilgiyi keskin bir margarin karşıtlığı olarak yorumlamayın.

Ölçülü ve oranlı kullandığınız takdirde her yağa izin var! Tabii ki trans yağlar hariç. Trans yağların yüzde 1’den daha az miktarda alınmasına sağlık açısından izin var ama bu miktarı bile çok güvenli bulmadığımı söylemeliyim. Kısacası biraz dikkat ettiğinizde zeytinyağı ağırlıklı olmak koşuluyla diğer bitkisel yağları da, tereyağı hatta margarinin de kabul edilebilir limitler içinde kullanabilirsiniz.

BESLENMEK BİR SANATTIR

Değerli okurlar, beslenme bir sanattır! Bu sanatın ne sadece yemeği pişirme yanı, yani ona lezzet katma ustalığı tarafı, ne de bir diyetisyen titizliğiyle oranları belirleme yanı işi tek başına çözmez. Çok iyi bir beslenme müziği dinlemek istiyorsanız, hem doğru enstrümanları (yiyecek ve içecekleri) seçmeniz, hem de o orkestrayı iyi yönetmeniz gerekiyor. Ayrıca yönetim işini yaparken strese girmek bir yana keyif almanız da şart.

Hormon tedavisi-doğum kontrol hapı karşılaştırması

Doğum kontrol haplarındaki hormonlar ile menopozda kullanılan hormon tedavisi ilaçlarındaki hormonlar aynı değildir. Vücuttaki hormon aktivitesi menopozdan önce ve sonra ciddi değişiklikler gösterir. Doğum kontrol hapları yumurtalıklardan zaten salınmakta olan hormonları düzenler, menopozda verilen hormon tedavisi ise artık yumurtalığın üretmediği hormonların yerine geri konmasıdır, bir anlamda eksiğin giderilmesidir.

Doğum kontrol haplarında bulunan östrojen ve progesteron hormonları, aynı hormon ailesinden olmakla birlikte menopozda kullanılan hormonlardan hem tip olarak, hem de dozaj olarak farklıdırlar. Doğum kontrol hapları daha yüksek dozajda ve daha güçlü östrojen ve progesteron içerirler. Doğurganlık çağında alınan doğum kontrol hapları aile planlama yanında yumurtalık ve rahim içi kanserlerinin önlenmesinde etkilidirler, genel olarak bakıldığında faydaları risklerinden fazladır. Buna karşılık eğer ciddi ateş basması ve terleme, vajinal kuruluk gibi sorunlar yoksa menopozda hormon tedavisi kullanımı fazla fayda sağlamamaktadır.

Her türlü hormon tedavisinin cinsi, uygulanış şekli, dozajı ve kullanım süresi doktorla iyice görüşülmeli ve her hastanın ihtiyacı farklı olacağından kişi bazında kararı doktorla hasta birlikte tartışarak vermelidir.

Tiroidi çalıştıran besin var mı

Hipotiroidi tanısı konan kişiler, kan tahlillerini ve diğer tetkiklerini düzenli yaptırıp sonuçları doktorlarıyla ile paylaşır ve onun önerdiği tedaviyi doğru uygularlarsa herhangi bir sorun yaşamazlar.

Herkes gibi hipotiroidi tedavisi görenler de tıbbi geçerliliği onaylanmamış, yararı kanıtlanmamış bazı beslenme önerileri ile karşılaşabilirler. Özellikle internet bu anlamda bir "gayya kuyusu" gibidir! Merak uyandıran her şeyi doktorunuz ile paylaşmak ve onun "uzmanlaşmış süzgeç"inden geçirdikten sonra uygulamak en iyi çözümdür.

Hipotiroidi nedeniyle yapay tiroid hormonu alan kişinin dikkat etmesi gereken en önemli nokta bazı kimyasalların bu hormonun emilimini azaltabileceğidir. Demir, kalsiyum içeren destek ürünler, soya unu, içerdikleri alüminyum nedeniyle mide asidini azaltmak için kullanılan antasitler, ülser tedavisinde kullanılan sükralfat, kolesterol düşürücü bazı ilaçlar birer örnektir. Tiroid ilacını aç karınla veya bu tür ilaçlardan yaklaşık dört saat kadar önce ya da sonra kullanmak alınacak ilk önlemlerdir.

Hangi bitki, hangi kansere faydalı

Domates sosu, salça ve ketçap gibi domates ürünlerinde bulunan likopenin prostat kanserinden korunmada faydalı olabileceği, meme ve kalın bağırsak kanseri oluşumunu engellemede rolü bulunabileceğini düşündüren çalışmalar var.

Ispanak, pancar gibi sebzelerde bol miktarda bulunan folik asidin karaciğer kanserinden korunmada, balıkta bulunan D vitaminin ise pankreas, kalın bağırsak, meme ve prostat kanserinden korunmada etkili olabileceği belirtiliyor. Brokoli, lahana, karnabahar gibi yiyeceklerde bulunan sulforafanın birçok kanserden örneğin mesane kanserinden korunmada faydalı olabileceğini gösteren bulgular elde edilmiş. Bunlar çok özel ve doğrudan ilişkili yararlar.

Aslında meyve ve sebze yemenin kanser oluşumunu engellemede önemli bir destek olabileceğini gösteren daha birçok çalışma var. Taze güvenli mümkünse organik şartlarda yetiştirilmiş meyve ve sebzeleri başarabildiğiniz kadar fazla tüketin. Bu sebzelerin en renklilerini ve doğallarını en tazelerini yemeye özen gösterin. Hep aynı sebze ve meyveleri yemek yerine sık sık çeşitlendirin. Domates yerken onu biraz ısıtın veya biraz pişirin.

