Bütün yönleriyle Oryantalizm

SAKIP SABANCI MÜZESİ’nde çok önemli bir sergi açıldı:

Haberin Devamı

‘Oryantalizmin 1001 Yüzü’.
Oryantalizm
, çok sözü edilen, yorum çekiştirmelerine müsait bir akım, bir kavram.
Tarafsız incelemeler de yayımlandı, küçültücü tespitlerle anıldı.
Bu sergi, ziyaretçiye zengin bir malzeme sunuyor. Hazırlanan kataloğu okuduktan, sergiyi gezdikten sonra nesnel bir yargıya varabilir. Bugünün insanı, tarihi perspektiften dünü öğrenerek bugüne varırsa, nesnel yargılara varabilir.
Oryantalizm’in değişik alanlara yansıyışı,geniş açıdan bir yaklaşımı sağlıyor. Bence Oryantalizm, Doğu’ya Batı’dan bakmak. Hiç kuşkusuz bu yabancı bakış, kendimizi tanımada bazı katkılar da getirebilir.
Sakıp Sabancı Müzesi Müdürü Nazan Ölçer, Sunuş’ta işin zorluğunu ve yaygınlığını özetlemiş:
“Oryantalizm kavramının farklı yönlerini geniş bir bakış açısıyla ele almaya gayret ettik. Aynı zamanda Batı’nın yarattığı bu hayali Doğu imgesinin, ilham kaynağı olan coğrafyaya bir moda halinde geri dönerek yeni oluşumlara yol açtığını belirtmeyi de ihmal etmemeye çalıştık”.
Ahmet Ersoy, Giriş
’te, Oryantalizm’i nitelendirişimizin geçirdiği evreleri sıralıyor.
Edward Said’in Oryantalizm’inin getirdiği yorumdan yola çıkıp Ahmet Hamdi Tanpınar’ın teşhisine değiniyor, Oryantalizmin Osmanlı Hali’ni irdeledikten sonra yazısını şöyle noktalıyor:
“Bugün, Fransa askeri kuvvetleri Mali’yi teklifsizce ‘kontrol’ altına alırken veya Osmanlı Oryantalizmi, yüzeysel, nostaljik ve homojen bir şehir dokusu olarak İstanbullulara dayatılırken, bu tür Saidvari duyarlılıklara hâlâ ihtiyacımız var”.
Ersoy’un yazısı, Oryantalizm üzerine çeşitlemeleri anlamak için mutlaka okunması gereken bir yazı.

* * *

Haberin Devamı

KATALOGTAKİ yazı başlıklarına baktığınızda Oryantalizm konusunda öğretim üyelerinin, uzmanların incelemeleriyle ayrıntılı bilgi edinebileceğinizi anlarsınız.
Yazarların adlarını vermeliyim:
Ahmet Ersoy, Emine Gürsoy Naskali, Edhem Eldem, Zeynep Çelik, Turgut Saner, Zeynep İnankur, Semra Germaner, Engin Özendes, Filiz Ali, Emre Aracı, Alexandre Vassiliev, Gökhan Akçura.
Filiz Ali’
nin Avrupa Sanatı ve Müziğinde Osmanlı İmparatorluğu’ndan Yansımalar yazısında, ’Avrupalı Doğu’ya daima yukarıdan bakmıştır” diyor. “Avrupalı için Doğu’nun müziği de hayal mahsulüdür. Artık ikili ve dörtlü ses aralıkları, uzayıp giden melizmalar ve süslemelerle göz boyayan melodiler, davullar, ziller, tiz sesli obualar, hatta kimi zaman kastanyetler kullanılarak kendi beğenisine göre Çingene müziğinden esinlenerek yarattığı eklektik bir müziktir bu. Müzikte Oryantalizm aslına bakarsanız sadece ‘kitsch’tir.”
Emre Aracı, Osmanlı Sarayında Avrupa Müziği’nde Türkiye ile Avrupa arasındaki etkileşimi inceliyor:
“Türk müziğinin Avrupa müziğine etkisi Batı’da açıkça bilinirken, Avrupa müziğinin 19. yüzyılda, her ne kadar ilk başta saray çevrelerinde sınırlı kalmışsa da, Türk müzik dünyası üzerinde yapmış olduğu etki konusunda pek fazla bir toplum bilinci olduğunu söylemek ne Batı’da ne de Türkiye’de mümkündür”.
Bazı parçaların altındaki yazı bugüne bir gönderme olarak da düşünülebilir.
Avrupa pazarı için üretilmiş bazı parçalar, sanat, edebiyat dünyasında da geçerli olan bir anlayış mıdır ya da böyle bir amaç edebiyat ortamında ilgi görmüş müdür? Sanırım bu da tartışılabilir.
Kataloğun sonundaki Sonsöz, sanırım şüpheye mahal bırakmayacak şekilde dünden bugüne süregelen bir anlayışı ifade ediyor:
“Bu coğrafyada Şark imgelemine duyulan ilgi yalnızca Osmanlı dönemiyle sınırlı kalmadı. Cumhuriyet Türkiyesi’nde de Oryantalizm modernleşme deneyiminin ayrılmaz bir parçası oldu”.

* * *

Haberin Devamı

TÜRK kültürü, sanatı, yaşama biçimi üzerine bilgi veren, herkesin ilgileneceği bir sergi. Bir daha sergilenen eşyayı görmek mümkün değil.

Yazarın Tüm Yazıları