Bunca mutsuzluk 20 yaşında bir kıza reva mı

“Annem bana hep beddua eder, ‘Muradını almayasın, hiç mutlu olmayasın, elinden mendil düşmesin...’ diye...” diyor bu genç kızcağız..

Haberin Devamı

Gerçekten de tutmuş sanki bedduaları, hiç mutlu olamamış. Gözündeki yaş dinmemiş.
Bu son zamanlarda ailelerinden, annelerinden şikayet eden, onların sanki can düşmanlarıymış gibi davrandıklarını söyleyen o kadar çok gençten mektup alıyorum ki… Aklım almıyor. Bu nasıl anne, bu nasıl aile diye düşünüyorum.
İşte yine beni şoke eden bir mektup... Böylesine bir mutsuzluğu ana ocağında yaşayan biri, gelecekten ne bekler, ne umar, nasıl bir ruh hali içinde evliliğe adım atar... Evlenip bu evden kaçmak istiyor da, gerçekten kendi evliliğinde de mutlu olabilir mi? Umarım olur. Gerçekten içim parçalandı bu mektup karşısında. 20 yaşında gencecik bir kız kendi öz annesinden bunca kötülük görmek için ne yapmış olabilir ki?

Annem ve ağabeyim beni sürekli dövüyor

Haberin Devamı

Sevgili Güzin Ablacığım; her sabah gazeteyi elime alırım ve ilk sizin sayfanıza bakarım. Umarım benim derdime de derman verirsiniz. Canım çok acıyor ablacığım, çok yalnızım. Ben 20 yaşında, Almanya’da yaşayan bir genç kızım ve mutluluk yüzü hiç görmeyen her gün acı çeken biriyim. Şu an ben hem okula hem de işe gidiyorum. Lise son sınıfta, başarılı bir öğrenciyim. Bazen diyorum ki keşke benim annem de sizin gibi olsa, onunla her şeyi paylaşsam ama annem beni anlayan biri değil ne yazık ki...
Bir gün bile oturup annemle derdimi paylaşmadım. Annem ve babam 7 senedir ayrı. Babamı sorsanız, beni ne arıyor ne de soruyor, evlatlıktan bile reddetti.
Babamı yolda görsem yolumu çeviriyorum ki beni görmesin diye... Babamı her gördüğümde ağlıyorum. Eskiden babam yüzünden ben çok acı çektim. Bu yetmiyormuş gibi annemden ve ağabeyimden de çekiyorum. Annem beni her yerde azarlıyor, dövüyor; ağabeyim de hep beni arkadaşlarımın yanında aşağılıyor hatta dövüyor. Her Allah’ın günü annem ve ağabeyimden sürekli küfür işitiyorum. Hem de hiçbir şey yapmadığım halde…
Bugüne kadar hiç erkek arkadaşım olmadı; beni isteyen oldu ama ben hep hayır dedim çünkü ben okumak ve çalışmak istiyordum. Annemin bana nasıl küfür ettiğini duysanız, aklınız durur, şaşarsınız ve “Nasıl dayanmışsın” dersiniz. Artık gerçekten dayanamıyorum. Ağabeyim annemle tartıştığı zaman bile ona sinir olur, bir suçum olmadığı halde gelir beni döver. Artık dışarıya çıkamıyorum, uzun kollu kazak giyiyorum izlerimi kimse görmesin diye. Şu an size bunları yazdığımda gözlerim yaşla doluyor. Bazen ya kaçıp kurtulmak istiyorum ya da ölmeyi.
Bundan 3 ay önce çok sevdiğim bir genci kaybettim, kaza yapan o Türk Hava Yolları uçağındaydı. O öldü. Ben işteyken Hürriyet gazetesinde okudum ve öğrendim. O anda sanki dünyam başıma yıkıldı. Anneme söyledim, bana “Bırak şimdi onu, sen git çalışmana bak” dedi.
Köle gibi görüyorlar
Ağabeyim ve annem beni köle ya da köpek gibi görüyorlar.
O gençle biz 2006 yılında tanıştık ama hiç çıkmadık. Bir keresinde bana demişti ki “Bir cana su ver ki o güzelliğin boşa gitmesin”, o gün çok mutluydum ama Allah’ım bana bu mutluluğu çok gördü. Şimdi o yok.
Onu unutmaya çalışıyorum ama olmuyor, ne zaman duygulu bir şarkı duysam o aklıma geliyor ya da onun çalıştığı yerden geçsem yüreğim çok acıyor.
Bu aralar birini beğendim, o da beni beğeniyor çünkü gözünü benden ayırmıyor karşılaştığımızda.
Kendisi 21 yaşında, akrabam oluyor  ama herhangi bir şey teklif etmedi bugüne kadar. İsterdim ki teklif etsin, ben de kabul edeyim. Ben bu evden kurtulmak istiyorum, karşıma kim çıkarsa çıksın…
Mesela yaşça benden büyük bile olsa, fakir bile olsa hemen kabul ederim yeter ki kurtulayım bu cehennemden.
Ne olur ablacığım bana akıl ver, senden başka kimseyle derdimi paylaşamıyorum. Annem bana hep beddua eder, “Muradını almayasın, hiç mutlu olmayasın, elinden mendil düşmesin” diye...
Ablacığım belki de annemin bedduaları kabul oluyor, hiçbir şey yapmadığım halde... Ne yapmalıyım. Bir an önce cevap ver bana.
RUMUZ: MUTLULUĞU ARAYAN CANO

Yazarın Tüm Yazıları