Egzersiz trendleri

- Yoga

- Pilates

- Ergen egzersizleri

- Yaşlı egzersizleri (60 yaş üstü egzersiz çalışmaları)

- Sabah egzersizleri

- Ev egzersizleri

- Fonksiyonel fitness (Belirli bir bölgeye yönelik aktiviteler.)

- Grup fitness (Toplu egzersiz aktiviteleri)

- İşyerinde fitness

- Postacı yürüyüşü (Dakikada 120 adımdan daha hızlı yürümek)

Kalp hastalığının risk faktörleri

Koroner kalp hastalığına yakalanma ihtimali aşağıdaki sorunların mevcudiyetinden daha yüksek oluyor. Eğer bu sorunlardan herhangi birinin ya da fazlasının bulunduğunu düşünüyorsanız önlem almanız iyi olur. Özellikle ailenizde kalp damar hastalıkları sık görülüyorsa geç kalmamanızda fayda var:

- Sigara içmek

- Hipertansiyon

- Kötü kolesterol fazlalığı

- İyi kolesterol azlığı

- Şeker hastalığı

- Şişmanlık - Hareketsiz bir yaşam tarzı

- Stres yönetimi eksikliği ve aşırı stres yükü

Akşam öğünü nasıl olsun

Akşam işten geç saatlerde dönüyorum. Ve yalnız yaşadığım için eve gelince yemek yapmaya üşeniyorum. Bu durum başladığım diyetleri hep yarım bıraktırıyor. Eve gelince kalorisi yüksek olmayan ama hızlı ne çeşit yemekler pişirebilirim?

Diyet yapanlara ait bir bahane gibi görünse de bu durum gerçekten uygulanan diyeti zora sokmaktadır. Akşam mönüleri hızla tüketilen, kalorisi yüksek atıştırmalıklar (bisküvi, börek, fındık, leblebi, ceviz gibi) haline gelmektedir. Bu durum akşam almanız gereken kaloriyi farkında olmadan epeyce artırmaktadır. İşte size basit bir tarif; ana malzemeyi ton balığı, peynir, yumurta veya köfte olarak da çeşitlendirebilirsiniz.

Tavuklu sandviç

60 gr (1 avuç içi büyüklüğü) tavuk göğüs (teflon tavada pişirilmiş)

Domates, salatalık, 1-2 yaprak marul yaprağı, maydanoz (önceden yıkanmış saklama kabında)

n 1 çorba kaşığı ketçap

n 2 dilim kepekli ekmek

n 1 bardak ayran

n Öğünün enerjisi; 350 kalori (hazırlama süresi 10 dakika)

n Bu öğünün ardından yatmadan 2 saat önce meyve değişiminizi de kullanmayı unutmayın. 1 küçük boy elma veya 1 büyük boy mandalina veya 1 orta boy portakal.

Hızlı yemek tehlikeli olabilir

Arkadaşlarım yemeğe başlayıncaya kadar ben tüm yemeği bitirmiş oluyorum. Yavaş yemem gerektiğini biliyorum ama bunu başaramıyorum. Ne önerirsiniz.

Hızlı yemenin sindirim sistemine ve kilo kontrolüne olumsuz etkileri olabilir. Sindirimi zorlaştırabilir, yememiz gerekenden daha doğrusu doyacağınız miktardan daha fazla yemiş olursunuz. Yediğinizden tat almazsınız ve tatmin olmazsınız. Yemekten sonra da atıştırma isteği devam eder. Bu sebeplerle yemeğinizi yavaş yiyin. Ayrıca midenizden beyninize sinyalin gitmesi için 20 dakika geçmesi gerekiyor. Hálbuki biz 5 dakikada tüm yemeği bitirmiş oluyoruz. Hızlı yeme yemek sonrası uyku hali veya gaz şikáyetlerine de neden olabilir. Bunu engellemek için,

- 3 saatten fazla aç kalmamaya çalışın.

- Yemekten önce 1 bardak su için.

- Yemek yerken çatalı, kaşığı elinizden bırakın.

- Ağzınızdakini bitirmeden diğer lokmayı alıp almadığınızı kontrol edin.

Kanser aşıları güvenli mi

Birçok hastalığın tedavisinde aşı umudu doktorları da hastaları da heyecanlandırıyor. Bu umut özellikle bazı alanlarda gerçekleştiği zaman da mutluluk veriyor. Bu mutluluk halinin bazı tereddütlerle birlikte olması da son derece normal. Rahim ağzı kanserine karşı geliştirilen koruyucu aşıda da aynı sorunlar yaşandı.

HPV virüslerinin hangilerinin rahim ağzı kanserine yol açtığı biliniyor. İlaç firmaları bu virüslerin proteinlerine karşı geliştirdikleri antiviral aşılarla virüslerin yol açtığı rahim ağzı kanseri ve siğiller gibi birçok soruna engel olunabileceğini gösterince herkesi bir umut dalgası kaplayıverdi. Bu umut tabii ki bazı tereddütleri de beraberinde getirdi.

Amerikan Hastalık Kontrol Merkezi’nin yaklaşık 190 bin genç kız ve kadında yaptığı yeni bir çalışmanın sonuçları GARDASİL adıyla bilinen rahim ağzı kanseri aşısının sonuçlarının güvenli olduğunu gösteriyor. Aşı 11-12 yaş sonrası genç kızlara ve kadınlara 3 doz halinde uygulanıyor. Koruyucu oranı son derece yüksek. Konu hakkında daha fazla bilgilenmek istiyorsanız kadın hastalıkları uzmanınız ile görüşmeniz gerekiyor.
Yazarın Tüm Yazıları